İlahiyatçı Mustafa İslamoğlu, Alman medya kuruluşu DW Türkçe'de Nevşin Mengü'nün sorularını yanıtladı. İslamoğlu, Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesiyle ve fetih kavramıyla ilgili konuştu. Ayasofya'nın camiye çevrilmesinin Kur'an'a aykırı olduğunu söyleyen İslamoğlu, "Kur'an’ın kabul etmediği bir eylemdir." dedi. Peki, alanın uzmanları bu konuya ne diyor? Ayrıntılar haberimizde...
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Ayasofya Camii'nin hutbesine kılıçla çıkmasına değinen İslamoğlu, "Bugün Fetih Suresi'ni okuyorlar İstanbul’un alınışında. Ne kadar cehalet var görüyor musunuz, farkında mısınız? Dolayısıyla kılıçla hutbeye çıkmalar falan fetih bu değil. Fetih aslında bir insan yüreğinin fethedilmesidir. İki insan yüreğinin buluşmasıdır." ifadelerini kullandı.
Ayasofya… 1500 yıllık mabet. 1.8 milyon İslam Âleminin yeniden camiye dönüştürülürken gözyaşlarını tutamadığı Ayasofya, eski ihtişamlı günlerindeki gibi Müslümanlarla dolup taşarken Yunanlıların takındığı kin ve nefret dolu tutumu anlamak mümkün. Ancak benzer tutumu Müslümanlar hele hele de isimlerinin altında ‘ilahiyatçı’ yazan zatlar takınınca tahammül sınırı zorlanıyor.
Mustafa İslamoğlu… Evet, herkes onu ‘ilahiyatçı’ olarak tanıyor. Ancak o nerede netameli bir konu varsa onunla gündeme gelmeyi adet haline getirmiş. Zaman zaman anlamsızlaşan yorumlarla adeta Müslümanların aklıyla alay eden bu zat şimdilerde Ayasofya ile ilgili tezi ile boy göstermeye başladı.
Peki, alanın uzmanları bu konuya ne diyor?
“Ayasofya’nın camiye çevrilmesi Kur'an'a ve İslam’ın özüne aykırı değil”
Türkiye’nin tanınmış simalarından Eski Konya Müftüsü, Necmettin Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akpınar, Ayasofya’nın camiye çevrilmesinin Kur'an ve İslam’a aykırı olmadığı belirterek şu ifadelere yer verdi:
Kur'an'a da aykırı değil. İslam'ın özüne ruhuna da aykırı değil. Çünkü Ayasofya'nın camiye çevrilmesi Kur'an'a aykırı ise Mekke fethinde Mekke putperestlerin Mabediydi, putlarla doluydu. Efendimiz Mekke fethinde ilk oraya girdi ve Kâbe putlardan temizledi artık orada hiçbir putperest hayat hakkı da vermedi.
Eğer olaya böyle bakarsak Ayasofya'nın da aslına rücu ettirilmesi asla Kur'an'ın ruhuna özüne aykırı değil. Şu rakamları hatırlayalım…1453-1934 tarihleri arasında 481 yıl Ayasofya cami olarak kaldı ve kullanıldı. Bu süre içerisinde de pek çok ulema hem bu olaya tanıklık etti ve namaz kıldı. Ayasofya 1934 2020 yıllar arasında 88 sene müze olarak kaldı. Bu çok konuşan Kardeşler Ayasofya müze olduğu niye konuşmadılar? Belgrad'da Osmanlı 400'e yakın cami bıraktı gitti. Belgrad'ta bir tane cami kaldı. Bütün camiler yıkıldı. Yerlerine tuvalet yapıldı, meyhane, bar yapıldı. Bu konuşanlar bu camiler talan edilirken niçin sustular! Atina'da Osmanlı'nın 275 kadar camisi vardı. Şu anda Atina'da hiç cami yok bu noktada niye suskun kaldılar? Tabii ki düşmanlarımız bizim hocalarımız değil. Biz kendi doğrularımızla hareket edeceğiz.
Onun için Hz. Ömer'in Kudüs fethinde orada Kıyamet Kilisesi'nde namaz kılmayışını gerekçe gösterir bazıları da… Evet, Hazreti Ömer orada kilisede namaz kılmamıştır. Kendisinden sonra Müslümanların orayı camiye çevirmesi endişesiyle… Ama aynı Hazreti Ömer Mescid-i Aksa'nın mezbelelik olan o gün için çöplük olan yerini temiz etmiş ve oraya Mescid-i Aksa'nın yanına caminin yapılmasını tekrar sağlamıştır.
“Muhalefet et meşhur olursun anlayışından başka bir şey deği”
Dolayısıyla muhalefet et meşhur olursun anlayışıyla unutulmanın verdiği psikoloji ile bu gibi konuşmalar ümmetin hiçbir derdine derman olmaz. İslâm düşmanları Müslümanlara bütün oklarını çevirmişken bu şekildeki söylemlere itibar etmenin de hiçbir anlamı yok. Son olarak şunu söyleyeyim. Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesinden sonra 2020 den bugüne kadar 3,5 milyon insan Ayasofya'yı ziyaret etmiş orada namaz kılmıştır. Ayasofya'nın camiye çevrilmesine kimler karşı? şöyle dünyaya bir bakalım. Oklar neyi gösteriyor? Kimi gösteriyor?Aslında sorunun cevabı orada gizlidedir.
Hac suresi ayeti bu konuya delil olarak gösterilen Hac suresi ayeti “Eğer Allah bir kısım insanları savaş yoluyla bir kısım insanlarla savmasaydı yeryüzünde havralar, kiliseler, manastırlar, mescitler, mabetler kalmazdı yıkılırdı” şeklindeki ayet bunun delili gerekçesi olmaz. Çünkü bu ayet Hac suresinin yani sıcak savaşa yani Müslümanlarla Müslüman olmayanların Savaşı'na izin veren ayetlerden hemen sonra gelmiştir orada konu başka bir şeydir. Evet, bizim kültürümüzde savaşta mabetlere dokunulmaz. Mabetlere sığınmış olan insanlara ibadetle meşgul olanlara dokunulmaz. Onların dokunulmazlığı vardır. Ama İstanbul uzun bir süre kuşatma ve savaşla kanla alınmış kılıçla alınmış ve sonuçta da Ayasofya sembolik olarak Fatih tarafından vakf edilerek fethin sembolü olarak camiye çevrilmiştir. Ve bu noktada da Kur'an'a İslam'a İslam'ın ruhuna aykırı bir tarafı yok.