TORONTO (AA) - Birleşmiş Milletler (BM) Biyolojik Çeşitlilik Konferansı, Kanada'nın Montreal kentinde başladı.
Dünyanın biyolojik çeşitliliğini korumaya yönelik en büyük uluslararası konferans olan etkinliğin açılışında, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in de aralarında bulunduğu katılımcılar konuşma yaptı.
COP15 olarak da bilinen konferansın ilki, geçen yıl Çin'de gerçekleşmişti.
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesini yenilemek için bir araya gelen 196 ülkenin temsilcisi, dünyanın ekosistemlerini, bunlara bağlı bitki ve hayvan türlerini korumaya yönelik küresel bir anlaşmaya varmak için görüşmeler yapacak.
Türkiye'den de çok sayıda katılımcının yer aldığı konferansa, 14 Aralık'tan itibaren Tarım ve Orman Bakanı Prof. Vahit Kirişçi başkanlığındaki heyet de katılacak.
Konferans müzakereleri için istilacı türlerin yayılmasını durdurmak, böcek ilacı ve plastik kullanımını azaltmak da dahil 22 ana hedef başlığı belirlendi.
Bugün başlayan ve 19 Aralık'a kadar sürecek konferansın ana hedefi, dünyadaki ekosistemlerin ne kadarının muhafaza edilmesi gerektiğine dair asgari miktar üzerinde anlaşmak olacak.
Bilim çevreleri, dünyanın geri kalan karalarının ve okyanuslarının yüzde 30'unu korumanın, artan yok olma tehditlerini durdurmak ve sera gazı emisyonlarını azaltmak için uluslararası hedeflere ulaşmakta hayati önem taşıdığını ve bu hedeflere ulaşmak için biyoçeşitlilik ve iklim değişikliğinin yakından bağlantılı olduğunu dile getiriyor.
Toplam 17 bin katılımcı ve 900'ün üzerinde medya mensubu ile Montreal'de küçük bir kent haline gelen konferans merkezinde, 12 gün boyunca farklı etkinlikler de gerçekleştirilecek.
Konferansa ev sahipliği yapan Kanada Çevre Bakanı Steven Guilbeault, yaptığı yazılı açıklamada, “Doğayı koruma mücadelesi hiç bu kadar önemli olmamıştı. Dünya çapında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bir milyon tür var. COP15 Biyolojik Çeşitlilik Konferansı, bunların kaybını durdurmak, tersine çevirmek ve doğaya olumlu bir dünya yaratmak için nesiller boyu birlikte çalışma fırsatı sunuyor. Karşı karşıya olduğumuz biyoçeşitlilik krizinin ölçeği, iklim kriziyle aynı küresel odaklanmayı ve eylemi gerektiriyor ve kaybedecek vaktimiz yok.'' ifadesini kullandı.