İSTANBUL (AA) - Dünya Dergiler Birliğince düzenlenen "13. Uluslararası Dergi Günleri"nde Mevlana İdris paneli gerçekleştirildi.
Sirkeci Garı'nda okurla buluşan fuar, bu yıl 7 Haziran'da hayata veda eden şair ve yazar Mevlana İdris Zengin anısına düzenleniyor.
Rasim Özdenören Salonunda gerçekleşen panelde, Zengin'in dostları, yazarlar Turan Kışlakçı, Bekir Cantemir, Saadettin Acar ve Dünya Dergiler Birliği Başkanı Metin Uçar konuştu.
Erol Erdoğan'ın moderatörlüğünü üstlendiği panelde konuşan Turan Kışlakçı, yazar Stefan Zweig'ın Alman şair Rainer Maria Rilke'yi anlattığı bir metni okuyarak, "Bana göre bu sözler Mevlana İdris'i anlatıyor. Mevlana ile konuştuğumuzda da ona, 'Rilke'nin ruhunu sende görüyorum.' derdim." ifadelerini kullandı.
Kışlakçı, Mevlana İdris'in özel ilgi ve zevkleri olduğuna işaret ederek, "Arabasında bile Türk sanat müziğinden çok güzel repertuvara sahipti. Türküler söylerdi, sesi de çok güzeldi. Yemek ve içecekler konusunda çok hassastı. 'İyi çay yapmayan kahvehanenin ruhsatının iptal edilmesi gerek.' derdi. Çok nadir yerlerde çay içerdi, bulunduğumuz Sirkeci Gar'ındaki çay ocağının çayını beğenirdi." diye konuştu.
- "Ciddiyetin içindeki çocuğu öldürmesine izin vermezdi"
Bekir Cantemir de Mevlana İdris'in her zaman bulunduğu ortama kendi rengini kabul ettirdiğini belirterek, "Bana çok irrasyonel geliyordu teklifleri. Mesela birlikte dergi çıkardığımız yıllarda ofiste otururduk. Birisi 'Dondurma yiyelim.' derdi. Haydi nereye gidelim diye konuşurken Mevlana İdris, 'Kalkın Maraş'ta yiyelim' derdi. Ama gerçekten arabaya atlayıp o dondurmayı yemeğe giderdi." dedi.
Mevlana İdris'in hayata bakış biçiminin kendine has olduğuna dikkati çeken Cantemir, "İşlerini tabii ki de ciddiyetle yapardı ama bu ciddiyetin, içindeki çocuğu öldürmesine izin vermezdi. Bu dünyayı yetişkinler gibi ciddiye almazdı. Maskeleri azaltarak daha keyifli bir yer haline getirmişti." diye konuştu.
Yazar Saadettin Acar ise bugün Rasim Özdenören'in adını taşıyan bir salonda Mevlana İdris'i konuştuklarına işaret ederek, "Bu vesileyle bütün büyüklerimize, ağabeylerimize, üstatlarımıza kerim olan rabbimizden rahmet ve mağfiret niyaz ediyoruz." dedi.
Mevlana İdris'in kendisi için de çok özel birisi olduğunu söyleyen Acar, "Her birimize öyle özel hissettirmişti ki doğrusu sanki onun hayatındaki en özel kişi bizmişiz gibi hissederdik." değerlendirmesinde bulundu.
- "Dipdiri bir hayreti vardı"
Acar, Mevlana İdris ile ilk ne zaman tanıştığını, karşılaştığını hatırlamadığını aktararak, şu bilgileri verdi:
"22 yıldır tanışıyoruz ama sessiz, sakin, tam olarak sükutu şahsında görebileceğiniz birisiydi. Bulunduğu ortamlarda ben buradayım diyerek kendisini gösterme gayreti içerisine girmezdi. Saatlerce konuşmadan oturduğumuz olurdu ya da yürüyüş yapardık ama bir iki kelime belki ederdi. Mevlana İdris, yaşayarak bir şeyleri gösterirdi. Nükteleri meşhurdu. Gözlerimizin gülmekten ıslandığını çok defalar hatırlıyorum. Çok cömert bir insandı. Sadece maddi bir şey olarak düşünmeyiniz. Dostlarıyla hayatını, zamanını paylaşmakta da çok cömertti. Mevlana İdris'in çocuklara sevgisi, ilgisi, çocukta duyduğu heyecan aslında insana duyduğu heyecandan kaynaklanıyordu. Çünkü çocuklar insanın en saf, en temiz, en kirlenmemiş halidir. Benim görebildiğim onu ifade edebilecek en önemli tavırlardan birisi hayret idi. Dipdiri bir hayreti vardı. İlk kez görüyormuş gibi etrafına çevresine insanlara yönelirdi."
Metin Uçar ise İdris ile dergicilik vesilesiyle yollarının kesiştiğinin altını çizerek, "Mevlana İdris, her zaman güzel yemek, içmek ve gezmekle anılırdı. Yazın hayatının yanında dolu dolu yaşadığı hayatıyla hatırlanıyor. Mevlana İdris susardı ama susarken konuşurdu, konuşurken de susardı. Ama bir şekilde etrafında istifade ettiğiniz bir muhabbet ortamı olurdu." şeklinde konuştu.
Ulusal ve uluslararası dergilerin konuk olduğu fuar, 2 Ekim'e kadar devam edecek.