Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK Toplantısı'na ilişkin açıklamalarda bulundu: (4)

26.01.2021 20:25:00
(HDP Esenyurt ilçe binası) O bina bir terör örgütü propaganda merkezi haline gelmiş. Terör örgütü propagandası teröre destek vermek şeklindeki bir yaklaşımdır" "Türkiye'de azınlıklara dönük olarak atılmış adımlar çok güçlü adımlardır. Azınlık vakıflarına malların iade edilmesi bir devrimdir, bu devrim herkes tarafından kabul edilmiştir. Ama Batı Trakya'daki Türk azınlığın haklarının ihlali konusunda defalarca AİHM tarafından cezaya çarptırılmasına rağmen Yunanistan aynı tutuma devam etmektedir"

ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, HDP Esenyurt ilçe binasının bir terör örgütü propaganda merkezi haline geldiğini belirterek, "Terör örgütü propagandası teröre destek vermek şeklindeki bir yaklaşımdır." dedi.


Çelik, AK Parti Genel Merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.


Yunanistan ile yeni bir sayfa açmaya hazırlandıklarını belirten Çelik, bu süreçte Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'deki Rum azınlıkla ilgili olumsuz ifadelerinin söz konusu olduğunu söyledi.


Dışişleri Bakanı'nın olumsuz yaklaşımlardan uzak durması gerektiğini vurgulayan Çelik, Akdeniz'de, Ege'de ilan ettikleri NOTAM'ların, denizde ve havada egemenlik alanlarını haksız yere artırmak üzere ortaya koydukları faaliyetlerin, silahsızlandırılmış adaları silahlandırmalarının doğru olmadığını aktardı.


Çelik, "Türkiye'de azınlıklara dönük olarak atılmış adımlar çok güçlü adımlardır. Azınlık vakıflarına malların iade edilmesi bir devrimdir, bu devrim herkes tarafından kabul edilmiştir. Ama Batı Trakya'daki Türk azınlığın haklarının ihlali konusunda defalarca AİHM tarafından cezaya çarptırılmasına rağmen Yunanistan aynı tutuma devam etmektedir." diye konuştu.


"Türk" ve "azınlık" ifadesine tahammül etmeyen bir tutum içine girildiğini dile getiren Çelik, Türkiye'nin Ortodoks vatandaşların talepleri çerçevesinde Gökçeada'da 4 öğrenci için okul açarken, son 25 yılda Batı Trakya'daki azınlık okul sayısının Yunanistan tarafından 231'den 115'e düşürüldüğüne dikkati çekti.


Çelik, Yunanistan'ın bu meseleler üzerinden ciddi hassasiyet göstermesi gerektiğini belirterek, "Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı kullandıkları dil konusunda bu yeni dönemde daha hassas olmalarını bekliyoruz." dedi.


Belçika Parlamentosunun 5 Mayıs 2019'da bir karar kabul ettiğini, bu kararın da uluslararası mahkemelerde tanınmış soykırımı, insanlığa karşı suç ve savaş suçlarını inkarın cezalandırılmasına ilişkin olduğunu hatırlatan Çelik, Belçika Ermenileri Komitesinin 1915 olaylarına bu kararlarda yer verilmediği gerekçesiyle bir itirazda bulunduğunu söyledi.


Çelik, bunun Belçika Anayasa Mahkemesi tarafından reddedildiğini dile getirerek, bu kararı son derece olumlu karşıladıklarını aktardı.


Bu tip suçların cezalandırılmasına karşı muhakkak mahkeme kararı aranması gerektiğini, bu suçlarla mücadele konusunda daha ilkeli bir davranış sergileneceğini aktaran Çelik, bu kararın Avrupa Konseyi kararları ile uyumlu bir karar olduğunun altını çizdi.


İsrail'in yeni yerleşim yerleri konusunda bir adım attığını, bunu hassasiyetle takip ettiklerini vurgulayan Çelik, İsrail'in 20 Ocak'ta yeni ihaleler duyurduğunu, 2 bin 112'si Batı Şeria'da, 460'ı Doğu Kudüs'te olmak üzere 2 bin 572 yeni konut inşa edeceğini söyledi.


Bütün dünyanın buna "dur" demesi gerektiğini, İsrail'in attığı bu adımların iki devletli çözümü imkansız hale getirdiğini belirten Çelik, bu durumun Kudüs'ün statüsünü değiştirme anlamı taşıdığını, bölge barışını ciddi şekilde tehdit ettiğini kaydetti.


Çelik, "Kurulacak başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin coğrafi bütünlüğünü yok etmek, iki devletli çözümü imkansız kılmak, Doğu Kudüs'ün statüsünü değiştirmek asla kabul edilemeyecek eylemlerdir." diye konuştu.


Şehit Eren Bülbül'ün hatırasına atfen yeni güvenlik operasyonlarının başladığını hatırlatan Çelik, terörle mücadele konusundaki tavizsiz duruşun aynen devam ettiğini vurguladı.


- "Türkiye Cumhuriyeti'nde ikinci sınıf vatandaş yoktur"


Sosyal medyada gündem olan Yalova'da Alevilerin evlerinin işaretlenmesi konusuna ilişkin Çelik, Bakanlığın bu meseleler üzerinde hassas olduğunu, kendilerinin de yakından takip ettiğini söyledi.


Çelik, bunların provokatif amaçlı faaliyetler ve infial yaratmaya dönük çabalar olduğunu belirterek, şöyle devam etti:


"Herkes müsterih olsun. Etnik yapısına, mezhebine göre ayrılmış Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yoktur. Türkiye Cumhuriyeti'nde ikinci sınıf vatandaş yoktur, herkes birinci sınıftır. Etnik değerlendirmeler ya da mezhebi değerlendirmeler kültürel zenginliktir. Bunun herhangi bir şekilde bir fay hattı oluşturmaya dönük olarak kışkırtılmasına ya da istismar edilmesine kesinlikle müsaade etmeyiz."


Son dönemde içleri acıtan, canlılara karşı vahşi eylemler gerçekleştirildiğini dile getiren Çelik, yakın zamanda hayvan haklarıyla ilgili kapsamlı bir yasanın TBMM'ye geleceğini söyledi.


- "Terör insanlık düşmanı bir organizasyondur"


Çelik, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.


HDP Esenyurt ilçe binasında terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın afiş ve posterlerinin asılı olduğu görüntülere ilişkin bir soruya Çelik, şu yanıtı verdi:


"Terör insanlık düşmanı bir organizasyondur. Milletimizin de düşmanıdır, demokrasiye, hukuk devletine inanan hiç kimse teröre destek veremez, terörün propagandasını yapamaz. O bina bir terör örgütü propaganda merkezi haline gelmiş. Şöyle düşünün yani bu terör örgütünün Kandil'deki ya da başka bir yerdeki bir ofisine gidilse orada herhalde bu kadar çok propaganda malzemesi yoktur.


Bir siyasi parti açısından kabul edilemez bir durumdur. Enteresan olan şu, bunun karşısında 'Bu yanlıştır' en azından demesi gerekenler suç olmayan resimlerden, suç olmayan bayraklardan bahsediyorlar. Bunların hepsi suçtur. Terör örgütü propagandası teröre destek vermek şeklindeki bir yaklaşımdır.


Bu çevreler bir de bütün bunları söylerken, yani PKK terör örgütünü mazur göstermek üzere davranırken, sol ceplerine PKK terör örgütünü mazur gösteren, bir direniş örgütü gibi gösteren birtakım temelsiz argümanları koyuyorlar. Sağ ceplerine de demokrasi, hukuk devleti, çoğulculuk, özgürlük gibisinden argümanları koyuyorlar.


Bu çevreler var ya aynı şekilde herhangi bir parti olsa Türkiye'de, onun bir ilçe binasına gidilse DEAŞ liderinin orada resmi olsa, DEAŞ'ın bayrağı olsa, DEAŞ terör örgütünün propaganda malzemeleri olsa Türkiye'yi, Türkiye'de bunun varlığından duydukları tepkiyi bütün dünyaya duyuracak şekilde hükümeti ve devleti suçlayacak şekilde büyük bir propaganda yaparlar."


- "Biz ikisini de lanetliyoruz, reddediyoruz"


"DEAŞ ile PKK arasında ne fark var?" sorusunu yönelten Çelik, bunun millete, demokrasiye, hukuk devletine karşı düşmanlık üreten bir illüzyon olduğunu söyledi.


Çelik, terörle mücadelenin bu kadar merkezi rolde olduğu bir çağda, birisinin terör örgütünü açık bir şekilde lanetlemeden demokrasi ve özgürlüklerle ilgili cümle kuramayacağını belirterek, şunları kaydetti:


"Çünkü demokrasinin en büyük düşmanı terör örgütüdür, özgürlüklerin en büyük düşmanı terör örgütüdür. Bu milletin en büyük düşmanı terör örgütüdür. Ama ne enteresandır PKK terör örgütünü mazur göstermek, makul göstermek üzere son derece yanlış ve sakat bir zihniyet içinde olanlar DEAŞ terör örgütü söz konusu olduğunda dünyanın en tepki üreten, en çok lanetleyen cümlelerini kuruyorlar. Biz ikisini de lanetliyoruz, reddediyoruz. Terör amasız, meselasız, mazeretsiz, şerhsiz şekilde lanetlenmelidir."


Terör örgütlerinin hepsinin lanetli olduğunu belirten Çelik, "Kim ki bir siyasi partinin binasında bu şekilde terör örgütünün propagandasını yapan malzemeler bulunduruyorsa böyle bir organizasyon içinde ise demokrasimize, hukuk devletimize düşmanlık eden bir tutum içindedir. Herkesin topyekun tepki göstermesi, lanetlemesi gereken bir tutumdur." dedi.


(Sürecek)




DİĞER HABERLER