ANTALYA (AA) - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, daha iyi bir çevre, daha iyi bir doğa, daha iyi bir Akdeniz için adımları kararlılıkla atmak gerektiğini belirterek, "Biz ülke olarak, ülkemizin kara suları ve kıyılarına dair uzun vadeli koruma çalışmalarımızı içeren 2053 Mavi Planımıza odaklanmış durumdayız." dedi.
Bakan Kurum, Türkiye'nin ev sahipliğinde Antalya'da gerçekleştirilen Barselona Sözleşmesi 22. Taraflar Konferansı'nın (COP22) açılışında yaptığı konuşmada, İtalya Ekolojik Dönüşüm Bakanlığı yetkilisi Carlo Zaghi'nin yürüttüğü Barselona Sözleşmesi Sekretaryası Büro Başkanlığının Türkiye'ye devredildiğini belirterek, Zaghi'ye ve İtalya hükümetine görevleri döneminde, Akdeniz'in korunması için sundukları katkılar dolayısıyla teşekkür etti.
Gelecek 2 yıllık süreçte, Türkiye'nin, İtalya'nın bıraktığı yerden bayrağı devralarak herkesin ortak değeri olan Akdeniz için çalışmaları kararlı bir şekilde yürüteceğini belirten Kurum, "Ben ülkemizin Büro Başkanlığını yürüteceği bu yeni dönemin ve Barselona Sözleşmesi 22. Taraf Ülkeler Toplantımızın; ülkelerimiz, Akdeniz'imiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum." ifadesini kullandı.
İnsanlık tarihinin en ölümcül krizlerinden Kovid-19 salgınında yaklaşık 5 milyon insanın hayatını kaybettiğini anımsatan Kurum, şu anda hastanelerde yatan milyonlarca insana şifalar diledi.
COP22 toplantısını büyük bir salgının gölgesi altında gerçekleştirdiklerini belirten Kurum, bu yılki Taraf Ülkeler Toplantılarının "Mavi Bir Akdeniz'e Doğru: Çöpsüz Miras Bırakmak; Biyolojik Çeşitliliği Korumak, İklim Dengesini Sürdürmek" temasıyla düzenlenmesini kıymetli bulduğunu söyledi.
"Zira bu anlayış, ülkelerimizin, Akdeniz'in savaştığı sorunlarla, herhangi bir ülkenin veya birkaç ülkenin tek başına mücadele edemeyeceğinin en güzel ifadesi olacaktır." diyen Kurum, toplantının bu hakikatin çok daha iyi anlaşılması bakımından bir dönüm noktası olmasını temenni etti.
Kurum, 4 gün sürecek toplantılarda Akdeniz'deki kirlilik, biyoçeşitlilik kaybı, yabancı türlerin varlığı ve iklim değişikliği konularını tüm yönleriyle ele alma fırsatını yakalayacaklarını, ayrıca Akdeniz'in korunmasına yönelik 38 özel etkinliğe de ev sahipliği yapacaklarını söyledi.
Bakan Kurum, 20 ülkeden 400'e yakın katılımcıyla gerçekleştirilecek toplantı ve etkinliklerde üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve uzmanların görüşlerini dinleyeceklerini belirterek, bu kapsamda, Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın 50. Yıl etkinliğini de yapacaklarını söyledi.
Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"COP 22 öncesinde, kasım ayında İstanbul'da bir 'Gençlik Etkinliği' düzenlemiştik. Orada gençlerimiz, Akdeniz'in geleceğine dair bir 'Gençlik Bildirgesi' yayınladılar. Tüm karar alma süreçlerinde etkin rol almak istediklerine dair çok güçlü bir iradeyi bu vesileyle ortaya koymuş oldular. Her bir gencimize gönderdiğim mektupta, 'yeryüzünün tüm güzelliklerini, gençlerimizin bir emaneti olarak gördüğümüzü, emanetin sahibi olan gençlerimizin ise attığımız her adımda en önemli paydaşımız olduklarını' ifade ettim. İşte İstanbul'da ağırladığımız o genç paydaşlarımız, burada gerçekleştireceğimiz Bakanlar Oturumu'nda da bizlere fikirlerini paylaşacaklar. Böylece oturumumuzu, Antalya Bakanlar Deklarasyonu olarak oylamaya sunacağız. Yine aynı gün, himayelerinde yürüttüğümüz, sayısız ödüle layık görülen Sıfır Atık Projesi'yle, Türkiye'nin çevrecilik noktasında dönüştürücü gücü olan Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi'nin ev sahipliğinde çok özel bir toplantı düzenleyeceğiz."
BM UNEP Genel Müdür Yardımcısı Joyce Msuya ve konferansa katılım sağlayan ülkelerin kadın liderleriyle "Akdeniz'deki Kadın Liderler Toplantısı"nı gerçekleştireceklerini belirten Kurum, 2020-2021 İstanbul Çevre Dostu Şehirler Ödülü'nü de takdim edeceklerini sözlerine ekledi.
- "Akdeniz'in bir dili olsa da bizlerle konuşabilse"
Akdeniz'e bakınca ufkun genişlediğini, varlığın enginleştiğini anlatan Kurum, şunları kaydetti:
"Akdenizlilerin iyi bildiği, çok anlamlı bir söz vardır. 'Keşke, dili olsa da konuşsa' deriz. İşte biz de bu sözün içerdiği manadan hareketle diyoruz ki, 'Keşke Akdeniz'in bir dili olsa da bizlerle konuşabilse.' Bu salondaki herkes, hemen şuracıktan 150 metre ileriden bizi seyreden Akdeniz'in neler söyleyeceğini mutlaka tahmin etmektedir. Bizce, Akdeniz dile gelse hemen insanı insana, bizi bize şikayet edecektir. Sonra biyolojik istilalar, zararlı balıkçılık faaliyetleri, kıyı kirliliği ve ekolojik kalitesizlikten söz açacaktır."
Akdeniz'in, atık su arıtımından katı atık depolamaya, sanayi atıklarından çarpık kentleşmeye, kıyı yapılaşmasından kaynaklı, turizmde yaşanan kontrolsüzlüğe kadar, pek çok konuda koca koca sorular soracağını dile getiren Kurum, "Üstelik biz daha biyolojik istilalara, egzotik türlerin doğal ekosistem üzerinde oluşturduğu baskılara, zararlı alglerden zararlı yosunlara kadar onlarca yeni soruna yeterli cevabı vermemişken." diye konuştu.
Bakan Kurum, Akdeniz'in geleceğine dair düşüncelerini, önerilerini Antalya'da dört gün müzakere edeceklerini ifade etti.
Korku ve ümit arasında olmak gerektiğini vurgulayan Kurum, "Umutsuzluğa yer yoktur. Her şeyden önce 'Gelecek çok uzak değil, gelecek şu andır' demeliyiz. Daha iyi bir çevre, daha iyi bir doğa, daha iyi bir Akdeniz için adımlarımızı kararlılıkla atmalıyız. Biz ülke olarak, ülkemizin kara suları ve kıyılarına dair uzun vadeli koruma çalışmalarımızı içeren '2053 Mavi Planı'mıza odaklanmış durumdayız." dedi.
Bakanlar Oturumu'nda da bu konudan detaylı bir şekilde bahsedeceğini anlatan Kurum, her ülkenin bir mavi planı olması gerektiğini belirtti.
Ele alacakları konuların COP22 sürecini zenginleştirmesini dileyen Kurum, "Sizleri, 'Uçan bir martı gibi yüzen, bir yunus gibi yükselen, bir denizci şarkısı gibi Akdeniz'de öyle bir özgürlük ve aşk vardı ki karaya dönmek yüreğimi burkuyordu' diyen Akdeniz aşığı ünlü Türk hikayecisi Halikarnas Balıkçısı'nın sözleriyle bir kez daha saygıyla selamlıyorum. COP22'de yapacağımız toplantıların ülkelerimiz, Akdeniz'imiz ve ortak evimiz dünyamız için kalıcı faydalar sağlamasını temenni ediyorum." dedi.
Kurum, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Sekretaryası olmak üzere organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti.