Tatilde eğlencemiz kadar gideceğimiz yerdeki güvenliğimiz de önemli. Preply'nin yeni araştırmasına göre, Türkiye'de seyahate çıkan 10 kişiden 7'si, ziyaret edeceği yerlerin güvenliğini önceden kontrol ediyor. Online İngilizce özel ders platformu Preply'nin gerçekleştirdiği bu kapsamlı çalışma, tatil planlayan bireylerin güvenlik önceliklerini ve seyahat öncesi yaptıkları araştırmaları ortaya koyuyor. Araştırma sonuçlarına göre, güvenliğe verilen önem, seyahat planlamasının ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda.
Preply yardım işareti araştırmasına göre, Türkiye’deki katılımcıların yaklaşık yarısı (%48,91) acil durum sinyali ile karşılaştığında ne yapması gerektiğini biliyor. Küresel ölçekte de bu oran %48,72 olarak ölçüldü. Bu da yalnızca iki kişiden birinin acil durumlarda nasıl davranması gerektiği konusunda kendinden emin olduğunu gösteriyor.
Acil durumlar ve imdat çağrıları, çağrıyı yapan kişi kadar çağrıyı alan kişi için de oldukça önem taşıyor. Acil durum sinyalleriyle karşılaşan kişilerin nasıl davranması gerektiğini, hangi adımları izlemesi gerektiğini ve duygularını nasıl yönetmesi gerektiğini bilmesi gerekiyor. İçgüdüsel veya düşünülmemiş tepkiler, olayların daha karmaşık bir hale gelmesine neden olabilir. Ayrıca araştırma, Türkiye’nin acil durum sinyalleriyle ilgili olarak duyarlı olduğunu ve dünya genelinde de ortalarda olduğunu vurguluyor.
Araştırma sonuçlarına göre, güvenliğe verilen önem, seyahat planlamasının ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. Seyahat edeceği yerin yerel acil durum telefon numaralarını kontrol edenlerin oranı %36,96 olarak ölçüldü. Bu durum, farkındalığın önemli olduğunu ve özellikle yurt dışı seyahatlerinde daha fazla dikkat edilmesi gereken bir konu olduğunu gösteriyor. Buna karşın, seyahat edeceği veya yaşadığı yerdeki acil durum telefon numaralarını bildiğini söyleyenlerin oranı %63 olarak kaydedildi. Bu veriler, güvenlik bilgisi konusunda yerel bilgilere olan ilginin yüksek olduğunu ve bu bilgilerin seyahat güvenliğinde önemli bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
Öte yandan, “couchsurfing” olarak bilinen ve bir çeşit “kanepe/oda paylaşımı” deneyiminin hem Türkiye’de hem de dünyada hâlâ yaygın olmadığını araştırmanın bir başka sonucu olarak göze çarpıyor. Türkiye'de couchsurfing ve benzeri alternatifleri denediğini söyleyenlerin oranı %9,78, dünyada ise %10,14 olarak belirlendi. Başka bir deyişle, yalnızca 10 kişiden biri tanımadığı birinin evinde birkaç gün konaklamayı tercih ediyor. Bu durumun, güvenlik endişeleriyle doğrudan ilişkili olduğu düşünülebilir.