ANMEG, İran Simurg Gecesi’nde

Zengin İran ve Türkiye kültürel mirası ve sanatlarının tarih boyunca birbirine bağlı olduğunu belirten Maboudi Far, "İran edebiyatındaki Simurg hikâyesi farklı dillerde ve şekillerde anlatılmıştır, Ancak 800 yıl önce yazıya dökülen İran büyük filozof ve sufi Attar Nisaburi Mantiq al-Tayr (The Conference of the Birds) kitabı daha büyük bir öneme ve itibara sahiptir.
Bu eserde, kuşların dayanışması ve uyumu ile ilgili hikâyeyi en güzel edebi anlatım ve sahneleme ile tanıyabilirsiniz. Attar’ın İran’daki şiirleri, yazı, minyatür resim, müzik ve tiyatro gibi sanatçıların ilham kaynağı olmuştur,. Attar’ın nefes doğası ve manevi gerçeği arayışına dair görüşleri hala İranlılar için önemli ve eserleri ülke genelindeki kültürel etkinlikler ve festivallerde takdir ediliyor. Türkiye’de, Attar’ın etkisi, 13. yüzyıl şairi Mevlana gibi birçok büyük sanatçının eserlerinde derin bir şekilde hissedilir. Sema dervişleri veya diğer bir deyişle Türk kültürünün sembolü olan semazenler de sufi ilhamından esinlenmişlerdir. Onların performansları Attar' in düşüncelerinin mirasının kalıcılığına dair bir kanıttır. İran ve Türkiye, dil farklılıklarına rağmen, ortak tarihi ve sanatsal fikirlerin ve şekillerin alışverişi yoluyla birbirine sıkı bir şekilde bağlıdır. Ferîdüddin Attâr sadece bu iki ülkenin sunduğu çok sayıda kültürel hazinelerden bir örnektir ve onun mirası hala dünya genelinde insanların hayatlarını zenginleştirmeye ve ilham vermeye devam ediyor. Bu gece, İran’ın Simurg konusunu ele aldık. İran sanatçı Ahad Saadi'nin çabalarıyla resmedilmiş essiz ve benzersiz bir eserin açılışını yapacağız. Sanatsal bir eser olan bu eser, bu eski yapıda yerini alacak"  ifadelerini kullandı. 
Dünyaca ünlü beyin cerrahı, bilim insanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın davetlilere kısa bir konuşma yaptı. Aydın, "İran edebiyatını kültürünü tanıtmakta zayıf kalmıştır. İran dünyada en eski imparatorluktur. Romanın yıkmak isteyip de yenemediği iki imparatorluktan bir tanesidir. İran’ın kültür ve edebiyatında iki unsur vardır. Bir tanesi ateş bir diğeri de şiirdir. Söz söyleme sanatında mahirdir. 1000’li yılların üç İranlısı dünyayı sarsmıştır. Bir tanesi Hayyam bir Hasan Sabbah bir diğeri de Nizamül Mülk’tür. Bugün burada Ferîdüddin Attâr’ı anıyor anlamaya çalışıyoruz. Bir derya deniz olan Attar çok özel bir insandır" fadelerini kullandı.
Gecenin sonunda İran’ın sevilen sanatçısı Ali Zand Vakili konuklara eşsiz bir konser verdi. Böyle özel bir gece de Türkiye’de olmaktan çok mutu olduklarını ifade eden Vakili, "Türkiye bizim için çok özel bir ülke, burada hayranlarımızla buluşmaktan ve eserlerimizi paylaşmaktan dolayı çok memnunuz" dedi.