BRÜKSEL (AA) - Avrupa Birliği'nin (AB) Terörle Mücadele Koordinatörü İlkka Salmi, Suriye'nin kuzeydoğusunda terör örgütü DEAŞ mensupları ve ailelerinin barındığı kamplardaki durumun "Avrupa güvenliği için saatli bomba niteliğinde" olduğunu, AB'nin insani durumu iyileştirmek için buralara yardımda bulanacağını söyledi.
Görevi geçen aylarda devralan Salmi, Avrupa Parlamentosu Savunma ve Güvenlik Komitesinin oturumunda AB'nin terörle mücadelesinde öncelediği konularla ilgili sunum yaptı.
Suriye'nin kuzeydoğusunda terör örgütü DEAŞ mensupları ve ailelerinin barındığı kampların durumunun önemine değinen Salmi, AB'nin insani durumu iyileştirmek için (terör örgütü YPG/PKK işgalindeki) kamp ve cezaevlerine yardım edeceğini dile getirdi.
Salmi, "Buralarda Avrupa güvenliği için saatli bomba niteliğindeki radikalleşmeyi azaltmalıyız ve insani durumunu geliştirmeliyiz. Bu kısmen kamplardaki Iraklı ve Suriyelilerin kendi toplumlarına entegre olmalarını sağlamayı desteklemekle mümkün olacak." diye konuştu.
AB Terörle Mücadele Koordinatörü, gelecek bahar aylarında kampları ziyaret etmeyi planladığını kaydetti.
- Kosova ve Arnavutluk'ta geçici olarak barınan Afganların durumu
Salmi, AB'nin Afganistan'a ilişkin gündeminin; ilgili teknolojilerin kullanılmasıyla teröristlerin sızmasının önlenmesi, stratejik bir öngörü benimsenerek hem üye ülkeler hem de üçüncü ülkelerle Afganistan'ın teröristler için güvenli liman haline gelmesinin engellenmesi, terör propagandası ve organize suçlarla mücadele edilmesi olduğunu dile getirdi.
ABD'nin Afganistan'dan tahliye ettiği ve Kosova'da geçici barınma sağlanan Afganların durumunun endişe yol açtığını belirten Salmi, bu kişilerin ABD'ye kabul edilip edilmeyeceğinin belirsizleştiğini söyledi.
Salmi, "NATO tarafından süreçleri devam eden ve Kosova'da bulunan 430 kadar Afgan hakkında daha çok bilgiye ihtiyaç duyuyoruz. Buna ek olarak, ABD merkezli kar amacı gütmeyen kuruluşların Tiran'a ya da Tiran çevresine tahliye ettiği 2 bin 500 kadar Afgan var. Bu kişilerin akıbetinin ne olacağı şu ana kadar belirsizliğini koruyor." dedi.