SANA (AA) - HALİD TAC - Uzun süredir devam eden çatışmalara, yetersiz sağlık sektörü ve zor insani şartlara sahne olan Yemen, son bir aydır yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının 3. dalgasıyla karşı karşıya.
Yemen'de son dönemde hükümetin kontrolü altındaki bölgelerde vaka sayılarında artış görülürken, İran destekli Husilerin denetiminde bulunan bölgelerdeki durum ise bilinmiyor.
İlk dalganın Nisan 2020, ikincisinin Mart 2021'de ortaya çıktığı Yemen, ağustos ayının başlarından bu yana salgının üçüncü dalgasıyla mücadele ediyor.
Uzmanlar, ülkeyi etkisi altına almaya başlayan üçüncü dalganın yol açabileceği vahim sonuçlar konusunda uyarıyor.
Yeterli dozda aşı bulunmaması nedeniyle 30 milyonluk nüfusa sahip Yemen'de sadece yaklaşık 360 bin kişinin aşılandığı kaydediliyor.
Yoksulluk ve sağlık sektörüne yönelik güvensizlik gibi nedenlerden virüse yakalanan hastaların çoğunun da hastanelere gitmediği belirtilen Yemen'de Kovid-19 vakalarıyla ilgili açıklanan verilerin gerçeğin sadece küçük bir parçasını yansıttığı ifade ediliyor.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Yemen'de Kovid-19'a yakalananların dörtte birinin hayatını kaybettiğine işaret ederek, dünya genelinde vaka sayısına oranla en fazla can kaybının yaşandığı ülkenin Yemen olduğunu aktarıyor.
- Yetkililerden tedbirlerin artırılması talimatı
Yemen hükümeti, son günlerde Kovid-19 salgınının 3. dalgasıyla mücadele için sağlık sektöründeki hizmetlerin güçlendirilmesi yönünde bazı kararlar aldı.
Bu kapsamda, faaliyetleri birkaç aydır askıya alınan karantina merkezlerinin yeniden açılması ve aktif hale getirilmesi, karantina merkezlerindeki personeli çalışmaya teşvik edecek mekanizmaların kurulması kararlaştırıldı.
Hükümet ayrıca bazı oksijen fabrikalarının kurulumu için gerekli prosedürlerin hızlandırılması önerisini de onayladı.
Sağlık Bakanı Kasım Buheybeh yaptığı açıklamada, "Karantina merkezlerinin tamamındaki hazırlık çalışmaları maksimum kapasiteyle devam ediyor." dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 5 Ağustos'taki açıklamasında, salgının "dünyanın en karmaşık ve tehlikeli insani kriziyle boğuşan Yemen'e ağır bir zarar verdiğini" bildirmişti.
DSÖ, ülkedeki vaka sayılarına ilişkin açıklamalarının, bilançonun tam olarak bildirilmemesi ve virüsün yayılmasına ilişkin zayıf tahminler nedeniyle gerçek verileri yansıtmadığına dikkati çekmişti.
- Yeni dalga karşısındaki kırılgan şartlar
Taiz Sağlık Bakanlığı Ofisi Salgın Hastalıkları Gözlem İdaresi Müdürü Abdulmelik eş-Şerihi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Kovid-19 salgınında 3. dalganın savaş ve abluka nedeniyle çökmüş durumdaki sağlık sektöründe çok ciddi etkisi olacaktır." dedi.
Şerihi, salgında yeni dalganın ortaya çıkmasının en önemli nedenleri arasında Kurban Bayramı tatilinde şehirler ve ülkeler arası seyahatlerle virüsün taşınması olduğunu söyledi.
Karantina merkezlerindeki personelin çoğunun günlük ücret karşılığında çalıştığını aktaran Şerihi, pek çok çalışanın da bu yılın başından beri ücretleri ödenmediği için işten ayrıldığını belirtti.
Şerihi, yoksul halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak için kalabalık ortamlarda uzun süre bulunduğuna işaret ederek, Yemenlilerin salgın karşısında alınan önleyici tedbirlere riayet etmediğini ve böyle bir ortamda yeni dalganın nüfus üzerinde önemli etkileri olacağını kaydetti.
Son dalgada vakaların çoğunda ilk ikisinden farklı semptomlar gözlemlendiğini kaydeden Şerihi, hastalarda ciddi bir oksijen eksikliği olduğunu ifade etti.
Şerihi, sözlerine şöyle devam etti:
"Üçündü dalganın yaşandığı şu günlerde hastanelerdeki kısıtlı oksijen sıkıntısı hala devam ediyor. Sağlık personeli ve ilaç bulunamıyor. Yerel para biriminin değer kaybettiği ülkede tedavi için gerekli sağlık malzemelerinde yaşanan fiyat artışı sıkıntıları katlayarak büyütüyor."
- Yerel ve uluslararası boyutları
Gazeteci ve araştırmacı Ahmed es-Suheybi ise "Yemen'de aylardır gözlemlenen düşüşten sonra vaka sayılarındaki artış, salgın karşısındaki bilincin kaybolması, ihtiyati tedbirlerin ihmal edilmesi ve ülkedeki birçok karantina merkezinin kapatılması nedeniyle yaşanıyor." dedi.
Suheybi, bu konuda sorumluluğun bir kısmının da aşının kalan dozlarının gönderilmesinde yaşanan gecikme ve ilk dozun da yetersiz gönderilmesi nedeniyle uluslararası topluma ait olduğuna işaret etti.
Husilerin kontrolü altında bulunan bölgelerdeki vaka durumuna ilişkin açıklama yapmamasının sağlık alanındaki gerekli değerlendirmelerin eksikliğine yol açtığını da dile getiren Suheybi, Husilerin ayrıca aşılanmayı boykot ettiğini aktardı.
Suheybi, salgın kapsamında yaşanan son gelişmelerin en kısa sürede değerlendirilerek dikkate alınması durumunda ülkede yükselişe geçen salgının sonuçlarının hafifletilebileceğini kaydetti.
Gazeteci, üçüncü dalgada yaşanabilecek can kayıplarının ilk ikisinden daha fazla olabileceğini sözlerine ekledi.