Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "yerinde karar" uygulamasına ilişkin, "Her hafta risk gruplarının hangisinde hangi şehirlerin bulunduğu belirlenecek. Vali ve il hıfzıssıhha kurulu, o ilde okulları açmak ya da kapatmak üzerine bir karar alabilecek" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, çekimleri İstanbul Sultanahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Cumhuriyet Eğitim Müzesi'nde yapılan ve CNN Türk Televizyonu'nda yayınlanan 5N1K Programı'na katılarak eğitim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yüz yüze eğitime geçişle ilgili yeni dönemde kararların nasıl alınacağına ilişkin soru üzerine Selçuk, yerinde karar verme sürecine ilişkin detayları paylaştı.
Salgının başlangıcında dağınıklığa yol açabilecek karar yerine önce merkezi kararların alındığına işaret eden Selçuk, "Önümüzdeki süreç, yerinde kararın artık yaygınlaşma dönemine geldi. Önce il bazında bakılacak, ilçe bazında valiler, il hıfzıssıhha kurulu marifetiyle karar verecek." dedi.
İllerde yüz yüze eğitimle ilgili kararların nasıl verileceğine ilişkin detaylar veren Bakan Selçuk, ayrıntıların pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nde görüşüleceğini hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Genel fotoğraf şu: Her hafta Sağlık Bakanlığı, şehir bazında son 7 günde 100 binde görülen vaka sayısını açıklayacak ve düşükten çok yükseğe kadar 4 basamakta ayrılmış olan risk gruplarının hangisinde hangi şehirlerin bulunduğu belirlenmiş olacak ve buna göre o şehrin valisi ve il hıfzıssıhha kurulu o şehirde okulları açmak ya da kapatmak üzerine bir karar alabilecek. Bir kar tatili olduğunda merkezi bir karar alıyor muyuz? Almıyoruz bakanlık olarak. O ilin valisi karar alıyor ve ilan ediyor. Burada da yerinde karardan kasıt bu. Önümüzdeki haftadan itibaren süreç bu şekilde işleyecek."
"Yaz tatiliyle ilgili bir karar alınması gerektiğini düşünüyorum"
Salgın döneminde "büyük bir kayıp kuşak endişesinin" bulunup bulunmadığının sorulması üzerine bu yönde bir endişesinin bulunmadığını, Bakanlık olarak EBA, TRT EBA televizyonları, canlı dersler, dijital ve basılı materyallerle öğrencilerin eğitimlerini desteklerini anlatan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama yaz tatiliyle ilgili bir karar alınması gerektiğini düşünüyorum. Bunu, bugünlerde ölçme değerlendirme uzmanlarıyla eğitim bilimcilerle tartışıyoruz. Yaz aylarında kitlesel olarak herkes için değil ama özellikle kritik gruplar için matematik kampları, bilim kampları, küçük çocuklara özgü oyun kampları, okullardaki faaliyetler, atölyeler bütün bunları devam etmesi gerekiyor ki ettireceğiz. Tatille ilgili mevcut dönemde karnenin tarihi ile ilgili bir değişiklik olabilir, netleşmemekle beraber. Ama bu şu demek değil; 'öğrencilerimizin tamamı yaz boyunca okullarında olacaklar' böyle bir kararımız yok ama bunun biraz uzamasıyla ilgili doğrudan ya da dolaylı ya da grup grup çalışmalar vasıtasıyla, uzamasıyla ilgili çalışmalarımız var."
Koronavirüs aşısının öğretmenlere yönelik uygulanma planlamasına ilişkin Selçuk, "Sağlık Bakanlığı aşının Türkiye'ye geliş planlamasına göre öğretmenlerimizin aşı planlamasını yapıyoruz. Resmi ve özel okullardaki 1 milyon 259 bin öğretmen ve diğer çalışanımızın açılan sınıflardan başlamak üzere aşı tedariğine göre planlama yapılıyor." bilgisini verdi.
"Yüz yüze sınavların yapılması için ortam müsait"
Liselerde yüz yüze sınavlarla ilgili bir soru üzerine Selçuk, bu konuda kararın net olduğunu ifade etti.
Çocukların geleceğe dönük yapmaları gereken ödevlerin bulunduğunu vurgulayan Selçuk, şunları kaydetti:
"Eylülün ortasında okul açıldı, 1 Kasım'a kadar konu ne kadar olur? Eylül, ekim... Bu kadar konudan karne notu vermek istiyoruz. Karne notunu verirken aslında çocukları izliyoruz da... Lise öğrencilerinin yüzde 40'ı da sınava girdi, yüzde 60'ı kaldı. Onlarla ilgili yerinde karara bağlı olarak örneğin 'şu ilde çok yüksek risk olduğu için okullar açılmayacak' denildiğinde o ilde zaten sınav olmayacak, yani risk varsa sınav ertelenecek, sonraki haftalarda olacak. Bu yüzden biz okulların çok kontrollü olduğunu biliyoruz, okulların denetlendiğini biliyoruz. Okulum Temiz Belgesi ile her okulun risk değerlendirmesinin yapıldığını ve bizim ciddi miktarda okulumuzda alınması gereken önlemler olduğunu gördük ve bunları da aldık. Bu sınavların yapılması için ortam müsait. Eğer sınav varsa, çocuklar hiç bırakmıyorlar, canlı ders sayısı artıyor ama hiç sınav yok derseniz bu sefer düşüyor. Lise birinci sınıftaki çocuk lise ikiye gidecek, lise birde eksiği olan çocuk lise ikiyi yapamayacak, bu zincirleme devam ediyor. Çocukların en az yarısı 'lütfen sınav olsun, biz çalıştık, hazırlandık, bizim çalışmamızın karşılığı olmalı' diye ısrarla bize bir tepkide bulunuyorlar."