rini sürmek adına yollardaydı. Bu seferki durağımız yakın bir tarihte Sırbistan’dan halk oylamasıyla ayrılıp bağımsızlığını ilan eden Karadağ. Yeniden fethetmek Anadolu diye devam eden bir şiir vardır bilirsiniz. Anadolu’nun devamıdır ya Balkanlar o yüzden yeniden fethetmek lazım Balkanları demeliyiz artık…
Ama bu fetih öyle derinden öyle içten olmalı ki evvelden olduğu gibi önce gönüller fethedilmeli.
Ortak bazı kültürel öğelerimizin yaşandığı, ortak dine sahip olduğumuz Karadağ’lı kardeşlerimizle kucaklaşma zamanımız gelmişte geçiyor bile. Sadece Karadağ değil tüm Balkan Ülkeleri için aynı durumdan söz etmeliyiz. Şimdi öncelikle Karadağ’ı merak edenler için tanıyıp yolculuğumuza devam edelim. Bir zamanlar hâkimiyet kurduğumuz bu yeşili ve tarihi eserleri bol olan Karadağ’ın doğusunda Arnavutluk ve Kosova, kuzeyinde Sırbistan, batısında Hırvatistan, Bosna-Hersek, güneyinde Adriyatik Denizi yer alır. Başkenti, Podgorica'dır. Anayasasında Karadağ "demokratik, refah ve çevreci bir ülke" olarak tanımlanır.
Karadağ, eski Yugoslavya'yı oluşturan altı cumhuriyetten biriydi. Yugoslavya'nın parçalanmasından sonra Karadağ, Sırbistan'ın zorlamasıyla yeni Yugoslavya'ya katılır. Karadağ'ın çabalarıyla 2003 yılında Sırbistan-Karadağ olarak daha esnek bir federasyon çatısı oluşturulur. Karadağ, 21 Mayıs 2006 Pazar günü yapılan referandumda çıkan % 55,5'lik evet oyu ile ise bağımsız olma kararı alır. 3 Haziran 2006'da ise Karadağ Parlamentosu, referandumda çıkan sonuca dayanarak Karadağ'ın bağımsızlığını ilân eder. Osmanlılar, Rumeli’ye geçip fetihlere giriştikleri sıralarda Karadağ, Venedik Cumhuriyeti’nin tabiiyetinde idi. Osmanlı Devleti’nin Karadağ’daki fetihleri Sultan I. Murad dönemine rastlar. Zira ilk Osmanlı-Karadağ çatışması da I. Murat döneminde yaşanmıştır. İkinci Osmanlı-Karadağ çatışması Sultan I. Bayezid döneminde olmuştur. Bu seferde Osmanlı kuvvetleri Üsküp’ten çıkıp Zveçan ve Yeleç üzerinden Lim ve Tara nehirlerine kadar ulaşmıştır. Osmanlı Devleti’nin Karadağ’daki asıl fetihleri ise Fatih Sultan Mehmet döneminde olmuştur. Aslında Osmanlı Karadağ'ı tam olarak hâkimiyetine almadı. Fatih, Karadağ'a bir nevi özerklik statüsü verdi ve bu durum Karadağlılar tarafından 1878 yılında Osmanlı'dan ayrılana kadar kullanıldı. Karadağlılar Osmanlı Devleti'nin hâkimiyetine girişinden itibaren çok sayıda isyan çıkartmışlardır. Örneğin 1711, 1712, 1714 isyanlarını çıkartmışlardır. Bununla birlikte Hersek isyanına da destek vermişlerdir.
1877-78 yıllarındaki Osmanlı-Rus Savaşlarından sonra imzalanan Berlin ANT. İle bağım-
sızlığa kavuşan Karadağ yıllarca özellikle Rusların Slavlaştırma politikası gereği Osmanlı
Devletine karşı durmaya çalışmıştır, ama buna rağmen Osmanlı hakimiyetinde kaldığı yıllarda İslamiyet’i seçmiş olan Karadağ halkında ve ülke genelinde bir çok yerde dinimizin izlerini bulmak mümkün…
ULKİN KALESİ
Tarihin bize anlattıklarını sadece kitaplardan okumayalım deyip çıktık yola Gezen Bilir’de. Gezerek, yaşayarak öğrenelim istedik geçmişi yine geçmişin izleri olan tarihi yapıları.
Öyle ki özellikle Balkan Toprakları yani bizim bir parçamız olan bu yerlerde milletimize oldukça sıcak ve içten gelen görüntüler yakaladık yine…İşte o tarihi abidelerden bir tanesi olan Ulkin Kalesi’ndeyiz…Tarihin o tozlu sayfaları denir ya biz tam olarak tarihin tozunu yuttuk geçmişi ve bu günüyle bir parçamız olan Karadağ’da…
RİDA KURSLAR-MEZAR TAŞLARI
Ata topraklarımız Balkan’larda gezerken gözümüze çarpan en güzel görüntülerden biri de
Osmanlı döneminden kalma mezar taşları oldu…Evlad-ı Fatihan diye nitelendirilen Balkan-
lar’da Fatihalarımızı tam da yerinden gönderdik ecdadımıza…Öyle ki canlı bir tapu niteliğinde önümüzde duran mezar taşları çok derin anlam taşıyorlar içlerinde…Kim bilir belki yeniden fethedilir gönüller…
Fetih çalışmaları başlamış aslında bu güzel topraklarda…Rida İnsani Yardım Vakfı’nın değerli çalışanları Balkan topraklarının genelinde yaptıkları hayırlı çalışmalarla zamanında bir parçamız olan bu yerlerde yeniden hatırlatıyor buradaki halka kardeş olduğumuzu ve bizi İstiklal şairimiz M.AKİF’in dizelerinde belirttiği tek dişi kalmış batımedeniyetinin koparamayacağını…
TİKA CAMİİ
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı ya da kısaca TİKA bir çok İslamiyet’in yaşandığı ülkede olduğu gibi Karadağ’da da müthiş bir cami inşa etmiş…Bir zamanlar bir parçamız olan bu topraklarda halen ülkemiz tarafından bu maneviyatın yaşatılmaya çalışıldığını görmek bizleri çok mutlu etti…TİKA’ya bu güzel çalışmalarından dolayı teşekkür ederek özellikle Balkanlar’da bulunan bir çok tarihi eserimize daha da özen göstererek tadilatını gerçekleştirip dünya turizmine kazandırmasını diliyoruz ...
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.