Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Araştırmacılar "COVID-19 ve Toplum" etkinliğinde projelerine ilişkin bulgu, çözüm ve önerilerini paylaştı

22.02.2021 15:20:00
"Pandemi ve Sosyoloji-Psikoloji Oturumu"nda, kriz iletişimi, salgının çocuk ve ergenlerin akademik hayatına etkileri, gençlerin Kovid-19 ile baş etme stratejileri, ekonomik kırılganlık düzeyiyle Kovid-19 ilişkisi gibi konuları içeren projelerin çıktıları kamuoyuna açıklandı

ANKARA (AA) - TÜBİTAK tarafından düzenlenen "COVID-19 ve Toplum" etkinliği kapsamında gerçekleştirilen "Pandemi ve Sosyoloji-Psikoloji Oturumu"nda, akademisyenler, projelerine ilişkin bulgu, çözüm ve önerilerini anlattı.


TÜBİTAK'ta gerçekleştirilen ve YouTube üzerinden de canlı yayımlanan oturumda, Ankara Üniversitesinden Dr. Zafer Kıyan,"Kriz İletişimi: COVID-19 Salgınından Çıkarılacak Dersler Işığında Düzenleyici İletişimsel Yaklaşımlar" başlıklı projelerinde, salgın sürecini iletişim yönünden ele aldıklarını söyledi.


Sağlık Bakanlığının belirlediği iletişim modelinin analiziyle elde edilen bulgulardan bir iletişim modeli geliştirmeyi amaçladıklarını dile getiren Kıyan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Türkiye'deki aktif kullanıcıların Twitter paylaşımlarını değerlendirdiklerini ifade etti.


Kıyan, salgın süresince vatandaşların bu paylaşımlarla gösterdiği etkileşimde zamansal değişim ortaya çıktığını belirterek, geçen yıl mart-nisan döneminde etkileşim oranının tepe noktasına ulaştığını, sonrasında düşüş görüldüğünü ancak ağustosta vaka sayısındaki artışlarla bir miktar yükselişin gözlemlendiğini dile getirdi.


Bakan Koca'nın iletişim stratejisini Twitter üzerinden gerçekleştirme tercihinin yerinde olduğunu anlatan Kıyan, "Benimsediği dil de tutarlı, bütünleştirici ve güven artırıcıydı. Ancak bununla beraber sosyal medya platformları karşılıklı iletişime olanak vermesine rağmen Sağlık Bakanlığı tek yönlü iletişimi tercih etti." dedi.


Kıyan, bu eksikliği giderecek bir kriz iletişim modeli geliştirmeye çalıştıklarına dikkati çekerek, "Modelimiz taraflar arasında diyaloğa dayalı bir iletişim unsurunu ön plana çıkarıyor ve aktörler arasında bir diyaloğun olmasına önem veriyor. Ana aktörün sosyal medyayla kurduğu ilişkinin karşılıklılığa dayalı olması gerektiğini söylüyoruz." ifadelerini kullandı.


- "İlkokul ve ortaokul öğrencilerinin akademik ilgileri azaldı"


ODTÜ'den Prof. Dr. Sibel Kazak Berument, "COVID-19'un Çocuk ve Ergenlerin Bilişsel ve Psikososyal Gelişimi ile Akademik Hayatına Etkileri" projelerinde salgın durumunda aile ortamındaki değişkenleri değerlendirmeyi amaçladıklarını belirtti.


Türkiye'nin 17 ilinde annelerden çocukların gelişimine, çocuklardan da ebeveyn davranışlarına ilişkin bilgiler aldıklarını kaydeden Berument, elde ettikleri bulgulara ilişkin şunları söyledi:


"Kovid-19 öncesi ve sonrası değişimlere baktığımızda evlilik çatışmasının azaldığını, annelerin kaygı ve stresinin arttığını, ebeveynlerin çocuklarına akademik performans baskılarını azalttıklarını gördük. Özellikle ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin akademik ilgilerinde, ilkokul öğrencilerinin okula ve öğretmenlere bağlanmalarında azalma gözlemledik. Çocuklarda saldırganlık ve kurallara karşı gelme davranışlarında artış oldu."


Berument, uzaktan eğitimde yaşanan zorluklara da değinerek, çocuklara evde bilgisayar düşmemesi, sessiz ortamın olmaması gibi güçlüklerin olumsuz etkilerine işaret etti.


Uzaktan eğitim konusunda ailelere verilen desteğin artırılmasını öneren Berument, destekleyici programların geliştirilmesi ve okulların açılışında ilkokul ve ortaokullara öncelik verilmesi tavsiyesinde bulundu.


- "Destekler uygun mekanizmalarla gençlere iletilmeli"


Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Nilay Kaya da salgının farklı sosyal kırılganlıklara sahip grupları daha fazla etkilediği düşüncesiyle "Gençlerin COVID-19 Salgını ile Başetme Stratejilerinin Farklı Dinamikleri" projesini tasarladıklarını, 18-30 yaş aralığındaki gençlerin bu süreçte yaşadıkları deneyimleri mercek altına almayı hedeflediklerini dile getirdi.


Kapsamlı veri toplayarak bulguları değerlendirdiklerini anlatan Kaya, salgın sırasında katılımcıların duygu ve düşüncelerini incelendiklerinde endişelerin arttığını tespit ettiklerini kaydetti.


Kaya, gençlerin süreçte düzenli spor yapmak, pozitif olmaya çalışmak, doğaya dönmek, çevrim içi alışveriş yapmak gibi baş etme süreçlerini yaşadıklarına işaret ederek, şöyle devam etti:


"Gençlerin uzaktan eğitimden memnun olmadıklarını, ailesiyle birlikte yaşamaya başlayanların olumlu olumsuz sonuçlar tecrübe ettiğini, kısıtlı sosyal yaşam, tüketim alışkanlıklarının değiştiğini, ruh sağlıklarının etkilendiğini gördük. Yeni hobiler edinerek zihinsel sağlıklarını korumaya çalıştıklarını gözlemledik. Salgın sonrası karamsarlığın ağır bastığı sonucuna vardık."


Elde edilen bulgular göz önünde bulundurularak gençlik politikalarının belirlenmesini isteyen Kaya, kriz dönemlerinde destekleri uygun mekanizmalarla gençlere iletmenin önemine dikkati çekti.


- "Sosyal eşitsizlikle kırılganlık arasında önemli ilişki var"


TED Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kezban Çelik de "Farklı Sosyal Kırılganlık Düzeyine Sahip Hanelerin Kovid-19 Salgınını Deneyimleme Biçimleri ve Yakın Geleceğe İlişkin Beklentileri: İstanbul İli Örneği" başlıklı projesinde salgının toplumsal etkileri ve yarattığı kırılganlık parametrelerini araştırdıklarını ve İstanbul'un Sancaktepe, Bağcılar, Kadıköy ve Beylikdüzü ilçelerinde 441 kişiyle görüştüklerini söyledi.


Araştırmaya göre hanelerin ekonomik durumuyla kırılganlık düzeyi arasında yakın ilişki olduğunu gördüklerini belirten Çelik, kırılganlık düzeyi arttıkça "fatura ve kiraları ödeyememe, alışveriş için ev dışına çıkma, evden çalışma oranının azalması" gibi durumları gözlemlendiklerini bildirdi.


Tüm kırılganlık düzeylerinde geleceğe dair genel bir karamsarlık durumunun olduğuna işaret eden Çelik, salgın sonrasında kırılgan olmayan gruplarının "yurt dışı seyahati" kırılgan grupların ise "genel sağlık kontrolünden geçme" isteğinin olduğunu bildirdi.


Çelik, çalışmayla salgın öncesi koşullarla salgın deneyimi arasında yakın bir ilişki olduğunun gözlemlendiğini belirterek, şunları kaydetti:


"Sosyal eşitsizlikle sosyal kırılganlık arasında da önemli bir ilişki var. Sosyal kırılganlığı azaltan önemli faktörlerden bir tanesi güçlü sosyal dayanışma ilişkileri. Kırılganlık düzeyi arttıkça sosyal mesafeyi korumanın ekonomik ve geleneksel pratikler anlamında güçleştiği ve buna bağlı olarak da salgının yayılmasını olumsuz etkilediği görüldü. Krizle birlikte ortaya çıkan ihtiyaç ve yoksulluğa hem merkezi hem yerel yönetimlerin yeteri kadar hazırlıklı olmadığı sonuçları ortaya çıktı."


DİĞER HABERLER