Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, "asrın felaketi" olarak nitelendirilen 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin ardından Hatay'da yaraları sarmak için yoğun çaba sarf ettiklerini söyledi.
Altay, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası yıkımın fazla olduğu Hatay'da yürüttükleri çalışmaları anlattı.
Devletin büyük ve güçlü olduğunu, yaraların da en kısa sürede sarılacağını vurgulayan Altay, afet haberini aldığı andan itibaren süratle koordinasyonu sağladıklarını, yola çıktıklarını dile getirdi.
Altay, itfaiye arama kurtarma ekiplerinin de sabahın ilk ışıklarında bölgeye hareket ettiğini belirterek, "Ben de hemen hazırlıklarımı yaparak yola çıktım, 18.30 gibi Antakya'ya ulaştık. İlk çorbayı da bu saatte çıkarmaya başladık. Sonrasında felaketin büyüklüğünü gördükçe ciddi bir ekipman ve personel talebinde bulunduk. Hemen bir kriz merkezi oluşturduk. Taleplerin değerlendirilmesi bunun da Konya'dan hızlıca sevk edilmesi gerekiyordu. İkinci günde neredeyse 2 bine yakın personel, 700'e yakın aracımız Antakya'da hazır olmuştu. Bir taraftan arama kurtarma faaliyetlerini yürütürken bir taraftan da diğer eksiklerin giderilmesiyle ilgili çok yoğun bir çalışma yürütüldü." diye konuştu.
Antakya'da 3 bine yakın personel ile 839 iş makinesi ve aracın görevlendirildiğini aktaran Altay, Adıyaman ve Kahramanmaraş'ta da belediye ekiplerinin çalışmalara destek verdiğini ifade etti.
Üçüncü gün açılan kuyudan temiz su ihtiyacı karşılandı
Altay, Antakya'da en önemli ihtiyacın su olduğunu tespit ederek, altyapıyla ilgili çalışmayı başlattıklarına işaret ederek, "İlk etapta şebeke suyunu veremeyeceğimizi düşündüğümüz için tankerlerimiz yola çıktı. Üçüncü gün sabah ilk kuyunun tespit edilmesiyle temiz su almaya başladık. Sonrasında da Antakya'nın altyapısını ayağa kaldırmakla ilgili KOSKİ'miz çok büyük bir gayret gösterdi. İskenderun ve Samandağ'da da aynı çalışmaları yürüttük. Kuyuların devreye alınmasıyla ana depoya suyun basılması ve o sırada ana borulardaki tamiratların yapılmasını sağladık." ifadesini kullandı.
"Arabada ve konteynerde yatarak ekibimizin başında bulunduk"
Arama kurtarma faaliyetleri ile diğer ihtiyaç ve taleplerin belirlenmesine de ağırlık verdiklerini anlatan Altay, şöyle konuştu: "11,12 gün hiç ayrılmadan, arabada ve konteynerde yatarak ekibimizin başında bulunduk. Orada her arkadaşımızın kahraman gibi çalıştığına şahit oldum. Konya Büyükşehir'in Antakya'da yaptığı işlerin başarısı konuşuluyor ama merkez başta olmak üzere 31 ilçe belediye başkanlarımız çok ciddi destek verdi. Konya Ticaret Odası, Konya Sanayi Odası ve Konya Ticaret Borsası'ndan birer temsilci geldi. Sonra MÜSİAD Konya geldi. Sivil toplum kuruluşlarımız, yardımların organize edilmesi konusunda çok büyük bir gayrette bulundu. Ortaya çıkan tabloda bugün Konya'nın bu kriz yönetiminde diğer şehirlere göre öne çıktığını gördük. Bu, Konya'nın başarısıdır."
Mobil gözlük ve diş sağlığı aracında 1178 afetzede muayene edildi
İtfaiye ekiplerinin 168 kişiyi enkazdan canlı çıkardığını anımsatan Altay, Konya'dan gelen 601 tır yardımın da dağıtımını yaptıklarını vurguladı.
Altay, Hatay'da 16 farklı noktada 75 bin kişi kapasiteli sıcak yemek çıkaran mobil mutfakların hizmet verdiğini dile getirdi.
Ağız ve Diş Sağlığı Teşhis ve Tedavi Aracı ile Mobil Gözlük Aracı'nın da göreve başladığına değinen Altay, dün itibarıyla 1178 afetzedenin muayenelerinin gerçekleştirildiği bilgisini verdi.
"Acı varken ekranlara çıkmayı etik bulmuyorum"
Altay, güçlü belediyecilik altyapısına sahip olduklarını bildirerek, sahada yürütülen çalışmalara karşın Konya'daki hizmetlerde de aksama olmadığını söyledi.
Samimiyetle çalışanların yorulmadığına işaret eden Altay, şunları kaydetti: "Dolayısıyla bir taraftan giden arkadaşlarımız orada çok zor şartlarda çalışırken kalan arkadaşlarımız da burada işlerin aksamaması için yoğun gayret gösterdi. Herhangi bir işimizde aksama olmadı, herhangi bir tesisimizi kapatmak zorunda kalmadık. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi 'Aşk ile çalışan yorulmaz.' Birlik ve beraberlik ruhu varsa, işinize odaklanmışsanız ortada bir sorun çıkmaz diye' düşünüyorum. Herkes en iyi bildiği işi yapıyor. Bizim en iyi bildiğimiz işimizi yapmak, ona odaklanıyoruz. Başkaları işin şovunu yapmayı bildikleri için onun şovunu yapıyor. Kamuoyu bunu takdir ediyordur' diye düşünüyorum. Orada bir acı varken ekran ekran dolaşıp, 'Şunu yapıyoruz, bunu yapıyoruz' diye anlatmayı etik bulmuyorum. Ona harcayacağımız vakitle belki bir insanın susuzluğunu ve açlığını gidereceğiz, bir canı kurtaracağız. Bunu yapmaya gayret ettik."