İSTANBUL (AA) - Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Türk Silahlı Kuvvetleri, artık dünyada çok az sayıda ordunun elde edebileceği yüksek teknolojinin sağladığı avantajlara ve operasyonel üstünlüğe kavuşmuştur." dedi.
Akar, SAHA EXPO 2021 Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı'nın açılışında, Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın ikinci büyük savunma, havacılık ve uzay sanayi kümelenmesi olan SAHA İstanbul'un sektörde önemli bir farkındalık ve etki oluşturduğunu belirtti.
Fuarı, savunma sanayindeki bağımsız üretim gücünün, potansiyelinin ve yeteneklerinin uluslararası platforma taşındığı önemli bir organizasyon olarak nitelendiren Akar, "Kendini tanımanın ilk ve en önemli şartı doğru, derinlikli ve gerçekçi bir tarih şuuruna sahip olmaktır. Özellikle şunu vurgulamak isterim ki tarih şuuruna sahip olmak demek, sadece tarihten ilham almak demek değil, aynı zamanda yaşananlardan ders almak ve geleceğimizi buna göre şekillendirmektir." diye konuştu.
Bu kapsamda savunma sanayinde "ibretlik hadiselerin" yaşandığını belirten Akar, şunları söyledi:
"Geçmişte, parasını ödediğimiz halde ülkemize teslim edilmeyen gemiler olduğu hepimizin malumudur. Aynı şekilde Kıbrıs Barış Harekatı sürecinde maruz kaldığımız ambargo da hala hafızalarımızdadır. Daha dün parasını dahi ödediğimiz İHA'ları uçuramadığımızı sizler de yakından biliyorsunuz. Geçmişte karşılaştığımız bu tutum ve yaklaşımın değişik şekil ve boyutlarda maalesef günümüzde de devam ettiğini görmekteyiz. Muhatap olduğumuz bu yaklaşım karşısında bizler de milletçe tarihten ders aldık ve savunma sanayimizin millileşmesine yönelik önemli adımlar attık. Savunma sanayinde 2000'li yılların başında yüzde 20'ler seviyesinde olan yerlilik ve millilik oranı, tüm olumsuzluklara ve engellemelere rağmen Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliği, destek ve teşvikleriyle yüzde 80'ler seviyesine ulaşmıştır. Çok şükür kendi kaynaklarımızı kullanarak yapabildiğimizi, başarabildiğimizi gördük ve bunu da tüm dünyaya gösterdik, göstermeye devam ediyoruz."
- "Cin şişeden çıktı"
Geçmişte piyade tüfeklerinin dahi yurt dışından tedarik edildiğine dikkati çeken Akar, "Artık Milli Piyade Tüfeklerimizi, akıllı hassas mühimmatımızı, ÇNRA'larımızı, Fırtına obüslerimizi, İHA/SİHA/TİHA'larımızı, ATAK helikopterlerimizi, fırkateynlerimizi ve savaş gemilerimizi tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş olmanın mutluluğunu, güvenini yaşıyoruz. Bunlara ilaveten, radar ve elektronik harp sistemleri, Milli Muharip Uçak, Siper Hava Savunma Sistemi, Anadolu Amfibi Hücum Gemisi ile ilgili çalışmalarımız da yoğun bir şekilde devam etmektedir." diye konuştu.
Milli savunma sanayinin TSK'nın ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra dost ve müttefik ülkelerin savunma ihtiyaçlarına da cevap verebilecek duruma geldiğini vurgulayan Akar, şöyle konuştu:
"Artık cin şişeden çıkmış, ülkemiz teknoloji üreten ve geliştiren bir konuma gelmiştir. Bundan dönüş yok. Bu tren yola çıktı inşallah hedefe varacağız. Bir zamanlar bizler için hayal olan birçok konu, bugün gerçeğe dönüşmüştür. Rahatlıkla söyleyebiliriz ki Türkiye, savunma sanayinde dışa bağımlılığını büyük ölçüde ortadan kaldırarak gücüne güç katmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri, artık dünyada çok az sayıda ordunun elde edebileceği yüksek teknolojinin sağladığı avantajlara ve operasyonel üstünlüğe kavuşmuştur. Nitekim TSK, yurt içinde, Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde, Kıbrıs'ta, Azerbaycan'da, Libya'da, Doğu Akdeniz'de, Ege'de ve daha birçok coğrafyada, hem ülkemizin hem de dost ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu korumak, bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamak için büyük bir fedakarlık ve kahramanlıkla, hiç olmadığı kadar yoğun ve etkin bir şekilde mücadele etmektedir."
- Siber güvenlik
Geleceğin savunma teknolojilerinde kara-deniz-hava dışında uzay ve siber uzayın da önemli bir harekat alanı haline geldiğini aktaran Akar, "Siber sistemler alanında üstünlüğü ele geçirmek, diğer harekat alanlarında başarılı olmanın ön koşulu olacaktır. Bu doğrultuda siber güvenlik, dijital dönüşüm, büyük veri analizi ve yapay zeka alanlarında da yerli ve milli teknolojiler kullanılarak kabiliyet kazanma ve yetişmiş personel kapasitesini arttırma çalışmalarımız devam etmektedir." dedi.
Tüm bu faaliyetlerde el edilen başarılardan personelin kahramanlık ve fedakarlığının yanı sıra yerli ve milli savunma sanayinin geliştirdiği, üstün teknolojiye dayanan harp silah, araç ve gereçlerinin önemli katkısının olduğunu, bunda da TSK'nın kritik ihtiyaçlarını karşılayan vakıf şirketlerinin ve özel sektör firmalarının büyük payı bulunduğunu dile getiren Akar, savunma sanayi kuruluşlarının dünya ölçeğinde geldiği seviyeyi "gurur verici" olarak nitelendirdi.
Bu konuda kat edilmesi gereken mesafelerin de olduğunu belirten Akar, "Ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği, gelecek nesillerimizin daha müreffeh bir hayat sürebilmesi için savunma sanayimizi çok daha ilerilere taşıma azim ve kararlılığıyla yılmadan yorulmadan çalışmaya devam ediyoruz. Milli değerlerimiz ve menfaatlerimiz üzerinde yükselen savunma sanayimizi etkin, yerli ve yenilikçi bir anlayışla çok daha ilerilere taşımak, küresel ölçekte rekabet edebilir seviyeye getirmek için çabalıyoruz." ifadelerini kullandı.
Yerli ve milli savunma sanayinin gelişmesindeki kararlı tutumundan dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarını sunan Bakan Akar, sözlerini "Havacılık alanında ülkemize önemli katkılar sağlayan merhum Özdemir Bayraktar'ı rahmetle anıyorum." sözleriyle tamamladı.
- "Gururla izliyoruz"
Konuşmaların ardından Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, protokol üyeleri ile kurdele keserek SAHA EXPO 2021 Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı'nın resmi açılışını gerçekleştirdi.
Açılış sonrasında Akar beraberinde Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere ve SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar ile stantları gezerek bilgi aldı.
MKE AŞ'nin standında deniz topunun atış videosunu seyreden ve Genel Müdür Yasin Akdere'den bilgi alan Bakan Akar, şunları kaydetti:
"Makine ve Kimya, yeni yapısıyla çok kısa sürede büyük başarılar elde etti, etmeye devam ediyor. Bunları gururla izliyoruz. Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarının karşılanması hepimiz için önemli. Makine ve Kimya, bu konuda dinamik hareket ederek yeni yapısının da getirdiği imkanları kullanarak inşallah problemleri çok daha hızlı ve kalıcı şekilde çözme imkanı bulacak. Bu sadece ülkemizin değil dost ve kardeş ülkelerin ihtiyaçlarının da karşılanması bakımından da büyük önem arz ediyor."