Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Mısır ile hem istihbarat düzeyinde hem de dışişleri bakanlıkları düzeyinde temaslarımız var. Diplomatik düzeyde temaslarımız başladı." dedi.
Çavuşoğlu, dış politikaya dair güncel gelişmeleri Anadolu Ajansı (AA) ve TRT muhabirlerine değerlendirdi.
Katar'ın başkenti Doha'da dün düzenlenen Türkiye-Rusya-Katar Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda Suriye konusunda yeni bir üçlü istişare süreci başlatılmasının, Suriye meselesine nasıl katkı sunacağına ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, Katar'ın, son dönemde özellikle sahadaki insani durum karşısında daha somut adım atmak istediğine dikkati çekti.
Çavuşoğlu, "Katar'ın inisiyatifiyle önce kıdemli memurlar düzeyinde toplantılar yaptık. Daha sonra bunu bakanlar düzeyinde gerçekleştirme kararı aldık ve bugün ilk toplantısını yaptık." diye konuştu.
Böylelikle insani yardımların ulaştırılması ve eğitim konularında adım atılacağına işaret eden Çavuşoğlu, amaçlarının tüm Suriye'ye istikrarın, barışın ve siyasi çözümün gelmesi olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, "Bu çalışma, Cenevre sürecine ya da İran'ın da içinde olduğu Astana sürecine ya da başka süreçlere, başka formattaki toplantılara alternatif değil, tamamlayıcı. Üç ülke olarak birlikte yapabileceğimiz şeyler var sahada, onun için bir araya geldik." ifadesini kullandı.
Bu yeni üçlü formatı devam ettirme kararı aldıklarını ve kıdemli memurlar düzeyinde de bu iş birliğinin devam edeceğini söyleyen Çavuşoğlu, bir sonraki toplantının Türkiye'de olacağını bildirdi.
"Afganistan barış süreci toplantısını nisan ayında (İstanbul'da) yapmayı planlıyoruz"
Çavuşoğlu, ABD'nin, Afganistan barış anlaşmasının sonuçlandırılması için Türkiye'nin bir toplantıya ev sahipliği yapması yönündeki önerisi göz önünde bulundurulduğunda, süreçte Türkiye'nin devreye girip girmediği şeklindeki soruya, "Türkiye zaten başından beri devrede. Bu imza törenine çağırılan az sayıda ülkeden bir tanesiydik ve Afganistan'da en önemli aktörlerden biriyiz." yanıtını verdi.
Türkiye'nin, bu müzakerenin her iki tarafının da güvendiği bir ülke olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Hem Taliban, hem müzakere heyeti, yani hükümet tarafı da böyle bir toplantıya ev sahipliği yapmamızı daha önce bizden istemişlerdi." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ve Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Abdullah Abdullah'ı kabul ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, kendisinin de Doha'da (geçen yıl ABD-Taliban anlaşması imza töreninin hemen ardından Taliban liderliğinin siyasi işlerden sorumlu yardımcısı ve Katar'daki Müzakere Heyetinin Başkanı) Molla Abdul Gani Baradar'la görüştüğünü belirtti.
"Sürece katkı sağlasın diye bir Afganistan özel temsilcisi de atayacağız" bilgisini veren Çavuşoğlu, Türkiye'de düzenlenmesi öngörülen toplantıya ilişkin şunları kaydetti:
"Tabii, bu toplantıyı tek başımıza yapmayacağız. Burada da Katar sürecine alternatif bir toplantı değil, orayı destekleyici bir toplantı. Kardeş Katar'la da koordinasyon içinde bunu yapacağız, Türkiye'de yapacağız ama bu toplantı sadece bir otel ver, oda ver olmayacak. Amacımız ne? Taliban'la hükümet arasında başlayan müzakerenin sonuç odaklı olarak devam etmesi. Belki bir toplantıda her konuda anlaşma sağlanamayabilir ya da bir çözüm çıkmayabilir ama bu devam eden bir süreç. Ben inanıyorum ki, gerek Türkiye olarak yaptığımız görüşmelerle gerekse tüm uluslararası toplumla gerçekleştireceğimi bu Afganlar arası toplantıda Türkiye olarak önemli katkı sağlayacağız."
Çavuşoğlu, toplantının ne zaman düzenleneceğine dair, "Nisan ayında yapmayı planlıyoruz. Tarihini, içeriğini konuşuyoruz. Böyle bir anlaşmada tabii, herkesin kolayca gelebilmesi için nerede olduğu normal şartlarda önemli değil ama, lojistik bakımdan sanki İstanbul daha kolay olacak gibi." bilgisini paylaştı.
Taliban'la görüşmelere ilişkin Çavuşoğlu, "Temsilcisiyle, müzakerecilerle görüştük, görüşüyoruz da. Mesajlarımızı da gönderiyoruz. Örneğin 'Bu saldırılara son verin. Saldırılar varken gerçek anlamda müzakere olmaz.' diyoruz. Herkes temas ediyor, Amerikalılar biliyorsunuz anlaşma imzaladı Taliban'la." değerlendirmesinde bulundu.
"Mısır'la diplomatik düzeyde temaslarımız başladı"
Türkiye- Mısır ilişkilerinin normalleştirilmesinde iki ülkenin de herhangi bir ön koşul öne sürüp sürmediğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, şunları dile getirdi:
"Herhangi bir ön koşul Mısırlılardan gelmedi. Bizden de herhangi bir ön koşul şu anda gitmedi. Ama yıllarca bağlar kopuk olunca bir günde hiç bir şey olmamış gibi hareket etmek de o kadar kolay olmuyor. Yavaş yavaş görüşerek, bir yol haritası belirleyerek ve o konularda adım atarak oluşuyor. Yıllardır ister istemez bu kadar kopukluk olunca bir güven eksikliği de oluyor. Bu normal, iki tarafta da olabilir. O nedenle belli bir strateji, yol haritası çerçevesinde görüşmeler oluyor, devam ediyor. Mısır ile hem istihbarat düzeyinde hem de dışişleri bakanlıkları düzeyinde temaslarımız var. Diplomatik düzeyde temaslarımız başladı."
Çavuşoğlu, Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şukri ile daha önce uluslararası toplantılarda denk geldikçe görüştüklerini, iki yıl önce de New York'ta bir araya geldiklerini, 2013'ten bu yana ilişkilerde kopukluk olduğu için ön şarttan ziyade, temasların aşama aşama gerçekleştiğini anlattı.
"Somali'ye bir ziyaret planlıyoruz"
İç sorunlar yaşayan Somali'ye ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin kardeş ülke gördüğü Somali'ye önem verdiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Somali'de seçim konusunda tüm tarafların bir an önce anlaşmaya varması önemli. Hepsi bizim kardeşimiz Somali'de. Ayrım yapmaksızın herkesi, halkı kucaklıyoruz." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Somali'nin güçlenmesi için Türkiye'nin destek verdiğine işaret ederek, "Ama seçim konusunda kendi aralarında anlaşıp bir an önce uzlaşıyla adım atmalarında fayda var. Önümüzdeki günlerde bu çerçevede, sürece olan desteğimizi vurgulamak için Somali'ye bir ziyaret planlıyoruz. Onlar da gelmemizi arzu ediyor." dedi.
"(S-400 krizinin aşılmasına ilişkin Girit modeli önerisi) ABD ile herhangi bir model üzerinde hiç konuşmadık"
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ile ABD arasında S400 gibi meselelerin ele alınması için liderler düzeyindeki görüşmenin mi beklendiği, bunun için öngörülen bir tarih olup olmadığı yönündeki soruya, "Liderler düzeyinde bir görüşme tabii, liderlere bağlı. Onlar adına şu tarihte, bu tarihte olacak diye bir şey söylemem doğru olmaz ama uygun bir zamanda bu görüşmenin gerçekleşeceğini görüyoruz." yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'la, kendisinin de mevkidaşı Antony Blinken'la görüştüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, Blinken'la uzun ve samimi bir görüşme yaptıklarını aktardı.
Çavuşoğlu, "En nihayetinde tüm bu farklı düşündüğümüz konuları oturup samimice masa etrafında sonuç odaklı, çözüm odaklı görüşme konusunda mutabık kaldık." değerlendirmesini yaptı.
"S-400 krizinin aşılmasına ilişkin 'Girit modeli' önerisini ABD tarafının nasıl karşıladığına ilişkin bir yansıma var mı?" şeklindeki soruya Çavuşoğlu, "Biz herhangi bir modeli Amerikalılarla hiç konuşmadık. Model üzerinde hiç konuşmadık. Sadece S-400, YPG/PKK meselesi, tüm meseleler. Öbür konular... Oturup hepsini konuşalım bir çözüm konusunda neler yapabileceğimizi değerlendirelim dedik. Telefonda bu tür meseleleri (konuşmak) doğru olmaz." yanıtını verdi.
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi Türkiye'ye gelecek
Çavuşoğlu, bir soru üzerine, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi'nin bölge turu kapsamında Türkiye'ye geleceği bilgisini vererek, "25'inde (Mart) Türkiye'ye gelmek istediklerini söylediler. Ziyaretin gündeminde ikili ilişkiler var, bölgesel meseleler var, Asya'yı, Avrasya'yı ilgilendiren konular var. Kovid-19'la mücadele, gündemde olan tüm konular ele alınacak." diye konuştu.
"AB'ye yol haritası taslağımızı gönderdik, yanıt bekliyoruz"
Bakan Çavuşoğlu, "Fransa ve Almanya ile liderler düzeyindeki sıcak temasların bazı eylem planları gibi somut sonuçları olacak mı?" şeklindeki soruya, liderler düzeyindeki görüşmelerin, pozitif ortamın devam etmesinde çok faydalı olduğu şeklinde cevap verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın düzenli olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel'le görüştüğünü anımsatan Çavuşoğlu, Erdoğan'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'la yaptığı son görüşmeye ilişkin de "Bugüne kadar Macron'la yaptıkları en pozitif görüşme diyebilirim. Sonuçta istişareleri başlattık. Mesela anlaşamadığımız Suriye konusu var, şimdi Libya var. Diğer taraftan danışmanlar düzeyinde görüşmeler oldu, oluyor." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB liderleriyle doğrudan görüşmesinin bazı konularda somut adım atılması için faydalı olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ile Türkiye-AB ilişkileri konusunda bir yol haritası üzerine çalışma kararı alındığını hatırlatan Çavuşoğlu, "Biz onlara teklifimizi gönderdik, yol haritası taslağımızı. Onlardan şimdi cevap bekliyoruz." dedi.
Türkiye'nin gönderdiği yol haritasının, aslında bilinen konuların bugünün gerçeklerine uygun şekilde güncellenmesini içerdiğini belirten Çavuşoğlu, Türkiye- AB ilişkilerinde pozitif atmosferin önemli olduğunu ancak Türkiye'nin AB'den Gümrük Birliğinin güncellenmesi, vize serbestisi, göç mutabakatının güncellenmesi, terörle mücadele gibi somut beklentilerinin olduğunun altını çizdi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian'in talebi üzerine gelecek hafta telefonda görüşeceklerini dile getiren Çavuşoğlu, "AB ülkeleriyle, liderleriyle, dışişleri bakanlarıyla (görüşmeleri) baya yoğunlaştırdık. Gelecek hafta NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'le bir telefon görüşmemiz olacak. Sonra zaten NATO zirvesi olacak. Diplomasi pandemiye rağmen yoğunlaştı, çok hızlandı." diye konuştu.
"Suudi Arabistan ve BAE olumlu adım atarsa biz de olumlu adım atarız"
Çavuşoğlu, "Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar'la yeni bir sürece girdiler. Bunun Türkiye'yle de olması, negatif havanın dağıtılması anlamında önümüzdeki günlerde somut gelişmeler olabilir mi, temaslar oluyor mu?" şeklindeki soruya, "Faydası olabilir. Son zamanlarda Abu Dabi'den daha olumlu mesajlar görüyoruz. Türkiye'ye yönelik olumsuz kampanyaların azaldığını görüyoruz. Bizim zaten onlarla hiçbir derdimiz yok ama onların bize yönelik olumsuz tutumları vardı ama daha ılımlı görüyoruz şu anda." cevabını verdi.
Türkiye'nin Suudi Arabistan'la da ikili hiçbir problemi olmadığını, ilişkilerin gayet iyi olduğunu ama gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra onların bu konuyu ikili mesele haline getirdiğini ifade eden Çavuşoğlu, "Halbuki bu ikili mesele değildi. Bu ölen bir kişi için adalet arayışıydı ve 'cinayeti işleyenler yargı önünde hesap versin, adalet yerini bulsun' dedik. Dinimiz de böyle söylüyor. Sonuçta onlar tarafından bir ikili mesele haline geldi bu konu. Biz hiçbir zaman Suudi Arabistan yönetimini de suçlamadık." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Farhan'la Kasım 2020'de Nijer'de samimi ve faydalı bir görüşme yaptıklarını belirterek, "O diyaloğu devam ettirme konusunda mutabık kaldık. Arada yazışıyoruz. Suudi Arabistan'la da ilişkilerimizin düzelmemesi için hiçbir sebep yok bize göre. Onlar olumlu adım atarsa biz de olumlu adım atarız. Aynı şey BAE için de geçerli. Bizim derdimiz kimseyle kavga etmek değil." şeklinde konuştu.
"(Kıbrıs) Müzakere başlarsa AB yine gözlemci olacak"
Çavuşoğlu, AB'nin Kıbrıs görüşmelerine katılmak istemesine ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:
"Bir sorunun çözülmesi konusunda herkes katkı sağlayabilir, herkes görüşünü de söyleyebilir. Ama müzakerelerde AB bir taraf değil, olmamalı da. Neden? Çünkü Rum kesimi AB üyesi. Haksız bir şekilde anlaşmalara ve uluslararası hukuka aykırı bir şekilde üye oldu. AB de bugüne kadar tamamen Rum tarafını tuttu ve Türk tarafının haklarını, Türk tarafını yok saydı. Yani sembolik görüşmeler oldu ama, yok saydı."
AB'nin müzakerelerin bir parçası olmasının söz konusu olmadığını belirten Çavuşoğlu, görüşmelerin zaten BM çatısı altında yürütüldüğünü, AB'nin daha önceki toplantılara gözlemci olarak katıldığını anlattı.
Çavuşoğlu, 3 garantör ülke ve BM'nin katılımıyla yapılacak 5+1 toplantılarına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Şimdi önümüzde 5+1 toplantısı olacak. Bunun amacı, bizim teklifimizdi, müzakere için bir zemin var mı yok mu taraflar arasında bunu göreceğiz. AB bir taraf olmadığı için ve o güven bunalımından dolayı, özellikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) AB'yi buraya almak istemiyor. Bundan AB alınganlık göstermesin, çünkü bir taraf değil. Yani benim görüşlerimi gözlemleyecek diye bir şey yok. Ama müzakere zemini olursa ve müzakere başlarsa AB yine gözlemci olacak. Burada AB'yi dışlamıyoruz."
Kıbrıs'ta çözüm arayışında 53 sene müzakere edildiğini ancak sonuç alınamadığını hatırlatan Çavuşoğlu, "53 sene daha neyi müzakere edeceğiz. Olmayacak şeyi neden müzakere edelim? Niye enerjimizi tüketelim? İki devlet olduğu zaman dünyanın sonu mu olacak, yer yerinden mi oynayacak? Bunun izahını bize yapsınlar." dedi.
Çavuşoğlu, süreçte gerçekçi çözümlerin ortaya atılması gerektiğini vurguladı.
"Yaptırımdan korkan bir ülke değiliz"
Çavuşoğlu, Türkiye ve Yunanistan arasındaki istişari görüşmelerin, AB'nin Türkiye'ye yönelik yaptırım tehdidini ortadan kaldırıp kaldırmayacağına ilişkin görüşünün sorulması üzerine, "Önce prensip olarak şunu söyleyeyim. Ekim ayındaki zirvede yaptırım dilini kullandılar, sahada cevabını verdik. Aralık zirvesinde pozitif bir dil kullandılar, olumlu cevap verdik. Biz yaptırımdan korkan bir ülke değiliz. Yaptırımı hiç konuşmuyoruz bile." dedi.
Türkiye'nin, "yaptırım olmadı diye sevinecek bir ülke olmadığını" vurgulayan Çavuşoğlu, "Yaptırım kararı alırlarsa ne cevap alacaklarını çok iyi biliyorlar. Ama biz onu konuşmuyoruz bile, görüşmelerde, 'ilişkilerde pozitif bir atmosfer var, yaptırımı da değerlendirmezsiniz değil mi?' diye imasını bile yapmıyoruz. O aşamaları biz çoktan geçtik Türkiye olarak. Biz iş birliğimizi somut adımlarla nasıl geliştireceğiz, onu konuşuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.