WASHINGTON (AA) – Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı petrol ülkelerinden oluşan OPEC+ grubunun günlük petrol üretimini kasımdan itibaren 2 milyon varil azaltma kararına ABD'li siyasetçilerden, başta silah satışları olmak üzere Körfez ülkeleri ile askeri ilişkilerin gözden geçirilmesi talebine varan tepkiler yağdı.
OPEC+ ülkelerinin günlük petrol üretiminin 2 milyon varil azaltma kararı Washington'da Körfez ülkelerine ilişkin yeni bir tartışmaya neden oldu.
Beyaz Saray, örgütün kararını "hayal kırıklığı" olarak nitelerken Kongre üyeleri başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkelerine yoğun tepki gösterdi.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Brian Deese, küresel ekonominin Rusya-Ukrayna savaşından etkilendiği bir dönemde örgütün petrol üretimini azaltma kararını "basiretsiz" olarak tanımlamıştı. Ancak başkent Washington'da OPEC+ grubunun kararının faturası örgütün en büyük paydaşlarından Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan'a kesildi.
- ABD kongresinin iki kanadından Körfez ülkelerine tepkiler yağdı
CNBC televizyonuna konuşan Connecticut Senatörü Demokrat Chris Murphy, "İnsan hakları ihlallerine, manasız Yemen Savaşı'na, Libya, Sudan ve diğer yerlerdeki ABD çıkarlarına karşı işler yapmalarına rağmen Körfez devletlerine silah satmanın tüm amacının, uluslararası bir kriz geldiğinde Körfez'in Rusya ya da Çin yerine Amerika'yı seçebilmesi olduğunu düşünüyordum." ifadesini kullandı.
Senatonun Dış İlişkiler Komitesi üyesi Murphy, ABD-Suudi Arabistan ittifakının da "yeniden gözden geçirilmesi" gerektiğini belirtti.
ABD'nin gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine göz yumduğunu belirten Amerikalı Senatör, "Suudiler zora düşüldüğünde ABD yerine Rusya'yı tercih ediyorsa Suudiler gazeteci doğradığında ve Suudi Arabistan, içeride siyasi konuşmaları bastırdığında bunlar görmezden gelmek için yüzümüzü öbür tarafa çevirmenin anlamı nedir?" diye konuştu.
Körfez ülkelerine, ABD'nin ne istediği konusunda yeterince açık olmadıklarını belirten Murphy, Riyad'ın yanlarında durmak istemediğini ve ABD'nin yanında durması için Krallığa çok sert bir baskı yapması gerektiğini söyledi.
Temsilciler Meclisi California Vekili Demokrat Ro Khanna da Suudi Arabistan'a yüklendi.
CNN'e konuşan Khanna, Riyad'ı "ABD'yi dolandırma" ve ABD ekonomisini istikrarsızlaştırmakla suçladı.
Khanna, "Suudilere sert davranılmalı. Onlar üçüncü sınıf güçler. Biz dünyanın en güçlü ülkesiyiz. Neden onlara boyun eğiyoruz anlamıyorum." dedi.
Suudi Arabistan'ın Boeing ve Raytheon şirketlerinden silah almasının engellenmesi gerektiğini savunan Khanna, "Başkan onlara, tedariklerini keseceğimizi açıkça ifade etmeli. Onların hava kuvvetlerini bir günde yere indiririz." diye konuştu.
Diğer taraftan Illinois Senatörü Demokrat Dick Durbin de Suudi Arabistan'a ateş püskürdü.
Twitter hesabından açıklama yapan Durbin, "11 Eylül ile ilgili yanıtlanmamış sorulardan, Cemal Kaşıkçı'nın ölümünden, yüksek petrol fiyatları ile ABD'yi cezalandırmak için Putin ile komplo çevirmeye kadar, Suudi kraliyet ailesi ülkemiz için hiç güvenilir bir ortak olmadı. Artık dış politikamız için onların ittifakı olmadan bir dünya hayal etmenin zamanı geldi." açıklamasında bulundu.
Vermont Senatörü ve 2020 ABD Başkanı Aday Adayı Demokrat Bernie Sanders ise Twitter'dan yaptığı açıklamada, OPEC+ grubunun kararını petrol fiyatlarını artırmaya yönelik açık bir hamle olarak değerlendirdi.
Sanders, "OPEC'in yasa dışı fiyat belirleme kartelliğine son vermemiz, Suudi Arabistan'a askeri yardımları durdurmamız ve yenilenebilir enerjiye sert bir şekilde yönelmemiz gerekir." ifadesini kullandı.
Tennessee Senatörü Cumhuriyetçi Marsha Blackburn, Twitter hesabından OPEC+ grubunun kararının doğrudan ABD'de pompaya yansıyacağını belirterek "ABD neden petrol konusunda Suudi Arabistan ve Meksika'ya bağımlı. Amerika'yı yeniden enerji bağımsızı bir ülke yapın." çağrısında bulundu.
Temsilciler Meclis Connecticut Vekili, Demokrat Richard Blumenthal da Twitter'dan Suudi Arabistan'a tepki gösterdi.
Bluementhal, Rusya'nın yararına ABD'ye zarar vermek dışında Suudi Arabistan'ın petrol üretimini azaltmaya acil bir ihtiyacının olmadığını ileri sürdü.
ABD'li kongre üyesi, bu adımın, ABD'de petrol fiyatlarını artıracağını, küresel enflasyonu tetikleyeceğini belirterek şunları kaydetti:
"Bu gereksiz, kendine zarar verecek üretimi azaltma kararı, Suudi Arabistan ile ilişkimizin hızlı ve kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesini teşvik etmelidir. Özellikle Cemal Kaşıkçı cinayetinin ve Yemen'deki savaşlarının neden olduğu insani felaketin ardından uluslararası imajlarını ‘parlatmaya' çalışırken ABD, Suudi Arabistan'a verdiği güvenlik yardımlarını, askeri tedarik ve satışlarını gözden geçirmeli ve bu tek taraflı ilişkiyi revize etmelidir. Suudi Arabistan çok daha düşük kalitede sistemler için Rusya, İran ve Çin ile ortak olmak istemiyorsa başka savunma tedarikçilerine dönemez."
Temsilciler Meclisi Minnesota eyaleti vekili İlhan Omar da ABD'nin Suudi Arabistan'a şu anda aktif 126 milyon dolarlık askeri satışının söz konusu olduğunu hatırlatarak Riyad'ın OPEC+ grubu kararına desteğine tepki gösterdi.
- Temsilciler Meclisine Suudi Arabistan ve BAE'deki ABD askeri varlığının çekilmesi teklifi
Kahir ekseriyeti Demokratlardan oluşan siyasilerin tepkilerinin yanı sıra Temsilciler Meclisinde Illionis Temsilcisi Sean Casten, New Jersey Temsilcise Tom Malinowski ve Pennsylvania Temsilcisi Susan Wild ortak bir yasa tasarısı sunarak ABD'nin Suudi Arabistan ve BAE'deki askeri varlığının sonlandırılması talebinde bulundu.
Tasarıda, halihazırda Suudi Arabistan ve BAE'de 5 bine yakın Amerikan askerinin olduğuna işaret edilirken tasarının yasalaşarak yürürlüğe girmesinin ardından 90 gün içinde bu askerlerin geri çekilmesi, Patriot ve THAAD gibi bölgede konuşlu hava savunma sistemlerinin de kaldırılması gerektiği belirtildi.
Söz konusu tasarının yasalaşması için önce Temsilciler Meclisi Genel Kurulunun, ardından Senato Genel Kurulunun onayını alarak ABD Başkanı Joe Biden'ın onayına sunulması gerekiyor.
- ABD'nin stratejik rezervindeki ham petrol oranı 1984'ten bu yana en düşük seviyede
ABD Başkanı Joe Biden, martta ülkenin stratejik petrol rezervinden 6 ay içinde günde 1 milyon varil, toplamda ise 180 milyon varilin üzerinde petrolün piyasaya sürülmesine izin vermişti.
Beyaz Saray, temmuz sonunda da ülke genelinde benzin fiyatlarını düşürmeye yardımcı olmak için stratejik petrol rezervinden ilave 20 milyon varil petrol satacağını duyurmuştu.
ABD yönetimi, eylülde de stratejik petrol rezervinden 10 milyon varile kadar petrol satılacağını açıklamıştı.
Söz konusu satışlarla, ABD'nin stratejik rezervindeki ham petrol oranı 1984'ten bu yana en düşük seviyeye inmişti.