Son Dakika Haberler

İbrahim Çetin

İbrahim Çetin

​Gençlik, istihdam ve alınacak eğitim tedbirleri

15 Temmuz 2015

Geçtiğimiz günlerde  "OECD Gençlik, Beceriler ve İstihdam Edilebilirlik" başlıklı araştırma sonuçları "Kayıp Yatırım" başlıklı bir tablo ile sosyal medyada ve haberlerde yer aldı. Hükümet karşıtı gruplar bu değerin Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) değerleri ile örtüşmediğini ve işsizlerin sayısının daha fazla olduğunu iddia ettiler. TÜİK'de bu konuda belirtilen değerlerin gerçeği yansıtmadığı şeklinde bir tekzip yayınladı. Gelelim haberin ayrıntısına.

 

Raporun sonuçları bize ne mesaj veriyor?

 

Yayınlanan raporda OECD ülkeleri içinde %25 oran ile en fazla genç nüfusa sahip ülke  olan Türkiye’de 15-29 yaş arası gençlerin yüzde 31,3’ü evde oturuyor. Yani ne eğitim alıyor ne de istihdam ediliyor. BU raporda esas alınan veri  genç  nüfustan  istihdam  edilenler  ve  eğitim-öğretimde  bulunanlar  çıkartıldıktan  sonra, kendi nüfusuna oranı olarak hesaplanoyor. TÜİK raporunda ise bu oran %18,6.  

 

İki farklı rapor iki farklı sonuç. Neden?

 

Raporların sonuçlarının farklı olmasının nedeni ise TÜİK raporunda 15-24  yaş  grubundaki  işsizlerin,  aynı  yaş  grubundaki  istihdam  ve  işsizlerin  toplamını oluşturan iş gücü nüfusuna oranı şeklinde hesaplamasıdır. Yani  OECD raporundaki hesaplama ile TÜİK hesaplamasının mantığı aynı değil. Sonuç ne olursa olsun 2000'li yıllarda girdiğimiz demografik fırsat penceresinden 2025 yılında çıkacağız. 

 

Peki nedir Demografik Fırsat Penceresi?

 

Fırsat penceresi ülkelerin demografi süreçlerinde çalışma çağı nüfusun toplam nüfus içinde en geniş paya ulaştığı döneme verilen isim. Ekonomik gelişme bağlı olarak ülkelerin demografik hayatları üç önemli sürece ayrılmaktadır.

  • İlk aşamada ülkelerin nüfus artış hızı yüksek ve buna bağlı olarak çalışma çağı altındaki genç nüfus çok geniştir. 
  • İkinci aşama nüfus artış hızının yavaşladığı ve çalışma çağı nüfusun toplam nüfus içinde en geniş orana ulaştığı dönemdir. 
  • Üçüncü aşama ise nüfus artış hızı sıfıra yaklaşmakta ve bu kez yaşlı nüfusun oranı artmaktadır. 

 

Türkiye bu aşamaların hangisinde?

 

         Türkiye 2000 yılından itibaren 2. aşamaya girmiş durumda. Ülkelerin sadece bir kez ulaşabildiği ve yaklaşık 20-25 yıl süren bu dönem ekonomiye çalışarak katma değer sağlayacak en geniş nüfusa sahip olunan bu dönemi  Kore, Malezya gibi ülkeler ekonomik gelişme adına avantaja çeviren ülkelerden bir kaçı ve çok kısa sürede ekonomilerinde ciddi bir büyüme gerçekleştirdi.

 

Türkiye için göstergeler ne diyor?

 

Yapılan istatistiksel analizler de Türkiye'nin bu fırsat penceresini değerlendirebilmesi için bu çağdaki yaklaşık 40 milyon kişiyi istihdam etmesi gerekiyor. Ayrıca reel olarak ekonominin yıllık %7 büyüme bandında ilerlemesi gerekiyor. Ak Parti hükümetinin ilk yıllarına denk gelen 2000-2006 yılları arası istenilen büyüme oranı yakalanmış ancak sonrasında yaşanan global kriz nedeniyle büyüme oranlarında düşüşle birlikte bu orana henüz ulaşılmış değil. 2025 yılında 59 milyon olacak bu genç nüfusa gerekli istihdam sağlanamadığı takdirde ülkelerin bir kez yakalayacağı bu fırsatı Türkiye maalesef kullanmadan heba edecek

 

Peki Ne Yapmalıyız?

OECD raporunun yazılmasında esas alınan temel kriterler olan istihdam edilebilirlik ve eğitimin içerisinde aktif kalabilme boyutlarında iyileştirme yapmak gerekiyor. Bunun için  aşağıda sayabileceğim önlemler alınabilir.

 

  • Okullarda dezavantajlı öğrencilere yönelik telafi eğitimlerinin kuvvetlendirilerek okul terklerinin önüne geçilmesi önceliklerden olmalı. Halihazırda bu öğrencileri derse ilgisiz diyerek bir an önce eğitim sisteminin dışına itmekten ziyade öğrenciyi bu çemberin içerisinde tutmanın yolları aranmalıdır. Bu noktada alternatif yöntem arayışları ile eğitimcilerin sınıf içerisindeki öğretim yöntemlerini çeşitlendirmeleri ve her öğrenciye hitap edecek bir öğrenme yoldaşı olmaları gerekmektedir. Bloom'un "Tam Öğrenme Kuramı" ya da "Yapılandırmacı Kuram" hangi kuramı eğitim anlayışınızda uygularsanız uygulayın bir şekilde eğitimcilerin buna kafa yorarak bu konuda gerekli tedbirleri alması elzem görünüyor. Artık öğretme(n) komplekslerimizden sıyrılarak öğrenmenin bir parçası olma ve bilmeye dayalı değil anlamaya ve uygulamaya dayalı bir eğitim sistemini hayata geçirmemiz kaçınılmaz.

 

  • ERASMUS projelerinin öncelikli amaçlarından biri olan erken okul terklerinin azaltılmasına yönelik kaliteli  AB projeleri hazırlanarak gerekli hibe desteklerinin alınması bir başka çözüm. Bu anlamda da İngilizce dil yeterliliğini artırarak daha çok personel ve öğrenciyi yurt dışına taşıyarak bu konuda bilinçlenmelerini sağlamak bir nebze olsun bu soruna çözüm getirecektir.

 

  • Bugün bir çok ülke (ki bunların başında İngiltere geliyor) öğretmen istihdam etmek için çağrıya çıkmış durumda. Maalesef dil ve kültürel uyum konusundaki yetersizliklerimiz nedeniyle bu talebe ülke olarak cevap veremiyoruz. Ne ilginçtir ki ülkemizde devlet kurumlarında istihdam edilemeyen öğretmenler neredeyse bir vakıf,  örgüt kuracak kadar sayıya sahipken öğretmen ihtiyacı duyan ülkelere bu öğretmenleri yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı yönlendiremeyişimiz eğitim sistemimizi yeniden gözden geçirmemiz gerektiğinin bir başka kanıtı.

 

  • Yukarıdaki madde de yeterlilik kavramından bahsetmişken şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Salt sertifika ya da diplomaya bağlı eğitim anlayışından sıyrılarak yeterlilik ve beceri esaslı bir eğitim anlayışını benimsemenin zamanı geldi de çoktan geçiyor bile. Avrupa'da pek çok kişi bu anlayışa destek çıkma adına  sertifika ve diplomalarını yakarken bugün ülkemizde bir çok eğitimcinin "sertifika varsa eğitime gelirim" ya da "sonunda sertifika verilecek mi?" gibi isteklerle bir eğitime başlaması bu konuda daha çok yol almamız gerektiğinin bir göstergesi. 

 

  • Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Konya Döküm Kümesi Derneği arasında Konya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Metalürji Teknolojileri Alanı öğrencilerine yönelik burs destekli "İşim Hazır Projesi" gibi projelerin yaygınlaştırılarak pek çok sektörün ihtiyaç duyduğu ara elaman ve yetişmiş insan gücünün karşılanması, proje kapsamındaki öğrencilere eğitim öğretim sürecinde maddi destek sağlanması ve öğrencilerin mezun olunca iş garantili mesleklere yönlendirilmesi, yetişmiş insan gücü sayesinde işsizlikle mücadele ve ülke ekonomisine katkı sunulması bir başka çözüm olabilir. Bu anlamda tümTürkiye'ye örnek olacak bir projeye imza atan İl Milli Eğitim Müdürü Sn Mukadder Gürsoy ve  mesleki eğitimden sorumlu İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mustafa YILMAZ ve diğer mesleki örgütlere de bu projeye öncülüğünden dolayı teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Gerçekten yakından takip ettiğim ve gece gündüz meslek liselerini iyileştirme ve mezuniyet sonrası istihdama kafa yorduğunu bildiğim Sn Mustafa Yılmaz'dan diğer alanlar için de yeni çalışmalar beklediğimizi buradan ifade edelim. 

 

Evet yazıyı uzatmamak adına burada sonlandırıyorum. Ama eminim öneri olarak sayacağımız sizin de aklınıza gelen pek çok madde var. Bu konu hepimizin derdi, hepimizin yarası.  Bu anlamda yazımız şu veciz sözle bitirmek istiyorum "Eğitim sadece eğitimcilere bırakılmayacak kadar önemlidir."

 

Kaynaklar: 

http://www.oecd.org/edu/oecd-skills-outlook-2015-9789264234178-en.htm

http://www.tuik.gov.tr/basinOdasi/Tekzipler/Tekzip_20150617.pdf

http://www.tusiad.org.tr/__rsc/shared/file/firsat.pdf

http://www.turksae.com/sql_file/338.pdf

http://konya.meb.gov.tr/www/isim-hazir-projesi/icerik/695

 

 

.

 
.

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English