Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, “6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunumuzun yayınlanmasından bugüne kadar iş yeri sayımız yüzde 17, çalışan sayımız yüzde 43 artmasına rağmen 100 bin işçide ölümlü iş kazası oranı yüzde 41 civarında azalmıştır” diye konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, 35’inci İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kapsamında çevrimiçi olarak düzenlenen ‘Pandemi Sürecinde İSG’de Etkin İşbirliği’ programına katıldı. İş kazalarının küresel bir sorun olduğunu belirten Bakan Bilgin, “Yaşanan kaza ve hastalıklar her yıl milyonlarca çalışanın hayatına mal olmakta, sağlıklarını yaşam standartlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durumun bilinciyle iş kazaları olmadan meslek hastalıkları meydana gelmeden önce ortak akılla hareket ederek bu olaylar gerçekleşmeden önce tedbirler almak durumundayız. Toplumun her katmanında bu mesele bir kültürün oluşturulmasına ülkemizin en önemli hedefleri arasındadır. Bu hedefe ulaşmak sağlıklı ve güvenceli yaşamak bu şartlarda çalışmak çalışma hayatındaki bütün aktörlerin bilimsel disiplinle iş birliği içerisinde olmalarıyla mümkündür” dedi.
“Ölümlü iş kazası oranı yüzde 41 azalmıştır”
İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili düzenlemelerin yayınlanan iş kanunu içerisinde her zaman yer aldığını ifade eden Bakan Bilgin, “En nihayetinde kamu özel sektör ayrımı gözetilmeksizin tüm çalışanlarımızı kapsayan, çalışanlarımızın görüşlerini alınması ve eğitimi gibi iş sağlığı ve güvenliğini yeni bir yaklaşımla tüm unsurlarını içinde barındıran 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunumuzun yayınlanmasından bugüne kadar iş yeri sayımız yüzde 17, çalışan sayımız yüzde 43 artmasına rağmen 100 bin işçide ölümlü iş kazası oranı yüzde 41 civarında azalmıştır” diye konuştu.
Özellikle inşaat, maden, tarım sektörleriyle yapılan iş birliklerinin iş kazası oranındaki düşüşte etkili olduğunun altını çizen Bakan Bilgin, kanunla birlikte iş kültürünün inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.
“65 bin 186 işveren vekil iş güvenliği sertifika sahibi oldu”
İş sağlığı ve güvenliği hizmeti alan bir iş yeri ile bu hizmeti almayan iş yeri arasında ölümlü kaza oranında 1.7 kat fark olduğu bilgisini veren Bakan Bilgin şunları kaydetti:
“2012 yılından itibaren yapılan yasal düzenlemelerle birlikte iş yerlerinin iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi görevlendirme yükümlülüğü işverenlerin nezdinde kolaylaştırılmış ve iş sağlığı hizmetlerine erişim çok daha mümkün kılınmıştır. Destek ve teşviklerimize yer verecek olursak tehlikeli ve çok tehlikeli sınırda yer alan, 10 çalışandan daha az işçi çalıştıran mikro işletmelerimize iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde kullanılmak üzere doğrudan devlet desteği sağlamaktayız. Ayrıca iş yerlerinde 3 yıl içerisinde ölümlü sürekli iş görmezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmezse çalışanların işsizlik sigortası işveren payı bir sonraki takvim yılından itibaren geçerli olmak üzere ve 3 yıl süreyle yüzde 1 olarak alınmaktadır. Bu destek ve teşviklerden işverenlerimizin istifade etmesi yaşanması muhtemel kazaları ve hastalıkların azalmasında katkı sağlayacaktır. Yine 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan küçük işletme sahiplerinin ya da vekillerinin dilerlerse alacakları eğitim sonrası sertifika sahibi olarak kendi iş yerlerinin iş güvenliği çalışmalarını bizzat kendileri yürütmesinin de önünü açmış buluyoruz. Bu düzenleme sayesinde bugün 65 bin 186 işveren vekilimiz sertifika sahibi haline gelmiştir.”
‘Güçlü İletişim Güvenli İş Yeri’ temalı uygulama yarışmasına 100’e yakın başvuru olduğunu açıklayan Bakan Bilgin, “Ödüle layık görülen iş yerlerimizdeki iyi uygulamaların yaygınlaştırmak çalışma hayatındaki tüm aktörlere sunmak için düzenlediğimiz bu yarışmanın tüm iş yerlerimiz için hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre korona virüs nedeniyle 3 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiğini belirten Bakan Bilgin konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yılda 2 milyon 780 binden fazla kişi iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bu demektir ki dünyada küresel salgın olduğu kadar her yıl iş kazası ve meslek hastalıkları yüzünden insanların da hayatları son bulmaktadır. Bu yüzden insan hayatı için bu denli önemli olan iş sağlığı güvenliği konusunu ülkemiz gündeminde tutmak ve meslek hastalıklarını azaltmak için kamu özel sektör ayrımı yapmadan tüm taraftarların elinden geleni yapması gerekmektedir. Bu konuda topyekun bir mücadeleye ihtiyaç vardır.”