TBMM (AA) - AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "CHP'yi yönetmenin zorluğu artık Genel Başkanını germeye, yormaya başlamış. Herkes biliyor ki 'Gelen benle gelsin, eyvallah.' deyip inmesi parti içindeki kavgaların artık sabredilmez hale gelmesine bağlı bir sonuç." dedi.
Turan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya işaret ederek, "Kılıçdaroğlu adeta siyasi liderliği bıraktı, bir şovmen olarak son dönemde siyasetini yapmaya devam ediyor. Farklı açılışlar, farklı çıkışlar derken en sonunda 10 dakikalık kısa konuşmalarla, bir anda kürsüyü terk etmeler şeklinde bir başka şova şahitlik ettik." diye konuştu.
Lider doğulamayacağını, lider olunacağını dile getiren Turan, "Ne yaparsa yapsın yakışmıyor. O tarz yüksek ses perdesinden bir anda inmeler, el hareketini normal zamanda yapamamalar, bunlar, bir siyasi liderin zoraki yapmaya çalıştığı bazı atraksiyonlar. Hiç gerek yok, samimi, doğal olsa belki toplum onu 11 yıldan beri yüzde 25'ten bir gram yukarı çıkarmamaktan vazgeçecek, samimiyetine karşı daha fazla oy verecek. Ama bu yanlış, samimi olmayan yaklaşımlar maalesef Kılıçdaroğlu'nu hala aynı yerde tutmaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Turan, siyasetçinin işinin kürsüden kaçmak olmadığını, siyasetçinin çözüm üretmesi, konuşması, ısrarcı olması gerektiğini belirterek, Kılıçdaroğlu'ndan son dönemde bunları görmediklerini söyledi.
CHP'yi yönetmenin, ülkeyi yönetmekten daha zor olduğunu vurgulayan Turan, "CHP'yi yönetmenin zorluğu artık Genel Başkanını germeye, yormaya başlamış. Herkes biliyor ki 'Gelen benle gelsin, eyvallah.' deyip inmesi parti içindeki kavgaların artık sabredilmez hale gelmesine bağlı bir sonuç. 'Ankara ekibi', 'İstanbul ekibi', İstanbul'u böl ikiye 'Canan'ın ekibi', 'Ekrem'in ekibi', kendi ifadeleri bunlar, bu kavgalardan artık yorulan, bunlarla uğraşmak istemeyen bir genel başkanın isyanı." değerlendirmesinde bulundu.
CHP'nin bu ülkeye vadedeceği bir yaklaşım olmadığını ifade eden Turan, "Şimdiye kadar nasıl ki hiçbir CHP mitinginde bile 'Türkiye seninle gurur duyuyor' denmemişse Kılıçdaroğlu'na, kürsüyü yarım da bıraksa, bağırarak da bıraksa, hangi atraksiyonu yaparak bırakırsa bıraksın, kendi partisindeki beraberliği sağlayamayacak. Çünkü iddianın, ülke sevdasının, kardeşliğin önde olmadığı bir hareketin, yapının geleceği yer budur." diye konuştu.
- "Bizi, 15 Temmuz darbesi durduramadı, sen mi durduracaksın"?
Bülent Turan, 15 Temmuz darbe girişimi ve Gezi Parkı olayları davasında verilen karara değinirken şunları söyledi:
"Hukukun üstünlüğüne inanan insanlarız. Adaleti kendimiz için değil, herkes için isteyen insanlarız. Karar hoşumuza gitmese de saygıda kusur etmeyen insanlarız. Karara katılmadığımız, eleştirdiğimiz olmuştur ama ağzımızdan haşa salyalar çıkarcasına bağırıp, hakimleri, savcıları, Cumhurbaşkanı'nı tehdit eden bir dili şimdiye kadar tercih etmedik. Partilerimiz kapatıldı, dedik ki 'Büyük tarih içinde küçük bir noktadır.' Genel Başkan'ımıza, haksız, hukuksuz, şiir okuduğu için ceza verildi, hiç itiraz etmeden zindana girmeyi bir görev bildik. Mahkeme önünde bağırmayı, hakim, savcı tehdit etmeyi hiç ahlaki, doğru bulmadık. Devlet adamlığı, millet adamlığı, siyaset yapma tarzı bu kadar basit, ucuz olmaması lazım. Sözüne güvenmeyenler bağırır. Sözünün hakikati olmadığını düşünenler bağırır."
"Biz, kimin ne olduğunu biliyoruz." diyen Turan, "Buradan haykırıyorum, sen git, ağa baban gelsin. Bizi, Gezi iddiası durduramadı. Bizi, 17 Aralık iddiası durduramadı. Bizi, 27 Nisan iddiası durdurmadı. Bizi, 15 Temmuz iddiası, darbesi durduramadı. Sen mi durduracaksın, senden mi korkacağız? Biz, sizin tarihinizi biliyoruz." dedi.
Yıllardan beri süren bu davanın belgelerine hakim olmadan hakimleri tahkir eden bir dilin "aşağılık bir dil" olduğunu söyleyen Turan, yargı sürecinin bitmediğini, yargılamanın devam ettiğini, Yargıtay aşaması ve temyiz süreçlerinin olduğunu ifade etti.
Turan, bu kadar ağır ithamlarla mahkeme önünde şov yapmayı doğru bulmadıklarını ifade ederek, "Sorsanız, 'bağımsız yargı', 'hakim teminatı' derler. Siz hakimlere en büyük hakareti, tehdidi yapacaksınız, sonra da 'hakim teminatı' diyeceksiniz. O yüzden daha sağduyulu, sakin bir dile davet ediyorum. Hakimlerimiz de savcılarımız da kararlarını beğensek de beğenmesek de bu ülkenin yargısına hizmet eden çok kıymetli insanlardır. Bu konudaki ifadeleri reddediyoruz." diye konuştu.
- "CHP ve HDP hakaret yarışına girdi"
AK Parti Grup Başkanvekili Turan, 15 Temmuz darbe girişimi ve Gezi Parkı olaylarına ilişkin dava konusunda kararının açıklanmasının ardından mahkeme binası önünde yapılan açıklamalara tepki göstererek, "Devlete hakaret eden, Cumhurbaşkanını tehdit eden, savcıları olağanüstü ifadelerle tahkir eden bir HDP ve CHP yarışı izledik." dedi.
CHP ve HDP milletvekillerinin, mahkeme binasının önünde hakaret yarışına girdiğini vurgulayan Turan, şöyle devam etti:
"Oradaki tiyatroda içeride malum ülkelerin büyükelçileri de var. Aslında tablo ortada. Milletin yargısı karar verirken milletin yargısına yaklaşımı olan malum ülkelerin büyükelçileri, HDP ve CHP'nin ortaklığı da bariz ortada. Siz neden 27 Nisan Muhtırası'nda boğazınız patlarcasına bağırmadınız? Siz neden partimizin kapatılması gündeme geldiğinde boğazınız patlarcasına 'Bu kararlar hukuka uygun değil.' demediniz? Biz sizin neden sadece Kavala davasında bu kadar agresif olduğunuzu biliyoruz. Biz sizin hangi hesapların içinde olduğunuzu iyi biliyoruz. Ayrıca Cumhurbaşkanını tehdit, milletimizi tehdittir, söylemi zayıf olanların sahipleneceği bir yoldur, demokrasi yoksunluğudur.
Biz sizi Menderes'i idam etmenizden biliyoruz. Elinizde imkan olsa siz yine başbakanları, cumhurbaşkanını idam eder, yetmez yağlı urganın parasını da ailesinden istersiniz. Rahmetli Menderes'e böyle yapmadılar mı? Menderes'i hukuksuz idam ettiler, yetmedi, idamından sonra urgan parasını gittiler ailesinden icrayla istediler. Bunların hukuk anlayışı budur. Gururla, onurla söylüyorum ki artık o vesayetçi, darbeci, 'Ben bağırırım korkarlar.' tarzı, anlayışı çok geride kaldı. Bu millet 15 Temmuz'da nerede duracağını, ne yapacağını dosta düşmana gösterdi. Kimsenin tehdidinden korkacak halimiz yok. Sadece daha fazla küçülmenize acıyoruz, üzülüyoruz."
- "Bırakın yargı işini yapsın"
Turan, "Gezi davası kararı kadar bu kararı veren hakimlerden Murat Bircan'ın daha önce AK Parti'den milletvekili aday adayı olması da eleştiriliyor. Muhalefet cephesinde karar siyasi olarak değerlendiriliyor, yorumunuzu alabilir miyiz?" sorusu üzerine, "Siyaset herkese açık olan bir hizmet etme aracı. Biz hakimlerimizin kararlarına bakarız ama hakimlerimizin geçmişinde ne yaptıklarına bakmayız. Hakimlik şartlarını elde etmiş, hakim olmuşsa, sınava girmiş, güvenlik testleri, mülakatlar yapılmış, hepsi bitmişse bu kişinin kararı tabii ki yargı içinde değerlendirilir ancak geçmişte ne yaptığı değerlendirilmez." dedi.
CHP'de görev alan çok sayıda hakim bulunduğunu söyleyen Turan, şunları kaydetti:
"CHP'de adaylık yapmış olanlar var, AK Parti'de ve diğer partilerde de var. Partide olmak ayıp, suç değil ki. Seçim döneminde kişiler, tüm memurlar, o tarih içinde istifasını verir, aday adayı olur, vekil olur veya olmaz. Tekrar kanunun verdiği hak içinde görevine döner veya dönmez. Çok sayıda örnek var, yalnızca bu değil. Kaldı ki o hakimler içinde kararı eleştiren, katılan, katılmayan da var. Bırakın yargı işini yapsın. O yargıç o kararında AK Parti ile mi ilgili bir şey söylemiş, bir atıf yapmış, bir yanlış mı yapmış? Kararı değerlendirin ama hakimin önceden şu partide, bu partide olmasının hiçbir kıymeti yok. Biz illa 'Partilerde görev yapmışlar yargıç olmayacak.' desek özellikle bir dönem için CHP vekil bulamayacak neredeyse. Hatırlayın, herkesin bildiği Moğultay döneminde 'MHP'lileri mi alacağım?' diye başlayan bir kadrolaşma, ardından Yargıtay Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver, 2003'te CHP milletvekili olan tören yapılan paylaşım, aynı şekilde partileri kapatmakla meşhur savcı Vural Savaş, CHP otobüsünde Sayın Kılıçdaroğlu ile beraber konuşma yapıyor. Aynı şekilde 28 yıl aralıksız CHP'de görev yapan Yekta Güngör Özden Anayasa Mahkemesi Başkanı oldu. 28 yıl CHP'de görev yapan biri bu ülkede Anayasa Mahkemesi Başkanı oldu. Kararlarını eleştirdik ama CHP'de vekil olduğu için 'Bu, olmaz.' dedik mi? Bir hakimin, savcının hangi STK'de, dernekte, gençlik çalışmasında, partide olduğu başka bir konudur ama kararlarının objektif olması başka bir şeydir."
- "Hadi inşallah"
Turan, "Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısındaki konuşması, Cumhurbaşkanı adaylığını ilan ettiği şeklinde yorumlandı. Değerlendirmenizi alabilir miyiz?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Hadi inşallah. 6'lı masa, 28 Şubat ittifakı, son dönemde çok sık toplanıp, bir araya gelip soyut ifadelerle bildiri yayınlayan bir ekip haline geldi. Adeta bir altın günü, kısır günü şeklinde 'Otur çay iç, somut bir öneri ortaya koymadan dağıl' şeklinde bir toplantı silsilesi haline gelmeye başladı. Benim Kılıçdaroğlu'nun bugünkü agresif tavrından gördüğüm tam aksine 6'lı masada da adaylığına ortaya konulan kriterlerin uydurulamamasından kaynaklı bir tepkiydi. Adaylığını isteyen bir kişi, adaylığına yeşil ışık bulmuş olsa o toplantıyı öyle mi bırakırdı? İnsan güle oynaya, teşekkür ederek bırakır ama o çıkışı yaparak hem kendisi parti içindeki ekiplere, kendisine yanlış yapanlara karşı bir tavır sergiledi hem de 6'lı masada, 'Yeter artık toplanıyoruz, bir araya geliyoruz ama halen adayımızı belirlemiyoruz." tarzı bir yaklaşım gördüğümüzü ifade etmek isterim."