Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

"Amirallerin Montrö bildirisi" davasına devam edildi

23.03.2022 15:03:00
Duruşmada sanıklar Erol Adayener, Gürkan İnan, Hasan Nihat Doğan, Hayati Bilgiç, Haluk Sayın ve Tanzer Dinçer savunma yaptı

ANKARA (AA) - Kamuoyunda, "amirallerin Montrö bildirisi" olarak bilinen açıklamada imzası bulunan 103 emekli amiral hakkında, "devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçundan 12 yıla kadar hapis istemiyle açılan davaya devam edildi.


Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklardan bazılarıyla avukatları katıldı.


Duruşmada savunma yapan sanık Erol Adayener, üzerine atılı suçu kabul etmedi. Duyurunun, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin tartışmaya açılması üzerine kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla hazırlandığını belirten Adayener, Anayasa ile güvence altına alınan düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini kullandıklarını savundu.


Duyuruda suç unsuru bulunmadığını öne süren Adayener, duyurunun içeriğinde de herhangi bir tehdit unsuru bulunmadığını, haklarındaki iddiaların soyut ve mesnetsiz olduğunu iddia etti.


Daha önce emekli büyükelçilerin Montrö tartışmasıyla ilgili yaptığı açıklamaya da imza koyduğunu ifade eden Adayener, "Birbirine benzer açıklamalardan ikincisi nedeniyle suçlu görülmemi kamuoyunun takdirine bırakıyorum." dedi.


Montrö'nün tartışmaya açılmasının ülkenin menfaatine zarar vereceğini aktaran sanık Adayener, bildirinin buna dikkati çekmeyi amaçladığını dile getirdi. Erol Adayener, "Ülke menfaatini korumak ve bu maksatla anayasayla koruma altına alınmış hak ve ilkelere göre hareket etmek zaten bir suç olamaz. Çok iyi bildiğimiz ve geldiğini de gördüğümüz bir tehlikeye karşı uyarıda bulunmak vatandaşlık görevimizdir. Bu açıklama nedeniyle yargılanıyor olmamız, demokratik hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmıyor." diye konuştu.


- "Duyuruyu görmedim"


Sanıklardan Gürkan İnan, duyurunun hazırlandığı WhatsApp grubunun, emekli amiraller arasında sosyal iletişimi sürdürmek, vefat, hastalık, düğün ve bayramlaşma konusunda amirallerin bir birinden haberdar olmaları amacıyla kurulduğunu söyledi.


Grupta yer aldığını fakat hiç mesaj atmadığını ifade eden İnan, şunları kaydetti:


"Söz konusu duyuruyu görmedim. Duyurunun yayınlanmasından önce emekli amiral Ergun Mengi tarafından telefonla arandım. Montrö'ye ilişkin mesleki tecrübe ve birikimlerimizi bir basın duyurusuyla kamuoyunun bilgisine sunmak istiyoruz, isterseniz metni gönderebilirim dedi. Metnin hukukçu amiraller tarafından incelendiğini, hukuki bir sorun bulunmadığını söyledi. Anayasal hakkımı kullanarak ismimin duyuruya yazılmasını onayladım. Metnin tam halini 4 Nisan'da yayınlandıktan sonra gördüm."


Duyurunun düşünce ve fikir hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirten İnan, üzerine atılı suçu kabul etmedi. Gürkan İnan, "Devletime karşı suç işlemek amacıyla bir ortaklık içine girmem söz konusu olamaz. Anayasa'ya güveniyorum. Yaşamım boyunca demokrasi dışı uygulamalar içinde olmadım. Halk oyuyla seçilmiş yönetime karşı bir girişim içinde olmak yaşam tarzıma aykırıdır." diye konuştu.


Sanıklardan Hasan Nihat Doğan da asla kabul etmediği bu suçtan dolayı yargılanmaktan büyük üzüntü duyduğunu belirtti.


Duyurunun yayınlanmasının ardından kendilerine karşı, tamamen ön yargıyla, kişisel hak ve özgürlükleri yok sayan bir hakaret kampanyası başlatıldığını savunan Doğan, "Ülkemizin yararına olduğunu düşünerek yaptığımız bu açıklamada suç varmış gibi davrananlar, hukuka ve adalete olan inancımızı daha da arttırdı." dedi.


Doğan, fikir hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gereken, suç unsuru bulunmayan duyurunun hazırlanmasında bir dahlinin olmadığını belirterek, duyuruda yer alan "yüce Türk milletine" ifadesini suç olarak göstermenin, akıl ve mantığa aykırı ve zorlama bir tavır olduğunu savundu.


-"Herhangi suç unsuru görmediğim için imzaladım"


Sanıklardan Hayati Bilgiç, emekli bir tabip amiral olduğunu, halen bir üniversitede hekim yetiştirdiğini söyledi ve mesleki geçmişini anlattı.


Montrö Sözleşmesi'nin tartışmaya açılmasının Türkiye'nin Marmara ve boğazlardaki mutlak hakimiyetini ortadan kaldıracağını öne süren Bilgiç, duyuruda buna dikkati çekmeyi amaçladıklarını dile getirdi.


Emekli amirallerin bulunduğu WhatsApp grubunda yer almadığını, duyurunun hazırlanmasında bir katkısının olmadığını kaydeden Bilgiç, Ergun Mengi'nin kendisini arayarak duyuru hazırladıklarını söylediğini, telefonla konuşurken hızlıca okuduğu metni, herhangi suç unsuru görmediği için imzaladığını kaydetti.


Bilgiç, "Anayasal düzene sıkı sıkıya bağlı, demokratik düzene yönelik her türlü saldırıya karşı mücadeleyi kendisine düstur edilen, imasını bile kabul etmediğim bir girişimin yanında olmam kesinlikle söz konusu olamaz. Yazıyı kimlerin hazırladığını bilmiyorum. Hazırlıkların içinde bulunmadım. Ortak bir iştirak iradesi söz konusu değil. İsnat edilen suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum." diye konuştu.


Hayati Bilgiç, duyurunun, düşünce açıklama hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.


- "Yine gelse onaylarım"


Sanıklardan Haluk Sayın, duyurudan Ergun Mengi'nin aramasıyla haberdar olduğunu, metinde herhangi bir suç unsuru görmediğini söyledi.


Emekliliğinin üzerinden 23 yıl geçtiğini ifade eden Sayın, "Silahlı kuvvetler içinde bırakın emirlerimi dinlemeyi, beni tanıyacak 2 ya da 3 kişi olduğundan bile şüpheliyim." dedi.


Montrö Sözleşmesi'nin hayati ve vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu ifade eden Sayın, taslak metinde "yüce Türk milletine" ifadesinin olup olmadığını hatırlayamadığını belirterek, "Türk milletine yüce diye seslenilmesi milletimizin sıfat ve asaletine uygun bir hitaptır." diye konuştu.


Sanıklardan Tanzer Dinçer de duyurunun tamamen iyi niyetli bir biçimde Montrö konusunda kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla hazırlandığını savundu.


Dinçer, nizamı değiştirmek için değil, koruma saikiyle hareket ettiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Montrö'ye ilişkin açıklamalarının da kendilerini desteklediğini ifade etti.


Duyuru metnini incelediğini ve suç unsuru görmediğini belirten Dinçer, taslak metinde "Yüce Türk milletine" ifadesinin bulunup bulunmadığını hatırlamadığını, bu ifadenin de suç sayılamayacağını söyledi.


Dinçer, "Bu metin önüme yine gelse yine onaylarım. Suç kastım yok. Sadece bilgim ve görgümü anayasanın verdiği hak ve hukuk çerçevesinde kullanmak istedim." dedi.


Sanık avukatlarının beyanının ardından mahkeme, yarın devam etmek üzere duruşmayı tamamladı.


DİĞER HABERLER