Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Ukrayna tahılının uluslararası piyasaya ulaştırılmasına ilişkin, "Birleşmiş Milletler'in bu konuda bir planı var. BM, Rusya, Ukrayna ve Türkiye arasında oluşturulabilecek mekanizma planını makul buluyoruz" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ortak basın toplantısında konuştu.
Bakan Çavuşoğlu'nun konuşmasının satır başları şöyle;
Bugün yaptığımız görüşmelerde hem başbaşa hem de heyetlerarası görüşmelerde ikili ve bölgesel konuları kapsamlı bir şekilde ele aldık. Verimli görüşmeler gerçekleştirdiğimizi söylemek isterim. Tabi bölgesel konulardaki gündemimizin başında Ukrayna geliyor. Savaşta 3,5 ayı geride bıraktık. Savaşın yol açtığı insani kayıpların ve yarattığı tahribatın giderek arttığını üzülerek görüyoruz.
"Biz tutumumuzu Türkiye olarak koruyoruz"
Türkiye'nin savaşın başından bu yana ortaya koyduğu ilkeli tutum herkesin malumu. Savaşın müzakereler yoluyla sona erdirilmesine yönelik yoğun çaba harcadık ve harcamaya devam ediyoruz. Tarafların 29 Mart'ta İstanbul'da yaptıkları görüşmelerde anlamlı ilerleme sağlanmıştı. Ancak ardından yaşanan gelişmeler malesef müzakereleri ikinci plana itti. Halbuki sürdürülebilir bir barışın temeli atılabilirdi. Biz halen bu tutumumuzu Türkiye olarak koruyoruz. Savaşın bir an önce müzakereler yoluyla sona erdirilmesi tüm bölgemizin ve insanlığın yararına olur. Bu konudaki düşüncelerimi açık şekilde bugün Sergey ile paylaştım.
Geçtiğimiz haftalarda müzakerelerden uzaklaşma olmuştu fakat son günlerde gerek Selenskiy'in yaptığı açıklamalar gerek bizim yaptığımız temaslarda tekrar müzakerelere dönme konusunda bir zeminin olabileceğini görüyoruz. Her iki taraf da bu konuda mutabık kalırsa biz de kolaylaştırıcı rol üstlenen bir ülke olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız.
"BM'nin planını uygulanabilir bir plan olarak görüyoruz"
Tabi savaşın özellikle Karadeniz'deki seyrüsefer güvenliği ve ticaretin ötesinde daha geniş bir planda yarattığı sorunları da ele aldık. Bunların içinde en öncelikli konu Ukrayna'dan ve Rusya'dan ihraç edilecek ürünlerin önündeki engellerdir. Ukrayna tahılının uluslararası piyasaya ihraç edilebilmesi için çeşitli fikirler ortaya çıktı ve en son Birleşmiş Milletler'in bir planı var. Bu konuda gemilerin denetlenmesi dahil Birleşmiş Milletler, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Türkiye arasında oluşturalabilecek bir mekanizma ve iş birliğini içeren bir plandan bahsediyoruz. Biz Türkiye olarak bu planı makul buluyoruz ve uygulanabilir bir plan olarak görüyoruz.
Her iki ülkenin hem Rusya Federasyonu'nun hem de Ukrayna'nın da bunu kabul etmesi gerekiyor. Bunun detaylarını görüşmek üzere İstanbul'da bir toplantıya ev sahipliği yapabileceğimizi BM'nin teklifi üzerine söyledik. Burada tabi Ukrayna tahıl ürünlerinin ayçiçek ve ayçiçek yağının uluslararası piyasalara ulaştırılması karşılığında Rusya'nun ihracatının önündeki engellerin kaldırılması talebini de son derece meşru buluyoruz, haklı bir talep olarak görüyoruz. Bu konuyu sadece Rusya Federasyonu'nun ihraç ettiği tahılların ve gübrenin yaptırımlara dahil edilmediğini söyleyerek geçiştirmek de doğru değil. Son zamanlardaki açıklamalarda bunu görüyoruz.
"Dünyanın hem Ukrayna hem de Rusya Federasyonu'nun ihraç edeceği ürünlere ihtiyacı varsa bunun önünü hep birlikte açmamızda fayda var"
Oysa bu ürünleri taşıyacak gemilerin sigorta edilmesi, lojistik konular, limanlara ulaşabilmesi yanaşabilmesi, verilecek servisler ve ödemelerle ilgili yani bankacılıkla ilgili işlemler konusunda da gerekli adımların atılması gerektiğini düşünüyoruz. Yani dünyanın hem Ukrayna hem de Rusya Federasyonu'nun ihraç edeceği ürünlere ihtiyacı varsa bunun önünü hep birlikte açmamızda fayda var diye düşünüyoruz. Önemli olan ortak anlayışa dayanan bir mekanizmanın tesis edilmesidir.
"Astana formatıyla Suriye'de siyasi bir çözüm bulma çabamız devam ediyor"
Yine gemilerin güvenli bir şekilde seyrü seferine devam edebilmesi için alınacak tedbirlerin de bu mekanizma içinde görüşülmesinde fayda var. Teknik düzeyde hazırlıkların bir an evvel tamamlanmasını arzu ediyoruz. Bu mekanizmanın hayata geçirilmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz. Bugün sadece Ukrayna'daki savaşı ya da biraz önce bahsettiğimiz ürünlerin ihracatı önündeki engellerin kaldırılmasını konuşmadık. Diğer bölgesel konuları da ele aldık. Suriye bunlardan bir tanesi, Libya'daki son gelişmeleri de ele aldık. Farklı görüşlerimiz olsa da yakın iş birliği içinde çalıştığımız bir ülkedir Rusya Federasyonu özellikle Astana formatıyla Suriye'de siyasi bir çözüm bulma çabamız devam ediyor. Zorluklar da ortada en son anayasa komisyonunun 8. toplantısının başarısızlıkla sonuçlanmasında da gördük ki rejim siyasi çözüme yanaşan taraf değil.
"Suriye'nin kuzeyinde bize yönelik PKK/YPG'nin artan tehdidi var"
Diğer taraftan Suriye'nin kuzeyinde bize yönelik PKK/YPG'nin artan tehdidi var. Bu tehdide karşı tedbir almamız gerekiyor. Daha önce AB ve Rusya Federasyonu ile Ekim 2019'da vardığımız mutabakatlar var. Bunların da uygulanması konusunu ele aldık. Suriye'nin sınır bütünlüğü toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini bir kere daha vurguladık burada da vurguluyoruz. Bu bölücü ajandası olan terör örgütlerine müsade edilmemesi gerekiyor.
"Libya'nın şeffaf bir seçime hazırlanması gerektiğini düşünüyoruz"
Diğer taraftan yine Libya'daki durumu ele aldık. Libya'da istikrarın tam olarak tesis edilmesi için herkesin katkı sağlaması gerekiyor. Biz artık geçmişte olduğu gibi ülkeler arasında da rekabetin olmasını istemiyoruz. Her zaman meşruyetten yana olduk. Ülkenin bir an önce demokratik şeffaf bir seçime hazırlanması gerektiğini düşünüyoruz.
Diğer taraftan Kafkasya'da özellikle 3+3 formatını ve Kafkasya'da Azerbaycan-Ermenistan arasındaki normalleşmeyi, Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşmeyi ele aldık ki bu konuda Rusya Federasyonu'nun verdiği destek için kendilerine teşekkür ediyoruz. Özellikle Ermenistan ile Azerbaycan arasında kapsamlı bir barış anlaşması imzalanmasının bölgenin istikrarı bakımından önemli olduğunu düşünüyoruz.
Afganistan konusunu ele aldık. Orta Asya'da iş birliğimizi nasıl geliştirebiliriz bunları da aynı şekilde ele alma imkanımız oldu. Aynı zamanda ikili ilişkilerimizde de ticaretin önündeki engeller, lojistik konuları da ele alma imkanımız oldu. Tüm zorluklara rağmen ikili ilişkilerimizin ve ticaretin de artarak devam ettiğini bu vesileyle söylemek isterim. Enerji alanında nükleer enerji santrali Akkuyu'dan bahsediyorum ve diğer attığımız ve atacağımız adımlar var. Bunları ele aldık. Heyetlerimiz dün ve daha öncesinde görüşmeleri zaten gerçekleştirdiler. Görüşmelere devam edeceğiz. Ayrıca karşılıklı ziyaretlerle tüm bu konuları ikili konuları ve bölgesel konuları da birlikte ele almaya devam edeceğiz. Bizim en büyük arzumuz Ukrayna'da kalıcı bir barışın tesis edilmesi ve bu yönde atılacak adımlara da her türlü desteği vereceğiz.
Tahıl koridorunun oluşturulması sürecinde gelinen aşamaları değerlendiren Çavuşoğlu, dünyada gıda krizinin gerçek bir kriz olduğunu ve bu konuya da sadece Ukrayna'dan değil Ukrayna ve Rusya'dan ihraç edilecek tahıl ürünü ve gübre açısından bakılması gerektiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, Ukrayna ve Rusya tarafından üretilen ve ihraç edilen tahıl ürünlerinin dünyada ihraç edilen tahıl ürünlerinin üçte birini oluşturduğu bilgisini paylaşarak, şöyle devam etti:
"Siz (Lavrov) de burada özellikle gemilerin Ukrayna'ya silah taşımayacağından emin olmak istiyorsunuz, onu söylüyorsunuz. Dönüşte de belirlenen ürünlerin her iki ülkeden çıkması söz konusu. Sonuçta bunların denetimini yapacak bir mekanizmanın oluşmasıyla, BM’nin teklifini biz o yüzden makul buluyoruz, sizin de içinde bulunduğunuz bir mekanizmayla bu ihracatın önündeki engeller kalkar hem de her iki ülkenin güvenlik endişeleri de ortadan kaldırılmış olur. Bu konuda yapıcı bir iş birliğine gitmekte fayda var."
Türkiye'nin Ukrayna veya Rusya'yı memnun etmek yönünde değil her iki tarafa karşı da objektif ve dengeli politika izlediğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Doğruya doğru diyoruz, yanlışa yanlış diyoruz. Rusya tarafına savaşla ilgili eleştirel açıklamalarımız ortada. Sonuçta hangi ülke ne söylüyor diye hareket edecek değiliz. Herhangi bir yanlış gördüğümüz zaman bunları da söylüyoruz. Elbette savaşın zor şartlarında sağduyuyu kaybetmemek önemlidir. Duygusal tepkiler yerine savaşı sonlandıracak makul adımlar atmayı ve diplomasiye dönmeyi daha doğru buluyoruz." dedi.