Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, Samsun'da basın mensuplarıyla buluştu:

27.11.2021 14:43:00
"Muhalefet her gün miting yaparak 'Erken seçim istiyoruz' diyebilir. Bu, demokratik hakkıdır ama Türkiye'de seçimler, 2023 yılının haziran ayında yapılacak ve arkasından da 2024 yılında yerel seçimler yapılarak belediyelerde yeni başkanların seçilmesi sağlanacak" "(Metroda kadın yolcuya bıçak çekip hakaret eden şüpheli) Kadına karşı şiddetin bütün insanlığa karşı işlenmiş bir şiddet olduğunu, orada olayın bireysel olmadığını, bütün savunmasız kadınlara karşı işlenmiş bir cürüm olduğunu ifade ede

SAMSUN (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, muhalefetin her gün miting yaparak "Erken seçim istiyoruz." diyebileceğini belirterek, "Bu, demokratik hakkıdır ama Türkiye'de seçimler, 2023 yılının haziran ayında yapılacak ve arkasından da 2024 yılında yerel seçimler yapılarak belediyelerde yeni başkanların seçilmesi sağlanacak." ifadesini kullandı.


Samsun'da bir otelde basın mensuplarıyla bir araya gelen Kurtulmuş, yaptığı açıklamada, muhalefetin Türkiye'yi erken seçime zorlama ana başlığı etrafında ortaya koyduğu bir stratejinin bulunduğunu söyledi.


Türkiye'nin muhalefet partilerinin legal, meşru gösterilerle hükümetin yerine kendilerinin işbaşına gelmesi için her türlü mitingi yapabileceğini dile getiren Kurtulmuş, "Her türlü siyasi faaliyet yapabilir. Türkiye, olgun bir siyasi demokrasiye sahiptir. Hatta bundan da memnun oluruz çünkü asıl olan sokakların zehirlenmeden demokratik taleplerinin yerine getirilmesidir. Yakın zamanda yaşadığımız Gezi Parkı, vesaire eylemlerinde olduğu gibi sokakların karıştırılarak Türkiye'yi bir iç çatışmaya dönüştürmesi değil, makul bir plan ve proje çerçevesinde muhalefetin yapılabilmesidir. Bunun yolu da meşru zeminlerde yapılacak gösterilerdir, taleplerdir, toplantılardır." diye konuştu.


Türkiye'nin ikinci partisinin yeri geldiği zaman "Biz Atatürk'ün partisiyiz." dediğini anlatan Kurtulmuş, Cumhuriyet ve Cumhuriyet'in kuruluşunu sahiplenen bir partinin cezaevinden atılan tweetlerle ya da terör örgütünün gölgesindeki siyaset merkezlerinden dile getirilen fikirlerle üst üste örtüşen adımları atmasının manidar olduğunu söyledi.


Kurtulmuş, CHP'nin şimdiye kadar attığı adımların tam tersi adımları atarak tezkereye "hayır" oyu verdiğini hatırlatarak, "Ne garip bir tecellidir. Terör örgütünün karar mercileri bunu dile getirdikten sonra CHP'nin böyle bir konuya yönelmiş olması, CHP için 'Eyvah, ört ki ölem' diyebilecekleri bir noktadır. Aynı şekilde Demirtaş'ın cezaevinde geçtiğimiz günlerde 'Hemen sokaklara çıkın, sokaklarda gösteri yaparak hükümeti alaşağı etmek için mücadele edin.' tweetinin hemen ardından Cumhuriyet Halk Partisi'nin, Türkiye'nin ikinci partisinin hemen miting kararını birkaç saat içerisinde alması da herhalde son derece manidardır. Dolayısıyla bu konuyu aziz milletimizin takdirlerine sunuyoruz. Kim kimle iş birliği yapıyor, ne şekilde yapıyorsa bunu zaten açık şekilde yapıyor. Bu iş birliğinin bu kadar net şekilde faş edilmesi, önce Cumhuriyet Halk Partisi'ni vatansever oylarıyla destekleyen vatansever yurttaşlarımız için fevkalade elem verici bir durumdur." ifadelerini kullandı.


CHP'nin hiçbir plan ve projesi olmayan bir parti durumunda bulunduğunu ifade eden Kurtulmuş, söyledikleri tek şeyin "Recep Tayyip Erdoğan'ı istemiyoruz." olduğunu belirtti.


"AK Parti'yi istemiyoruz. Giderse gitsin. Nasıl giderse gitsin.' Çok şükür, orada bir merhale kazandılar. Önceden 'Nasıl giderse gitsin.' diyorlardı, şimdi diyorlar ki 'Demokratik yollarla gitsin.' Bunun için bir adım atmaya gayret ediyorlar. Siyaset, evet, partiler arasında bir yarışı gerektirir. Siyaset, bir düşmanlık alanı değil, bir rekabet alanıdır. Bütün partiler ortaya çıkar, mücadele eder. Milletimiz de bu mücadelede kimin projesini, kimin programını doğru görüyorsa ona destek olur. Milletimiz zaten her sandıkta hesaplaşıyor. Öyle olduğu için de kendisiyle, değerleriyle, geçmişiyle, geleceğiyle çok ilgili görmediği CHP'yi her sandıkta yenmiş ve her sandıkta Cumhuriyet Halk Partisi'ne sittinsenedir haddini bildirmiş, ona iktidar yüzü göstermemiştir. Milletimizin aynı feraseti önümüzdeki süreçte de ortaya koyacağı kanaatindeyim ve eğer milletimizden oy olarak meşru yollarla iş başına gelmeyi denemek istiyorlarsa bir tane yolunun da sadece 'istemezük' değil, ne istediklerini, nasıl istediklerini ortaya koymak, yani planla, projeyle çalışarak milleti ikna etmek olduğu kanaatindeyim."


Türkiye'nin seçimlerin ikide bir tekrarlandığı, hükümetlerin 17-18 ayda bir değiştiği, siyasi partiler anlaşamadıkları için cumhurbaşkanlığı seçimlerinin pek çok tur yapıldığı dönemleri çok geride bıraktığını kaydeden Kurtulmuş, Türkiye'nin yaşadığı çok partili siyasi hayattaki bu yanlış tecrübelerinden çıkarmış olduğu dersle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtiğini ifade etti.


Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü:


"Böylece istikrarı tesis edecek bir kararlılığı ortaya koydu. Bundan sonra da seçimlerin vaktinde yapılan, zamanında yapılan, neyin ne zaman yapılacağı önceden belli olan belirli bir siyasal ortamda yoluna devam edecektir. Onun için diyoruz, muhalefet her gün miting yaparak 'Erken seçim istiyoruz.' diyebilir. Bu, demokratik hakkıdır ama Türkiye'de seçimler, 2023 yılının haziran ayında yapılacak ve arkasından da 2024 yılında yerel seçimler yapılarak belediyelerde yeni başkanların seçilmesi sağlanacak. Bu istikamette Türkiye'nin en temel ihtiyaçlarından birisi olan güven ve istikrarı bundan sonra da sürdürmeye kararlıyız. Her alanda güveni kökleştirecek adımlarımızı atarak inşallah 2023 seçimlerini Türkiye için güle oynaya gerçekleştirecek ve milletin iradesine hep beraber müracaat edeceğiz."


Bir basın mensubunun, "İstanbul Sözleşmesi'nden çekildik, bunun için bir alternatifiniz var mı?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "İstanbul Sözleşmesi'nin kadına karşı şiddetle ilgili öngördüğü konuların tamamı şu andaki Türk hukuk sistemi içerisinde vardır. Sözleşme zaten bir sözleşme, hukuki bir yaptırımı yok ama hukuki yaptırımları olan konular, yasalar vardır. Dolayısıyla yasa bakımından kadına karşı şiddetin önlenmesiyle ilgili Türkiye, gerekli adımları güncelliyor, daha iyi adımlar da atıyoruz. Kadına karşı şiddet, ağır bir insanlık suçudur." ifadelerini kullandı.


Bu ağır insanlık suçunun en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini belirten Kurtulmuş, "Bununla ilgili Türkiye'de, Türk hukuk sistemi içerisinde ilgili müeyyideler vardır. İlgili müeyyidelerin daha etkin uygulanması lazım. Eğer ilave hukuki tedbirlere ihtiyaç varsa bununla ilgili teklifler ortaya çıktığında bunlar konuşulur. Ben yasa olarak kadına şiddet konusunda Türkiye'nin hukuk sisteminin yeterince önemli bir donanıma sahip olduğunu görüyorum, biliyorum." diye konuştu.


Kadıköy-Tavşantepe metrosunda Senanur Damgacı'ya bıçak çekip tehdit ve hakaret eden zanlının videosunu izlediğinde insanın kanının donduğu dile getiren Kurtulmuş, "Bu kadar adilik, bu kadar şerefsizlik, bu kadar insan dışılık olmaz. İki hanımefendiye bıçağı sallıyor, biraz daha cesaret etse Allah korusun. Mesela anında tutuklandı. Buradan o iddianameyi yazan savcı hanımefendiye de teşekkürlerimizi, tebriklerimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Çok net ve çok açık. Kadına karşı şiddetin bütün insanlığa karşı işlenmiş bir şiddet olduğunu, orada olayın bireysel olmadığını, bütün savunmasız kadınlara karşı işlenmiş bir cürüm olduğunu ifade eden güzel bir iddianame hazırlandı. Böylece hukuk diline de yeni bir bakış açısı kazandırdı. Bu mücadeleyi hep beraber sürdüreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.


DİĞER HABERLER