İSTANBUL (AA) - İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi, Balyoz davası kapsamında sanıklar, avukatları ve müdahillerin yaptığı istinaf başvurularının dosya üzerinden incelemesini tamamladı.
Daire, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin sanık Mehmet Baransu hakkında, "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri temin etme" ve "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama" suçlarından aldığı 13 yıl hapis cezasına ilişkin yapılan itirazı değerlendirdi.
Ceza dairesinin yaptığı değerlendirmede, yerel mahkemenin karar verme sürecinde olayı bilen bazı tanıkların dinlenmediği ve bazı eksiklikler olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararı usulden bozdu.
- Azami tutukluluk süresi dikkate alınarak tahliye kararı verildi
Ayrıca daire, sanık Baransu'nun üzerine atılı suçların vasıf ve mahiyetini, dosyada bulunan delil durumunu ve sanığın tutuklu bulunduğu süreyi de göz önüne alarak, "5271" sayılı kanunun 102. maddesinde düzenlenen "azami tutukluluk süresi" ve tüm dosya kapsamını da gözeterek başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse tahliye edilmesine karar verdi.
Hakkında tahliye kararı verilen sanık Baransu, başka suçlardan da tutuklu bulunması nedeniyle cezaevinde kalmaya devam edecek.
Bu arada, İstinaf 27. Daire Başkanı Bülent Dalkıran'ın daha önce bu dosyaya yerel mahkeme aşamasında iken karar verdiği, bu nedenle istinaf aşamasında bulunmadığı öğrenildi.
- Davanın geçmişi
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, tutuklu sanık Mehmet Baransu'nun "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri temin etme" suçundan 6 yıl ve "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama" suçundan da 7 yıl olmak üzere toplam 13 yıl hapisle cezalandırılmasına karar vermişti.
Bu cezalarda herhangi bir takdiri indirim uygulanmadığını kaydeden heyet, Baransu hakkında "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgilerin tamamen yok edilmesi veya tahrip edilmesi" suçundan yeterli delil olmadığı gerekçesiyle beraatine, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ise Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinde mahkumiyetine karar verildiği gerekçesiyle davanın reddi yönünde hüküm kurmuştu.