"Bozkırın Tezenesi" Neşet Ertaş, 9 yıl önce 25 Eylül 2012'de hayatını kaybetti. Sazın ve sözün ustası, abdal kültürünün son büyük temsilciydi. Türküleriyle Anadolu insanının hislerine tercümanı oldu.
Sazını elinden, türküleri dilinden düşürmedi. Abdal geleneğinin son büyük ismiydi.
Neşet Ertaş, milyonların kalbini fethetti.
"Bozkırın tezenesi" 1938 yılında Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesinde dünyaya geldi. Halk müziği ile yaşayan bir ailenin üyesiydi.
Halk ozanı olma yolculuğu çocuk yaşlarda başladı
Neşet Ertaş çocukluğunda okula gidemedi ve herhangi bir müzik eğitimi almadı. Ancak onun bir halk ozanı olma yolculuğu da o yaşlarda başladı.
Babası bozlak geleneğinin en önemli saz ustalarından Muharrem Ertaş’tı. Müzik serüvenine babasının yanında gittiği düğünlerde saz çalarak adım attı.
1957'de "Neden garip garip ötersin bülbül" adlı ilk plağı ile adını duyurmaya başladı.
Yazar-Müzisyen Bayram Bilge Tokel, Ertaş için “Hiç şüphesiz yaradılıştan gelen meziyetleri vardı ama yaradılıştan gelen meziyetleri işleyecek, geliştirecek bir yetenek, azim, irade ortaya konması gerekiyor. Anadolu irfanı diyoruz o Neşet Ertaş'ta üst seviyedeydi” dedi.
Abdallığın son temsilcisiydi
Mütevazı kişiliği ve samimiyeti ile bir sanatçıdan fazlasıydı.
Neşet Ertaş yalnızca sazın ve sözün üstadı değildi. Onun abdallar diyarı Kırşehir’de başlayan yaşamının pek çok farklı durağı oldu. İlhamını hep hayatın içinden, yaşanmışlıklarından aldı.
"Çalıp söylediklerinin birçoğu da yaşanmış hikayeler türküleridir”
Neşet Ertaş'ın Kuzeni Burhan Ertaş da “Çalıp söylediklerinin içinde bir tane kelimesi bile boş değil, sevgi, gönül, aşk yaşamın içerisinden olan kesitlerden alınmış birçoğu da yaşanmış hikayeler türküleridir” diye konuştu.
Hayatı anlatan türküleri ile bazen hüzünlendir, bazen neşelendirdi. Dinleyenler, türkülerinde kendi hayatından bir kesit buldu. Bozlakları çok ağır, neşesi bile biraz hüzünlüydü.
Neşet Ertaş’ın bir diğer kuzeni Birol Ertaş ise bir keresinde 'Neşet abi bu türküleri nasıl yapıyorsun?' diye sorduğunu ve onun da 'Yeğenim ben türkü yapmıyorum, başımdan geçenleri mırıldanıyorum türkü oluyor’ dediğini söyledi.
Türkülerini miras bıraktı
Aşkı hep dillere destan oldu. Tıpkı Mecnun'un olduğu gibi, onun da bir Leyla'sı vardı. Aşkını da küskünlüklerini de hep türküleriyle dile getirdi. Sazının tellerine vurdu, eşi Leyla Ertaş'a duygularını hep sanatıyla anlattı.
400 plak ve birçok kasete imza attı. UNESCO, 2010'da Neşet Ertaş'ı "Yaşayan İnsan Hazinesi" olarak kabul etti.
Anadolu'nun güçlü sesi, 25 Eylül 2012'de hayatını kaybetti.