1 Kasım seçim sonuçları Ak Parti’nin kesin zaferini ortaya koydu. 3 Kasım 2002 yılında Ak Parti büyük bir çoğunlukla iktidara gelmişti. Yine bir kasım ayında Ak Parti ezici bir çoğunlukla iktidar oldu. Şimdi gözler yeni anayasa ve ekonomik reformlarda...
Önümüzdeki haftadan itibaren Başkanlık sistemini tartışmaya başlayacağız. Bu konuda Cumhurbaşkanımızın görüşü ortada. Sayın Erdoğan ülkenin kurtuluşunu başkanlık sisteminde görüyor. Peki Başbakanımız Ahmet Bey ne düşünüyor? Aslına bakacak olursanız sayın başbakanın görüşü de belli. Ahmet Bey Başkanlık sistemine karşı mesafeli. Parlamenter sistemin güçlendirilerek devamından yana. Bundan böyle bu konu hep gündemde olacak. Hukukçular, akademisyenler, siyasetçiler bu konuyu artık ciddi ciddi tartışacaklar.
Nitekim muhalefetten açıklamalar da gelmeye başladı. İlk olarak HDP sözcüsü Ayhan Bilgen Başkanlık sistemini tartışabileceklerini belirtti. Daha sonra gelen tepkiler nedeniyle bu görüşünden vazgeçerek parlamenter sistemden yana olduklarını ifade etti. Yine HDP’li Celal Doğan ve Dengir Mir Mehmet Fırat da başkanlık sistemi tartışmalarını katıldılar. Onlar Meksika tipi başkanlık sistemi olabileceğini ifade ettiler. HDP Genel Başkanı Demirtaş da bu konuya değindi, ancak mesafeli bir tutum takındı. Demirtaş, başkanlık sisteminin değil yeni anayasanın konuşulması gerektiğini belirtti. Aslında bu tartışmalar bile gündemin başkanlık sistemi olacağını ortaya koyuyor.
CHP ise başkanlık sistemine karşı. CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin yaptığı açıklamalarla, ‘başkanlık sistemini savunanlar bizim kapımızdan daha geçmesin’ diyerek kapıyı çoktan kapattı. Gürsel Bey ve diğer CHP kadroları şu görüşten hareket ediyorlar. Onlar ülkemizde sağ oyların sol oylardan daha fazla olduğunu o nedenle sosyal demokrat bir ismin başkan seçilemeyeceği korkusuna sahipler.
Bu tartışma her daim yapılmıştır. Rahmetli Turgut Özal da, Rahmetli Alparslan Türkeş de, Rahmetli Necmettin Erbakan da her daim başkanlık sistemi dediler. İktidar partisinden önemli bir isim olan Eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Özal döneminde de başkanlık sistemi tartışması yapıldığını hatırlatarak, şunları söylüyor: ‘Biz tartışmalara isim bazında yaklaşıyoruz. Şu isim olursa başkanlık sistemi olmaz bu isim olursa başkanlık sistemi olur demek yanlıştır. Hele bu kutuyu bir açalım bakalım içinde ne var. Türkiye bu yasalarla bir yere gidemez. O nedenle bir an önce yeni anayasa konusunu gündeme almalıyız.’
Cemil Bey doğru söylüyor.
Başkanlık sistemini isimlerden bağımsız tartışmalıyız. Özellikle buradan hem Cumhurbaşkanımıza hem de iktidara seslenmek isterim. Bir kere halkımızın bu sistemi iyi anlaması lazım. Bu sistemin ne olduğunu bilen yok. Kimisi diyor ki ülke bölünecek. Kimisi diyor ki diktatörlük gelecek. Kimi çevreler yani Erdoğan karşıtları o başkan olacaksa biz karşıyız diyorlar. Yani bir türlü işin aslını tartışamıyoruz. Kardeşim bırakın bu Erdoğan düşmanlığını. Gelin bu sistem faydalı mı ona bakalım.
İsimlerden bağımsız olarak bu sistem tartışılmalı. Ülkemize artıları ne olacak. Milletimize ne katkı sunacak. Bu konuları iyi anlatmak lazım. Sayın Erdoğan ismi ile tartışılınca aman kalsın diyenler var. Azılı Erdoğan düşmanları başkanlık sistemini tartışmak yerine Cumhurbaşkanımızı eleştiriyorlar. Öncelikle halkımıza bu sistem iyi anlatılmalı. Neden bu sisteme ihtiyaç var bunu bilmemiz gerekir. Erdoğan düşmanlığı ile bir yere varılamaz.
