İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, parti kapatmayla ilgili Anayasa ve kanunların çok açık bir şekilde usulü belirlediğini dile getirerek, "Kapatma kararını verecek olan veya tersi yönde reddedecek olan Anayasa Mahkemesi'dir. Yargının yetkisinde olan bir konuyla ilgili bir yürütme üyesi olarak ihsasta bulunmam doğru olmaz. Bunun yetkisi yargıdadır yargı karar verecektir."dedi.
Gül, Habertürk TV'de Kübra Par'ın Açık ve Net programında, AK Parti'nin reformcu duruşunu çok değerli bulduğunu, bu konudaki en büyük şansın da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu vurgulayarak, kendisinin sürecin başlatıcısı, yürütücüsü ve en büyük destekçisi olduğunu söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin İnsan Hakları Eylem Planı'na büyük destek verdiğini kaydeden Gül, plan açıklanırken gelip desteğini sunduğunu kaydetti.
Gül, yargının bir hükümetin, bir partinin yargısı olmadığını vurgulayarak, "Hangi partiden ya da yaşam tarzından olursa olsun her görüşün, 83 milyonun düşüncesi, iradesi var ve beklentisi var. Biz ortak bir duyguyu burada ete kemiğe büründürmeye çalıştık. Hakimin karşısına çıktığında hangi partiden, hangi yaklaşımda olursa olsun tek şey arıyoruz, adalet." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan belgede 11 temel ilkenin olduğunu aktaran Gül, şöyle konuştu;
"Milletimizin seçtiği devletimizin başı olarak Sayın Cumhurbaşkanımız bunu ortaya koydu. Bunların hiçbirisi lütuf değil, devlet olarak bizim görevimiz. İnsan düşünemiyorsa, düşündüğünü ifade edemiyorsa orada isterse dünyanın en güzel ülkesi olsun. İnsan inandığını yaşayabildiği için özgürdür. Su gibi, ekmek gibi en değerli varlıktır. İnsan doğduğundan itibaren bu haklarla doğar. Bizim varlık sebebimiz insanı yaşatmak. İnsanı yaşatırsan devlet ayakta kalır. İnsan hakları ile birlikte yaşanmasıyla devlet bekasını sağlar. Şu anda bütün bunlarla ilgili önemli başarılar elde edildi. Bizim temel gündemimiz budur. İnsan onuru bütün hakların üzerindedir. Bizim AK Parti öncesi özellikle OHAL uygulamaları, sonrasında ya inandığı için, inancını yaşayamadığı için makbul olmayan vatandaş olduğu baskılayıcı bir statüko vardı. Tanımlanamayan bir dil diye annesi çocuğu ile bunu konuşamasın diye bir anlayış vardı. Biz, 'bu dilleri yaşatacağız' dedik. Kürtçeyle ilgili önemli adımlar attık, inanç özgürlüğüyle ilgili önemli adımlar attık. Bunlar bir lütuf değildi. Bunlar herkesin hakkıydı. 'Kamu hizmeti önünde herkes eşittir' dedik."
- "Hukuk güvenliği ilkesi en önemli ilkelerdendir"
Gül, basın özgürlüğünün güçlendirilmesine ilişkin, uygulamalar, itiraz mekanizmalarıyla ilgili değerlendirmeleri genişlettiklerini dile getirerek, "Hukuk güvenliği ilkesi en önemli ilkelerdendir. Oyun başladıktan sonra kural değiştirilirse orada hiçbir oyunun anlamı olmaz. Hukukun güvenliği varsa ekonominin güvenliği vardır. Bunların hepsi öngörülebilir, kurallar açık ve nettir. Hukuk bir labirent değildir. Önünü göremeyen kişi yatırım yapar mı, gelecek kaygısı taşır. Hukuk güvenliği önündeki tüm engelleri kaldıracağız." değerlendirmesini yaptı.
İstinaf mahkemelerinin 15 Temmuz darbe girişiminde 4-5 gün sonra gündeme geldiğini aktaran Gül, şunları kaydetti:
"FETÖ'cü hakimler ihraç oldu ve sisteme yeni arkadaşlarımız girdi. İstinaf ile ilgili 4 yıllık uygulama masaya yatırıldı. İstinafla ilgili nerelerde gecikme söz konusuysa bunlarla ilgili çalışmamız var. Bunlar hedefimizde var. Bu konudaki sorunları ortadan kaldırıyoruz. Ağır cezada üyelerle alakalı olarak belli mahkemeler ağır ceza, sulh ceza, başsavcılık gibi belirli kıdem şartı öngörüyoruz. Yargıtay'a seçilmek için 45 yaş gibi. Bunlar yargıya daha kalitesini artırıcı neticeye ulaşmış olacak. Kıdemli diye FETÖ'cüler devam etsin diyecek halimiz de yok. Son tahlilde Anadolu'dan genç çocuklar var. Bunlar 'abilerden' değil, Anayasadan talimat alıyorlar. Bu Eylem Planı'nın toplumumuz için çok önemli sonuçlar doğuracağına inanıyoruz."
- "Kapatma kararını verecek olan Anayasa Mahkemesidir"
Bakan Gül, "Herhangi bir yargı mensubunun hükümetin hoşuna gitmeyecek, bir kararı verebilir mi?" sorusuna "Verdiğiniz bir karardan dolayı 'Ben acaba bu karardan ötürü başka bir yere tayinim olur mu?' Hayır. Teftiş anlamında asla hukuk ve anayasaya uymayacak karar olduğunda bunun müeyyidesi olabilir. Onun ötesinde, 'Bu kararı verirsem buradan bir başka yere, istemediğim bir yere gönderirler mi?' diye kaygı olmayacak. Bunu sağlayacağız. Bir yargı mensubu dosyadaki delile göre karar verir. Onun dışında, 'Ne derler, failin kimliği bu, ben bunu verirsem ne olur?' diyorsa o yargı mensubu değildir. 'Verdiğim karardan hükümet rahatsız olur, bunu vermek zorundayım' derse o kişi hukuk adamı değildir." diye yanıtladı.
Gül, tutuklamalarla ilgili İnsan Hakları Eylem Planı'nda bir hedefleri olduğunu belirterek, "Biz burada bir üst merciinin itiraza bakmasını öngören düzenleme getireceğiz. Sulh ceza karar vermiş ama bu doğru mu diye bir üst mahkeme bakacak. Özgürlükler anlamında çok önemli bir aşama. Eğitim, farkındalık, düşüncesinden ötürü özgürlüğü kısıtlanamaz. Hukuk güvenliği dediğimiz konuda Trabzon'da farklı İstanbul'da farklı karar, insanların yargıya güvenini zedeliyor. Burada ne yapabiliriz? İstinaf, yüksek yargı, uygulayıcılarla düzenli içtihat toplantıları öngördük. Yargıtay yolu açtık. İçtihatlarıyla emsal oluşturacak, ceza ise de beraat ise de bunun kararını verecek. Yargıtay'a gitmediği için insanlarda mağduriyet olabilir. Biz bunu Yargıtay'a taşıdık çok önemli adım attık." ifadelerini kullandı.
Parti kapatmayla ilgili Anayasa ve kanunların çok açık bir şekilde usulü belirlediğini anlatan Gül, "Kapatma kararını verecek olan veya tersi yönde reddedecek olan Anayasa Mahkemesi'dir. Yargının yetkisinde olan bir konuyla ilgili bir yürütme üyesi olarak ihsasta bulunmam doğru olmaz. Bunun yetkisi yargıdadır yargı karar verecektir." dedi.
- "Türkiye bir hukuk devleti"
Gül, Adalet Bakanlığı olarak yargı mercilerinden gelen dosyaları TBMM'ye gönderdiklerini hatırlatarak, "Meclis burada yetkili, Meclis kendi gündemine hakim. Siyaset kararını verecektir. Milletvekillerimizin değerli iradeleri söz konusu. Yasama adına bir şey söylemem doğru olmaz." dedi.
Bakan Gül, İrfan Fidan'ın Yargıtay'a daha sonra da Anayasa Mahkemesine (AYM) atanmasıyla ilgili hukuken bir engel olmadığını söyledi.
Kayıp ve kaçırılmalarla ilgili iddialar üzerine Bakan Gül, "Türkiye bir hukuk devleti. Her şey şeffaf. Hak arama yolları açıktır. Türkiye hukuk neyse onu yapan bir devlettir. O konularla ilgili öyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Gül, AK Parti'nin 1990'lı yılların faili meçhullerini, o dönemin uygulamalarını sona erdirdiğini vurgulayarak, "AK Parti devletin hiyerarşisi dışında yapılarla mücadele eden partidir. Bizim varlık sebebimiz budur. Kimse Türkiye'yi eski Türkiye'ye getiremeyecektir. Vizyonumuz 2023 ve yeni yüz yıl vizyonudur. Türkiye ve milletimiz daha iyisine layık. Bunları da yeni eylem planlarımızla atmaya devam ediyoruz" diye konuştu.
Lekelenmeme hakkına ilişkin bir soru üzerine Gül, şöyle konuştu:
"Bu konuda herkese sorumluluk düşüyor. Mesela medyaya bakıyorsunuz, medyanın da bu konuda bir ortak şekilde sorumluluğu var. Cezanın şahsiliği ilkesi temel ilke. Babası, kardeşi suç işlemiş ben bunu kamuya almayacağım gibi söz konusu değil. Bu konuda net yaklaşım ve atılacak adımlar var."
Gül, infaz koruma memurlarının kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Buradan tüm adliye çalışanlarına selamlarımı sunuyorum. Adalet orada tecelli ediyor. Bu hususta özlük haklarıyla ilgili bakanlıklarla yoğun çalışıyoruz. Umarım bu sene onlar içinde müjdeli bir yıl olmuş olur. Yıpranma payını getirdik, daha da iyileştirme anlamında olacak." dedi.
Bakan Gül, çek yasası ile ilgili yoğun mesaj geldiğini ancak şimdiden bağlayıcı bir şey söylemenin doğru olmayacağını kaydetti.
- "1 milyon kişi mahkemeye gitmeden arabuluculukla meselesini halletti"
Arabuluculuğun çok önemli bir gelişme olduğunun altını çizen Gül, şunları ifade etti:
"1 milyon kişi mahkemeye gitmeden arabuluculukla meselesini halletti. Eylem Planı'nda vatandaş devleti mahkeme etmeden önce İdari Sulh'u devreye getireceğiz. Devlet vatandaşla bir araya gelecek. Devlet vatandaşıyla, vatandaş devletiyle mahkemelik olmayacak. İdarenin devleti dikkate alan yaklaşımla dikkate alan mekanizmayı kuracağız. Bu Eylem Planı'nın öznesi insan. AK Parti, MHP, doğu, batı değil. 83 milyonun kendisi bizatihi kendisi öznedir. Eylem Planı'nda 30 gün geçmeden cevap verilecek vatandaşa. On binlerce dava açılıyor, aynı konuda, hepsi istinafa gidiyor. Bir pilot dava olacak, o dosya karara bağlanacak. Diyelim ki memur vatandaşımızın özlük haklarıyla ilgili dava. Bir kişinin davası üzerinden gidecek 9 bin 999 kişi o dava üzerinden gidecek. Kesinleşmiş bir karar, kurul işlem yapmış. Memurumuz da biliyor ki dava açınca kazanacak. Diyorsunuz ki 'Dava aç, kazan ben bunu uygulayayım' diyorsunuz. Burada biz diyoruz ki, 'Kesinleşmiş emsal karar varsa, bu senin hakkındır, bunun için dava açmana gerek yok, bu hakkı veriyorum.' diyeceğiz."
- "İnsan Hakları Eylem Planı yargı reformunun hedeflerinden birisiydi"
Bakan Gül, Yargı Reformu'na 2018'de başladıklarını hatırlatarak, "Reform başlayıp, biten bir süreç değil. Özgürlükleri ve ekmeği arttırdık. Ama biz diyoruz ki, 'Daha fazla özgürlük vereceğiz, daha fazla refahı arttıracağız. Yargı reformunu sayın Cumhurbaşkanı 2019'da açıkladı. Pandemiye rağmen yüzde 50'si hayata geçti. Bu sürecin yansımalarını görüyoruz. İnsan Hakları Eylem Planı yargı reformunun hedeflerinden birisiydi. Yargıda daha fazla demokratikleşme, güven veren adaleti sağlayacağız. Özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye" şeklinde konuştu.
Gül, "12 Mart darbesinden sonra Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edilmiştir. O gençlerin ailelerinden devletin özür dilemesi gerektiğini düşünür müsünüz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Bu tür kararları devlet almaz. Devletimizi hep birlikte koruyacağız. Devletin kurumlarında yanlış karar veren ya da bir şekilde vesayet anlamındaki tavırlar, yanlışlar elbette eleştiri konusu olabilir. Türkiye geleceğe yürüyerek daha özgürlükçü, güçlü olarak yoluna devam ediyor. 'Bir soldan, bir sağdan' diyerek idam edilen gençler değil, gençlerimiz daha güçlü bir şekilde, emin adımlarla geleceğe bakacak. Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın eski Türkiye örnekleriyle ilgili yapılan yanlışları hep ifade eden bir siyaseti vardır. Bu tür yanlışlıklar hiçbir şekilde olmasın diye ortaya konan bir yaklaşım var."
Bu arada, Bakan Gül, tiyatro ve sinemanın usta oyuncusu Rasim Öztekin'in hayatını kaybetmesinden büyük üzüntü duyduğunu belirterek, yakınlarına, ailesine ve sevenlerine baş sağlığı diledi.
(Sürecek)