Mevlana Müzesi Müdürü Naci Bakırcı, müzenin Türk kültür ve turizminde önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı.

Mevlevi Dergahı'nın 1925'te tekke ve zaviyeler kapatıldıktan sonra Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürüldüğünü anlattı. Bakırcı, müzenin Mevleviliğe ait eserlerin sergilendiği nadir müzelerden biri olduğunu dile getirdi.



Sanat tarihçisi ve müze araştırmacısı Mehmet Ali Çelebi, Karatay Müzesi'nin Anadolu Selçuklu döneminde vezir Celaleddin Karatay tarafından 1251 yılında medrese olarak yaptırıldığını anlattı.
Hazreti Mevlana'nın zaman zaman medresede dersler verdiğini, Celaleddin Karatay'ın Mevlana'nın arkasında namaz kıldığını ifade eden Çelebi, "Medresede 1910'lu yıllara kadar eğitime devam ediliyor. Kullanımı durdurulduktan sonra yapı terk ediliyor. Öğrenci hücreleri tamamen yıkılıyor. 1950'li yıllarda restorasyonlar başlıyor. Yıkılan öğrenci hücreleri tekrar yapılıyor. Şimdi Karatay Medresesi'nin kuzeydoğu cephesinde kazılar yapıldı, temeller ortaya çıkarıldı. Öğrenci hücreleri yeniden ziyarete açılacak." diye konuştu.

Karatay Müzesi'nin kubbesi ve taç kapısıyla Anadolu Selçuklu döneminin sanat üslubunu yansıtan en önemli eser olduğunu vurgulayan Çelebi şöyle devam etti: "Kubbe yaklaşık 12 metre çapında. Anadolu Selçuklu dönemindeki en büyük kubbelerden bir tanesi. Mozaik çini tekniği kullanılmış. Çini tekniği ve süslemesiyle sanat tarihi literatürüne giren bir kubbe. Kubbenin ve fenerin kasnağında kufi yazılarla Ayetel Kürsi yazılı. Her iki bordür arasında 64 tane 24 kollu yıldız mevcuttur. Bu da yıldızlı bir gökyüzünü anımsatacak şekilde yapılmıştır. Kubbeye geçiş sistemi çok önemli, pandantifler (kubbeye geçişi sağlayan mimari eleman) bir yelpaze gibi sivri bir uçtan başlayıp kubbeye doğru genişlemektedir. Her bir pandantif 5 bölümden oluşur. Ortada Hazreti Muhammed'in ismi olacak şekilde sağında ve solunda 4 halife ve diğer ilahi peygamberlerin Musa, İsa ve Davud Aleyhisselam'ın isimleri yazılı."
Çelebi, Karatay Medresesi'nin 1955 yılında Çini Eserler Müzesi olarak açıldığını, müzede Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat tarafından Beyşehir Gölü kıyısında yaptırılan Kubadabat Sarayı'nda ortaya çıkarılan çini eserlerin sergilendiğini söyledi.
Müze envanterinde yaklaşık 5 bin eser olduğunu belirten Çelebi, "Salgın öncesi yaklaşık 150-180 bin ziyaretçi ağırlıyoruz." dedi.

İnce Minare Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi Zimmet Sorumlusu Müze Araştırmacısı Mustafa Burak Ermiş, müzenin 13. yüzyılda Anadolu Selçuklu döneminde Sahib Ata Fahreddin Ali tarafından Dar-ul Hadis Medresesi olarak yaptırıldığını anlattı.
Ermiş, müzenin 1956 yılında Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak ziyaretçi kabul etmeye başladığını ifade ederek, "Müzede Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı döneminden kalma taş ve ahşap eserler sergilenmektedir. Envanterimizde 126 eser var. Genellikle mezar taşları, sandukalar, yapı kitabeleri, Konya Kalesi'nden getirilen figürlü taş eserler, ahşap kapı ve pencere kanatları sergilenmektedir. Konya'nın bir payitaht olmasından dolayı müzemizde önemli eserler sergilenmektedir." diye konuştu.

Kaynak:

Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.