AFYONKARAHİSAR (AA) - Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) tarafından Organ Nakli Haftası dolayısıyla düzenlenen "21. Yüzyılda Organ Nakli" konulu etkinlik gerçekleştirildi.
AFSÜ Tıp Fakültesi Mavi Salonda düzenlenen etkinlikte konuşan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, tıpta laboratuvarda ilk önce böbrek, mesane ve rahim dokuları ile damarların üretildiğini, işin bunların entegrasyonuna kaldığını söyledi.
Organ naklinde çok önemli gelişmeler olduğunu vurgulayan Özkan, "Biz de bunların içinde yer alabiliriz. Çok önemli destekler aldık, üniversite olarak çok güzel bir laboratuvar kuruyoruz. Birkaç yıl içinde meyvesini alacağımız önemli çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Biz organ üretene kadar, bu organ nakillerini yapmak zorundayız. Canlılara mümkün olduğunca ihtiyaç duymadan kadavradan bu naklin yapılması için düzenlenmiş bir hafta bu. Bunun için de hepimize çok önemli görevler düşüyor." ifadelerini kullandı.
AFSÜ Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş da organ nakli konusunda elde edilen başarının sadece ulusal düzeyde olmadığını, uluslararası düzeyde de artık Türkiye'nin tercih edilen bir ülke durumuna geldiğini kaydetti.
Canlı donörden organ bağışığını yüksek olduğunu anımsatan Okumuş, şöyle devam etti:
"Başarılı nakiller yapıyoruz. Ancak halen ciddi yetkinliğimiz olmasına rağmen organ bağışı konusunda dünya ülkelerinin, yarıştığımız ülkelerin gerisinde olduğumuzu görmek maalesef üzücü. Peki bu tabloyu düzeltebilmek için neler yapmamız gerekiyor? Bağışçı sayısını bir şekilde, istikrarlı bir şekilde artırmamız gerekiyor. Bilimsel doğrulardan sapmadan ve toplumun gerçeklerinden de ayrılmadan kampanyalar yapmamız gerekiyor. Şu anda çocuk kemik iliği nakillerine başladık. Nakil yaptığımız hasta sayısı 10'lu rakamlara ulaştı. Bu iyi bir rakam. Önümüzdeki süreçte de kornea nakillerine başlama konusunda çalışmamız var."
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt ise organ nakli konusunda ülkede gerek bilimsel gerekse teknik altyapı konusunda bir problem olmadığını söyledi.
"Hatta bu konuda da yeterince deneyimin olduğunu, dünyada da kendimizi ispatladığımızı anladım." diyen Bozkurt, "Ama tabii ki bunun önündeki engellerin de olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu engellerin başında da hurafeler vardır. Hurafe tabiri aslında olmayan ama uydurulmuş teorilerdir veya varsayımlardır. Tabii ki bu hurafeler açıkçası hep dini diye, bakarız inançla alakalı diye düşünürüz ama bunun sanıyorum tıbbi hurafeleri de var. Bunun başında da beyin ölümü meselesi karşımızda duruyor." diye konuştu.