İstanbul'dan yola çıkan Sinan Gün, uçakla önce Van'a, oradan da karayoluyla Bitlis otogarına gitti. Otogarda Gün'ü aracın gerçek sahibi Abdullah Çelik karşıladı. Ekspere giden ikili, ardından satış işlemleri için notere geçti. Bu sırada hem Sinan Gün hem de Abdullah Çelik ile ayrı ayrı görüşen dolandırıcı, ikisinden de satış rakamını gizli tutmasını istedi. Aracı beğenen Gün, satıcısı Çelik ile birlikte notere geçti. Burada evraklar hazırlandıktan sonra Sinan Gün, dolandırıcının attığı IBAN numarasına 400 bin TL gönderdi. Dolandırıcı, mesai saatinin bitimine kadar Sinan Gün’e paranın bir kısmının hesaba düşmediğini söyleyip oyaladı. Aracı Çelik’ten 600 bin TL’ye alan şüphelinin aynı aracı Sinan Gün’e 400 bin TL’ye satacağı ortaya çıkınca da her ikisi de dolandırıldıklarını anladı. Bunun üzerine Gün ve Çelik savcılığa gidip şikayetçi oldu.
Sıra dışı dolandırıcılık hikayesini anlatan Sinan Gün, “Satış sitesinde 2020 model bir araç buldum. Bitlis’te havaalanı olmadığından dolayı Van’a, oradan da Bitlis’e geçtim. Dolandırıcı aracın gerçek sahibini beni alması için otogara gönderdi. Ben arabayı görüp emin olduktan sonra ekspertize gittik. Oradaki işlemlerden sonra sıra satışa geldi. Arabanın gerçek sahibi de dolandırıcıyla iletişim halindeymiş. İkimizi de dolandırıyordu ama ikimizin de birbirimizden haberi yoktu. İkimize de ticareti gizli tutmamızı söylüyordu. Noterde işlemler için kimlikler alındı. Saat 15.15’te dolandırıcı bana hesap numarası attı. Aracın satışı için 400 bin TL’ye anlaşmıştık. Hesabımdan gönderebileceğim miktar 300 bin TL olduğu için dolandırıcıya onu gönderdim. Gerçek sahibi de dolandırıcıdan para bekliyormuş. 10 dakika sonra 300 bin TL’nin hesaba düştüğünü, diğer 100 bin TL’yi atmamı söyledi. Abim kalan 100 bin TL’yi attı ama dolandırıcı paranın düşmediğini söyledi. Galiba havuza düştü, bankayı arayacağım dedi” şeklinde konuştu.
“Akıl almaz bir şekilde tuzağa düştüm”
Parayı gönderdikten sonra noterde dolandırıldığını anladığını söyleyen Gün, “17.00’a çeyrek kalaya kadar bekletti. Banka ve noterin kapanma saatine, aynı zamanda cuma gününe denk getirdi. Akıl almaz bir şekilde tuzağa düştüm. Daha sonra işlemler uzayınca arabanın gerçek sahibi dolandırıcıdan para beklediğini söyleyip ne yaptığımızı sordu. Ben de durumu anlatıp, toplamda 400 bin TL gönderdiğimi söyledim. Aracın gerçek sahibi olan Abdullah Çelik, Aydın Bozkul’un aracı ondan 600 bin TL’ye aldığını, bana nasıl 400 bin TL’ye verdiğini sorunca dolandırıldığımızı anladık. Sonra Bitlis Güroymak Başsavcılığı'na gidip gerekli işlemleri yaptıktan sonra şikayette bulunduk. Sonra ilçe karakoluna gittik” dedi.
“15 yıllık sermayemdi”
Şahsın önce farklı bir araç fotoğrafı attığını dile getiren Sinan Gün, “Ben dolandırıcıdan aracın ruhsatını isteyince farklı bir aracın ruhsatını attı. Ruhsattaki plakaların farklı olduğunu fark ettim. Şahsa plakaların uymadığını söyledim. Bana yanlışlıkla diğer arabayı attığını söyledi. Ama model ve kilometre olarak aynı olduğunu, arabada sıkıntı varsa geri alacağını söyledi. Araç gelince ikna oldum. Savcılık şahsın yakalanacağını ve paranın hesaptan hesaba aktarıldıysa alınacağını, şahsi çekilmişse alamayacağımızı söyledi. Şahıs Erzurum’da uzman jandarma olarak görev yaptığını belirtti. Mağdurum. Ben evlenecektim. 15 yıllık sermayemdi. Ben minibüsçülük yapıyorum. Yardım istiyorum. İnşallah o şahıs yakalanır ve gönderdiğim miktar yerine gelir. 20 yıldır çalışıyorum. Emeğimdi o benim. Bir insanın emeği kolayca gasp edilmemeli” diye konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.