Beren Su Bolat, 23 Temmuz’da Sincan ilçesi Fevzi Çakmak Mahallesi 4'üncü Cadde'de sınıf arkadaşının oturduğu apartmana gitti. Beren Su ile arkadaşı, 5 ve 6’ncı katlar arasında duran asansörde mahsur kaldı. İtfaiyenin çalışması sırasında Beren Su, asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybederken, arkadaşı ise kurtarıldı.
Beren Su'nun ölümüyle ilgili Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itfaiye şefi E.A., itfaiye erleri B.Y. ve B.B. hakkında 'taksirle ölüme neden olmak' suçundan soruşturma başlatıldı. 3 itfaiyeci belediye tarafından da açığa alındı. Kazaya ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda söz konusu kazanın alınacak güvenlik tedbirleri, dikkatli ve özenli davranış ile önlenebilecek olduğu, kaçınılmazlık ilkesinin söz konusu olmadığı belirtildi. Asansörün bozulmasının tehlikeli bir durum olduğuna dikkat çekilerek, "İtfaiye görevlilerinin ise kurtarma faaliyetinde 13 ve 14 yaşlarındaki 2 çocuğu kurtarma esnasında gerekli alan tedbirlerini almayarak, tehlikeli durumu kontrol altına almadan tehlikeli davranış sergileyerek kazayı önlemek yerine kazaya sebebiyet vermeleri yaşanan olayın ana unsurudur" denildi.
Soruşturma kapsamında Beren Su ile aynı asansörde mahsur kalan ve kurtarılan arkadaşı T.E.D.'nin de ifadesi alındı. Dosyaya giren ifadede T.E.D., binada oturan arkadaşlarını oyun oynamak için çağırmaya giderken asansörde mahsur kaldıklarını söyleyerek, "5’inci kattan itfaiye erleri geldi, 3 kişi gördüm, kapıyı kısa sürede anahtar yardımıyla açtılar. Ben ve Beren, ‘Burası çok dar, buradan geçemeyiz,’ diye itfaiye erlerine söyledik. 6’ncı katı açarlarsa oradan daha rahat çıkabileceğimizi belirttik. İtfaiye erleri, tam anlamadığım bir sebepten dolayı 6’ncı katı açamayacaklarını söylediler. Halen ışıkların yanmasından dolayı itfaiyecilerin elektrik şalterlerini indirmediklerini ve bu sebepten asansörün tekrar kurtarma esnasında çalışıp bizi sıkıştırma ihtimalini göz önünde bulundurmadılar" dedi.
İtfaiye ekiplerinin 5’inci kattaki boşluktan çıkmalarını söylediklerini aktaran T.E.D., "O sırada Beren’in korktuğunu ve yüzünün renginin sarardığını hatırlıyorum. Beren çıkmaya karar verdi; sırtüstü yere uzanıp önce dışarıya ayaklarını sarkıtacak şekilde pozisyon aldı. İtfaiyeciler, Beren’e tam tersi, yüzüstü yatıp önce yine ayaklar dışarı gelecek şekilde pozisyon alıp aşağı doğru dışarı çıkmasını söylediler. Beren de bu dediklerini uyguladı, ardından Beren aşağı inerken ben de ayağa kalktım. İtfaiye erlerinin bu sırada Beren’i tutmaya çalışıp çalışmadığını ayakta olduğum için göremedim. Beren’in kabinden çıktığını gördüm ve Beren’in çığlık attığını duydum; çok şaşırmıştım ve korktum. Birkaç saniye sonra yere çarpma sesi duydum. ‘Beren’ diye bağırdım, ancak Beren’i ve boşluğu göremiyordum" dedi.
İtfaiye erlerinin birkaç saniye kadar boşluğa baktıklarını gördüğünü söyleyen T.E.D., "Sonra iri yarı kilolu olan itfaiye eri, çok tedirgin bir şekilde bana hitaben ‘Seni omzuma alarak kurtaracağım,’ dedi. Ben ‘Olmaz,’ dedim. Beren’in durumundan dolayı tedirgindim ve onlara güvenmedim. Onlara sporcu olduğumu ve zıplayabileceğimi söyledim, beklediler. O sırada önümdeki duvardan dolayı zıplayamayacağımı fark ettim, sırtüstü uzanıp önce ayaklarımı dışarı sarkıtarak kendimi itmeye çalıştım. O sırada belimde bir ağrı hissettim; birçok yerimi duvarlara ve asansöre çarptığımı hatırlıyorum. İki itfaiyeci, biri ilk bahsettiğim kilolu olan, diğeri genç olan itfaiyeciler beni ayaklarımdan tutarak ve ben de duvardan destek alarak çıktım ve kurtuldum. Hemen aşağı, merdivenlerden koşarak indim ve alt kata indiğimde başka bir itfaiye erinin zemin katın asansör kapısını açtığını gördüm. Kapı açılınca Beren’i yüzüstü yerde yatar vaziyette gördüm. Çok fazla bakamadım, beni hemen uzaklaştırdılar" ifadelerini kullandı.
T.E.D. ifadesinde, hiç önlem almadan kendisini kurtarmaya çalışıp, hayatını tehlikeye attıkları gerekçesiyle itfaiye erlerinden şikayetçi olduğunu söyledi.