"Antipersonel mayın" olarak da tanımlanan mayınların dışında tanksavar mayınlar, patlamamış misket bombaları ve diğer patlayıcı savaş kalıntıları, sivil-asker ayrımı yapmaksızın ölüm ve yaralanmaya neden olabiliyor.
2020, kara mayınları ve patlayıcı savaş kalıntıları nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının üst üste son derece fazla kaydedildiği 6'ıncı yıl oldu ve kurbanların çoğu sivildi.
Mayınların yol açtığı en çok ölüm veya yaralanmalar ise Afganistan, Burkina Faso, Kolombiya, Irak, Mali, Nijerya, Ukrayna ve Yemen'de görüldü.
1 Mart 1999’da yürürlüğe giren Ottawa Anlaşması veya kısaca "Mayın Yasağı Sözleşmesi" adıyla da bilinen "Anti-Personel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme"; mayınların üretimini, kullanımını, depolanmasını ve devredilmesini yasaklıyor.
Mayın Yasağı Sözleşmesi'ne 164 ülke taraf olurken, bunlardan 132'si anlaşmayı imzalayıp onayladı.
Nobel Barış Ödülü sahiplerinden "Kara Mayınlarının Yasaklanması için Uluslararası Kampanya (ICBL)" girişiminin 2021 raporuna göre, mayınlardan etkilenen anlaşmaya taraf devletlerin çoğunda temizleme çalışmaları hedefin gerisinde kaldı.
Kovid-19 salgını da mayın çalışmaları çabalarını aksattı, mağdurlara erişilebilirlik ve yardım sağlanmasında yeni zorluklar yarattı.
Sivil zayiatın yarısını çocuklar oluşturuyor
ICBL raporuna göre, 2020'de mayın ve patlayıcı savaş kalıntılarından kaynaklanan zayiatlar, 38'i anlaşmaya taraf olmak üzere, 54 ülke ve bölgede meydana geldi. Buna göre, 2020'de mayınlar nedeniyle ölüm ya da yaralanmada bir önceki yıla göre yüzde 20 artış görüldü.
En fazla kayıp, anlaşmaya taraf olmayan Suriye'de kaydedildi ve onu anlaşmaya taraf olan Afganistan izledi.
Rapora göre, 2020'de mayın ve patlayıcı savaş kalıntıları nedeniyle dünyada 7 bin 73 mayın nedeniyle ölüm ya da yaralanma kaydedilirken, en az 2 bin 492 kişi öldü ve 4 bin 561 kişi yaralandı.
Bir önceki yılda olduğu gibi, 2020'de de mayın ve patlayıcı savaş kalıntıları nedeniyle meydana gelen ölüm ya da yaralanmaların yüzde 80'ini siviller oluşturuyor.
Çocuklar, tüm sivil kayıpların en az yarısını (645 ölü 1218'i yaralı), erkekler ve erkek çocuklar tüm kayıpların yüzde 85'ini oluşturuyor.
Deniz mayınları
Ukrayna savaşının başlamasının ardından Karadeniz'de görülen ve gündeme gelen deniz mayınları, modern deniz savaşlarında tercih edilen bir silah olmaya devam ediyor.
İsviçre merkezli bir sivil toplum kuruluşu olan Geneva Call'a göre, deniz mayınlarının kökenlerinin Çin kıyılarında faaliyet gösteren korsanları hedef almak için ilk prototip mayının oluşturulduğu 16. yüzyıla kadar uzandığı biliniyor.
Deniz mayınları, 1904-1905'teki Rus-Japon Savaşı'ndan bu yana ortak bir deniz savaşı aracı haline gelirken; siviller ve ticari nakliye gemileri de dünya genelinde deniz mayınlarının kullanımından muzdarip olmaya devam ediyor.
Gemileri yok etmek veya onlara zarar vermek için tasarlanan deniz mayınları, daha sıklıkla kullanılması durumunda düşmanın operasyonel olarak önemli deniz bölgelerine erişmesini engelliyor.
Deniz mayınları, tarihte Vietnam Savaşı'ndan İran-Irak savaşına, Amerikan iç savaşından Sri Lanka iç savaşına birçok savaş ve çatışmada kullanılırken; sivillerin yaşamı için risk oluşturmayı sürdürüyor.
Mayın kirliliği 60 ülke ve bölgede devam ediyor
ICBL'nin verilerine göre, Ekim 2021 itibarıyla en az 60 ülke ve bölgede antipersonel mayın bulunurken, bunlardan 33'ü anlaşmaya taraf devlet.
Öte yandan anlaşmaya taraf olan Cezayir, Kuveyt, Mozambik ve Nikaragua'da savaş kalıntıları kirliliğinin olduğundan şüpheleniliyor.
Raporlama sürecinde Afganistan, Hindistan, Nijerya, Pakistan, Myanmar ve Kolombiya'nın da dahil olduğu en az 6 ülkede bulunan devlet dışı silahlı gruplar da kara mayınları kullandı.
Söz konusu raporda, 2020'nin ortasından Ekim 2021'e kadar yalnızca anlaşmaya taraf olmayan Myanmar'ın antipersonel mayın kullanıldığı doğrulandı.
2020'de en fazla mayın temizliği, Kamboçya ve Hırvatistan'da
Mayın Yasağı Sözleşmesi, ülkelere mayın konusunda çeşitli yasaklar getirmesinin yanında mevcut mayınlarını imha etmeleri ve mayınlı arazileri temizlemeleri ile mayın patlamasında hayatta kalan kişilere yardım etme yükümlülüğü de getiriyor.
2020'de 135 binden fazla antipersonel mayın imha edildi ve yaklaşık 146 kilometrekarelik arazi kara mayınlarından temizlendi. 2020'de mayınlı alanlardaki en büyük temizlik, Kamboçya ve Hırvatistan'da yapıldı.
Öte yandan 2020'de de Afganistan, Irak ve Yemen, devam eden çatışmalara veya güvensizliğe rağmen mayın temizlemeye devam etti.
En son Şili ve İngiltere olmak üzere 1999'dan beri 30'dan fazla ülke, topraklarındaki tüm mayınlı alanların temizlendiğini bildirdi.
Söz konusu rapora göre, 33 anlaşma üyesi dahil olmak üzere, en az 60 ülke ve bölgenin antipersonel mayınlarla kirlendiği biliniyor.
Anlaşmaya taraf devletlerce anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar toplam 55 milyondan fazla antipersonel mayın imha edildi.
Ukrayna (3,3 milyon) ve Yunanistan (343,413) halen imha edilmeyi bekleyen 3,6 milyon antipersonel mayına sahip.
Türkiye'de ise mayın arındırma faaliyetleri, Milli Savunma Bakanlığına bağlı "Milli Mayın Faaliyet Merkezi" öncülüğünde yürütülüyor.
12 ülke "mayın üretme hakkı"nı saklı tutuyor
Bugün, Türkiye'nin de 2003'te taraf olduğu sözleşmeyi imzalayan ülkelerin hiçbiri kara mayını üretmiyor.
Sözleşmeye katılmayan 12 ülke (Rusya, Çin, ABD, Küba, Hindistan, Pakistan, İran, Myanmar, Kuzey Kore, Güney Kore, Singapur, Vietnam) halen "mayın üretme hakkını" saklı tutuyor.
Mayın Yasağı Sözleşmesi, devletlere mayın tespiti, mayın temizleme veya mayın imha tekniklerinin geliştirilmesi ve eğitimi için bir miktar antipersonel mayın bulundurması izni de veriyor.
Anlaşmaya katılan 63 ülkenin, eğitim ve araştırma amacıyla antipersonel mayına sahip oldukları ve bunların 30'unun 1000'den fazla mayın bulundurduğu biliniyor.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.