Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

ASO nisan ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi

27.04.2022 12:09:00
ASO Başkanı Nurettin Özdebir: "Orta vadeli ve inandırıcılığı yüksek bir program, enflasyon seviyesinde beklentileri aşağı çekerek, ekonominin dezenflasyonist bir sürece girmesine katkı sağlayabilir" "Kur korumalı mevduat uygulamasının da katkısıyla son aylarda yüksek cari açık rakamlarına rağmen kurun belirli seviyede kalmasının önemli olduğunu düşünüyorum"

ANKARA (AA) - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, yurt içinde en önemli konunun enflasyon olduğunu belirterek, "Orta vadeli ve inandırıcılığı yüksek bir program, enflasyon seviyesinde beklentileri aşağı çekerek, ekonominin dezenflasyonist bir sürece girmesine katkı sağlayabilir." ifadesini kullandı.


ASO'nun nisan ayı meclis toplantısı, Oda Binası'nda yapıldı.


Özdebir, buradaki konuşmasında, yüksek enflasyon, düşük büyüme, Rusya-Ukrayna savaşı ve ABD Merkez Bankasının (Fed) para politikasının, gelişmekte olan ülkeleri zorlamaya devam ettiğine işaret ederek, Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ticaret Örgütü gibi önemli uluslararası kurumların dünya ticaret hacmi ve büyüme tahminlerinde aşağı yönlü revize yaptıklarını anımsattı.


Söz konusu sürecin Türkiye'yi de etkilediğini bildiren Özdebir, "Artan enerji ve emtia fiyatları, ivme kaybeden güven endeksleri, yüksek ülke risk primi, kur ve enflasyonu düşük tutmaya çalışan politika tercihi ile cari fazla ve ekonomik büyüme beklentileri maalesef zorlaşıyor. Savaş ile daha da artan petrol fiyatları üretim maliyetlerini etkilerken, bu da toplumun satın alma gücü üzerinde olumsuz etki yaratmaya devam ediyor. Savaş, özellikle ithalat maliyetlerinde ciddi artışa neden olurken üretimin önünde önemli bir kısıt olarak karşımıza çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.


Özdebir, makroekonomik istikrarın sağlanmasındaki en önemli çıpalardan birinin kur artışlarının kontrol altına alınması olduğunu belirterek ,"Herhangi bir şokun ortaya çıkmaması durumunda, kur korumalı mevduat sistemi önemli bir tampon görevi üstleniyor. Bu enstrümanın da katkısıyla son aylarda yüksek cari açık rakamlarına rağmen kurun belirli seviyede kalmasının önemli olduğunu düşünüyorum." dedi.


-"Yıl sonunda baz etkisiyle enflasyonda bir düşüş beklentisi söz konusu"


Özdebir, Türkiye'de en önemli ve önceliklendirilmesi gereken konunun enflasyon olduğuna dikkati çekerek, sözlerine şöyle devam etti:


"Yüksek enflasyon artışı hane halkının yaşam maliyetini artırırken, reel sektörün yatırım kararlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Şu anda görünen mevcut politika tercihimiz, enflasyonun kendi kendine düşeceği beklentisidir. Maliye politikasının göreceli olarak kontrollü tutulup, para politikasının gevşek tutulduğu bir politika tercihinde enflasyonla mücadele zorlaşacaktır. Yıl sonunda baz etkisiyle enflasyonda bir düşüş beklentisi söz konusu. Bu durumun enflasyon beklentilerinin çıpalanması durumunda gerçekleşeceğini de unutmamak gerekiyor. Enflasyonun düşmesinde en önemli çıpa döviz kurudur. Kur korumalı mevduat ile kurları bu seviyede tutabilirsek enflasyonun artış hızını düşürebiliriz. Orta vadeli ve inandırıcılığı yüksek bir program, enflasyon seviyesinde beklentileri aşağı çekerek, ekonominin dezenflasyonist bir sürece girmesine katkı sağlayabilir."


- Ankara ihracatında ivmelenme devam ediyor


Özdebir, Ankara ihracatında ivmelenmenin devam ettiğini belirterek, "Mart ayında Ankara'nın ihracatı ilk kez aylık bazda 1 milyar doların üzerine çıktı. Gaziantep'e kaptırdığımız beşinciliği geri alıp, daha sonra da Ankara'yı daha yukarılarda hak ettiği yere hep birlikte taşıyacağız." dedi.


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ihracat döviz gelirlerinin satış oranını yüzde 40'a çıkarmasının kurları belirli bir seviyede tutma noktasında katkı sağlayacağını bildiren Özdebir, sözlerine şöyle devam etti:


"Ancak diğer taraftan ihracatçılarımızın büyük bir kısmının döviz cinsinden borçlarının varlığı dikkate alındığında, döviz gelirlerinin yüzde 40'ını Merkez Bankasına satma zorunluluğunun, firmaların döviz açık pozisyonlarının artmasına ve finansal yapılarının bozulmasına neden olacağı da unutulmamalıdır. Son dönemde ihracatçıların maliyetleri ciddi anlamda artarken karlılıkların azaldığı bir dönemde böyle bir uygulama firmalar açısından olumsuz bir etki ortaya çıkarabilecektir. İhracatı önceliklendirdiğimiz bir ekonomi modelinde bu tür uygulamaların yanlış algılamalara neden olabileceği de unutulmamalıdır."


Özdebir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçen haftalarda açıklanan İşbaşı Eğitim Programı'nın istihdam yaratma kapasitesi açısından kazanç sağlayacağını sözlerine ekledi.


DİĞER HABERLER