Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK Toplantısı'na ilişkin açıklamalarda bulundu: (3)

26.01.2021 20:13:00
"Bu yönetim, 'devleti kuran parti' denilen CHP'yi, devlete saldıran, devleti yıkmaya çalışan, devlet kurumlarını yıpratmaya çalışan bir parti haline getiriyor" "(Biden yönetimi) Beraber çalışacağımız konularda, aynı zamanda dünyanın her tarafındaki ırkçılıkla, aşırıcılıkla, antisemitizmle ve İslam düşmanlığıyla beraber mücadele etme konusunda da bir irade gerçekleştirmemiz gerekmektedir" "Sahada hak ve menfaatlerimizi koruma konusunda güçlü bir devletiz ama aynı zamanda da güçlü bir diplomasi de

ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP yönetiminin, "devleti kuran parti" denilen CHP'yi, "devlete saldıran, devleti yıkmaya çalışan, devlet kurumlarını yıpratmaya çalışan bir parti" haline getirdiğini belirtti.


Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.


CHP'de sağduyulu siyaset yapanlara seslenen Çelik, CHP'nin çok sık kullandığı mottonun "Biz devleti kuran partiyiz." sözü olduğunu hatırlattı.


CHP'lilerin bu sözü bir "övünç" olarak söylediğini anlatan Çelik, "Ama şimdi Cumhuriyet Halk Partisinin devlete saldıran parti haline gelmesi karşında bu sağduyulu arkadaşlarımızın çok ciddi düşünmesi gerekiyor. AK Parti'ye muhalefet etmek yerine, devleti kuran partiden, devlete saldıran partiye, devlet kurumlarını yıkmak isteyen partiye dönüşen bir siyasi zihniyetin ne anlama geldiğini, CHP içerisinde, CHP'ye emek vermiş demokrat arkadaşlarımızın, bu milletin kazanımlarına devletin kazanımlarına saygı duyan arkadaşlarımızın iyi düşünmesi gerekiyor. Bu yönetim, 'devleti kuran parti' denilen CHP'yi, devlete saldıran, devleti yıkmaya çalışan, devlet kurumlarını yıpratmaya çalışan bir parti haline getiriyor." ifadelerini kullandı.


CHP yönetiminin idareyi ve yargıyı tehdit ederek kontrol altına alma döneminin geçtiğini ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bu gerici anlayış sona ermiştir, ne yaparsanız yapın, bu gerici anlayış gelmeyecek. Sistem değişikliği arayışlarında da milletin ve devletin iyiliğini düşünmediğinizi görüyoruz. Yeniden kaos çıkarmaya çalışan, parçalı siyasi iktidar oluşturup, o arada kendinize bir yol bulmaya çalışan bir arayış içerisinde olduğunuzu net bir şekilde görüyoruz. Sizin sağ elinize militarizmi, sol elinize jüristokrasiyi alarak, bu ülkeyi yönetmeye çalışma iradeniz sona ermiştir. Bu gerici anlayış bitmiştir. Dolayısıyla açık ve net bir şekilde söylüyorum, bu, bir daha geri gelmeyecektir. Ya millete gideceksiniz, milletin iradesini, milletin desteğini alacaksınız, onun dışındaki arayışlarınızın hepsi boştur. Mülki idaremize, bize 'militan' diyenlere, aynaya baktıklarında görecekleri tek şeyin bu sözleri söyleyenlerin faşist bir anlayışla, bir Nazi anlayışıyla konuştuğunu görmeleri olacağını bir kere daha söylemek isterim."


- "Namertlik, mertlik nedir, 15 Temmuz gecesi gördük"


Çelik, CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı kullanılan dilin, "Avrupa'nın faşistleri" ile aynı dil olduğuna dikkati çekerek, "Bu her zaman olduğu gibi orijinal bir siyaset değil, bu topraklara ait bir siyaset değil, evrensel bir tarafı da yok. Evrensel değerlere düşman, insanlığa düşman ve Türkiye'nin demokratik kazanımlarına düşman bir dili sürekli olarak yeniden üretmeye çalışıyorlar." dedi.


"Namertlik-mertlik" tartışması açılmasına değinen Çelik, "Ne kadar ayıp bir şey. Bu kelimeleri zikretmek zorunda kalmak bile gerçekten üzüntü verici ama namertlik, mertlik nedir, 15 Temmuz gecesi gördük. Cumhurbaşkanımız darbecilerin üstüne giderken, ölümü göze alıp da o gece uçuşunu yapıp, darbeye karşı milletimizi sokaklara çağırıp buna direnirken, kimlerin sokağa çıkmaktan bile çekindiğini açık ve net bir şekilde gördük. Dolayısıyla herkesin kendisine bakıp ona göre namert ve mert tartışması açması lazım." diye konuştu.


"Firavun düzeni" iddialarına ilişkin de Çelik, şunları söyledi:


"Sizin 1960 ihtilaline kadar, Atatürk öldükten sonra başlayan dönemde, 60 ihtilalini tetikleyen bütün o süreçlerde yaptığınız siyasetin ne kadar Hitler'in siyasetiyle yanaşık düzen, bir siyaset olduğunu kimse bilmiyor mu zannediyorsunuz? Hiç utanmadan bu ifadeleri nasıl kullanabiliyorsunuz? Demokratik bir sistemde en sert eleştiriyi yapın, en sert mücadeleye girin, biz de buna cevap veririz. Biz sert mücadeleden, siyasi kavgadan çekinmeyiz ama yıkım müteahhitliği yaptığınız zaman, yıkım siyaseti peşinde koştuğunuz zaman, nefret suçu ürettiğiniz zaman buna cevap vermek durumunda kalıyoruz. O sebeple hiç kimse Türkiye'nin mülki idaresini, valileri, kaymakamları, yargı mensuplarını, askeriyeyi yönlendirebileceğini, baskı altına alınabileceğini sakın ola ki düşünmesin."


- "Devlet çarkının sakatlanmasına müsaade etmeyeceğiz"


Çelik, mülkü idarenin kapasitesi, geçmişi, birikimi ve bugünüyle gurur duyduklarını vurgulayarak, eleştirilecek bir şey olduğunda kendilerine söylenmesini istedi.


Görevi başında, devletine hizmet edenlere bu şekilde saldırılmasına asla müsaade etmeyeceklerini belirten Çelik, "Ne istiyorsunuz? Sizin militanınız olduğu zaman iyi vali, iyi kaymakam oluyor. Milletinin emrinde çalıştığı zaman ise siz onlara 'militan' diyorsunuz, biz bu dili bilmiyor muyuz? Bütün ömrümüz bizim bu dille mücadeleyle geçti. Bu dilin Türkiye'yi ne kadar büyük badirelerin içerisine soktuğunu biliyoruz. Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu şunu unutmasın, kendisinin 6 aylık mesaisinin toplamını vali ve kaymakamlar bir günde veriyor. O kadar büyük emek veriyorlar, bazı yerlerdeki vali ve kaymakamların 1 günlük emeğini Sayın Kılıçdaroğlu, 6 ayda, 1 yılda gerçekleştiremez." ifadelerini kullandı.


Avrupa demokrasisiyle yarışabilecek bir mülki idare geleneğine sahip olunduğuna dikkati çeken Çelik, "Valilerimiz, kaymakamlarımız yanlış yapıldığı zaman zaten en önce biz bununla ilgili gereken tavrı alıyoruz ama devlet hayatına, devlet çarkının dönmesine herhangi bir şekilde çomak sokulmasına müsaade etmeyeceğiz. Devlet çarkının sakatlanmasına müsaade etmeyeceğiz. Yapmaya çalıştıklarının devlet hayatını işlemez hale getirmek olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu sözleri söylerken aynaya baktıklarını hiçbir zaman unutmasınlar diyoruz." değerlendirmesinde bulundu.


- ABD'nin yeni yönetimi


ABD'nin yeni yönetiminin göreve başladığını hatırlatan Çelik, beraber çalışacakları pek çok konuda temasların sürdüğünü söyledi.


Çelik, 6 Ocak'taki krizden sonra yeni yönetimin 20 Ocak'ta pürüzsüz bir şekilde işbaşına gelmesinin memnuniyet verici olduğunu dile getirerek, senato baskınını gerçekleştirenlerin ideolojik kimlikleri iyi analiz edildiğinde, bunların kafasında İslam'a, Türkiye'ye, göçmenlere, Doğu'ya ve beyaz olmayanlara düşmanlığın yerleştiğinin görüldüğünü söyledi.


Bunun ABD demokrasisi için çok büyük bir tehdit olduğuna işaret eden Çelik, "Yeni başkanın bu tehdidin farkında olarak göreve başlaması son derece önemlidir. Dolayısıyla beraber çalışacağımız konularda, aynı zamanda dünyanın her tarafındaki ırkçılıkla, aşırıcılıkla, antisemitizmle ve İslam düşmanlığıyla beraber mücadele etme konusunda da bir irade gerçekleştirmemiz gerekmektedir." diye konuştu.


Bazı Amerikalı bürokratların, Türkiye'deki Amerikan karşıtlığı, "anti-Amerikanizm" denilen hususun sebebinin AK Parti olduğuna dair açıklamalar yaptığını aktaran Çelik, "Bu değerlendirmeler yanlıştır. Türkiye'de yerleşikleşmiş bir anti-Amerikanizm diye bir şey söz konusu değil. Bunları değerlendirenler o konjonktür içerisinde hangi hususların, siyasi hususların gündeme geldiğini iyi değerlendirmelidirler." dedi.


Vatandaşın tepki gösterdiği konulardan örnek veren Çelik, "15 Temmuz'daki kanlı darbe girişiminden sonra o darbe girişiminden sorumlu olan kişinin halen Amerika Birleşik Devleti'nde rahat bir şekilde yaşıyor olmasının vatandaşlarımızda bir tepkiye yol açmasından daha doğal bir şey yoktur. ABD, Türkiye'de Amerikan yönetimine bir tepki duyulduğu zaman vatandaşlarımız tarafından, bununla ilgili olarak hangi politikaların masaya yatırılması gerektiğini iyi değerlendirmelidir." diye konuştu.


Çelik, Türkiye'ye terör saldırıları düzenleyen PKK, PYD, YPG'nin açık şekilde ABD tarafından desteklenmesinin de Türk milletinin tepkisine yol açtığını ifade ederek, "Kilis'e füze yağarken müttefiklerimiz Patriotları aldılar, götürdüler. Biz de bunun karşılığında kendi hava savunma sistemimiz için, Patriotlar bize verilmediği için, satın almak istememize rağmen verilmediği için, S-400 hava savunma sistemini aldık. Şimdi bununla ilgili olarak yaptırımlarla karşı karşıya kalıyoruz. Ona milletimizin bir tepki vermesi son derece önemlidir." ifadelerini kullandı.


Bu yaptırımlar söz konusu olduğunda ABD'nin çifte standarttan uzak durduğunu söylemenin mümkün olmadığını belirten Çelik, şunları kaydetti:


"Hasım ülke olarak gördükleri Rusya ve Çin'den silah alanlara F-35 satmakta bir mahsur görmüyorlar ama NATO müttefiki Türkiye'ye bu F-35'ler ve Patriotların alımı konusunda zorluk çıkarmaya devam ediyorlar. Sayın Biden'in 'müttefiklerle yeni dönemde daha yoğun çalışılacağı' sözünün önemli olduğunu ifade ediyoruz, bunu not ediyoruz. Suriye'de, Libya'da, Doğu Akdeniz'de, Afganistan'da beraber yapacağımız terörle mücadele konusunda çok önemli işler var. Dolayısıyla bu işler konusunda çalışabilmek için ilkeli bir müttefiklik ilişkisine, karşılıklı saygıya dayanan bir müttefiklik ilişkisine yaslandığımız zaman çözemeyeceğiniz sorun olmadığını ifade ediyoruz. Bir kere daha altını çizmek isterim, biz sahada hak ve menfaatlerimizi koruma konusunda güçlü bir devletiz ama aynı zamanda da güçlü bir diplomasi devletiyiz. Diplomasi yoluyla sorunların çözülmek istenmesi karşısında hiçbir şekilde masadan kaçmayacak bir iradeye sahibiz."


(Sürecek)


DİĞER HABERLER