Son Dakika Haberler

Ömer Lütfi Ersöz

Ömer Lütfi Ersöz

​Dünyevileşme

17 Mayıs 2018
Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından, İçişleri Bakanlığı, Konya Büyükşehir Belediyesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Selçuklu Belediyesi’nin destekleriyle, organize edilen Ufuk Turu Programlarının 15.si bu yıl, 9-13 Mayıs 2018 tarihleri arasında, tarihi ve kültürel zenginliği ile tebarüz etmiş, Osmanlı payitahtı Bursa’da, başarıyla gerçekleştirilmiştir.

Hızlı tren ile Konya’mızdan Bozüyük’e, oradan da otobüslerle Bursa’ya seyahat ederken, otobüste ‘Dünyevileşme’ konusundaki görüş ve düşüncelerimi aktarma imkânına sahip oldum. Özet olarak ifade etmeye çalıştığım hususlarda, birbirinden değerli akademisyen ve alanında uzman çok değerli kardeşlerimiz tarafından da sunumları ile teyit edilmiş oldu. Görüşlerimin kısa bir özetini aktarmak istiyorum: Meşru ve helâl yoldan dünya nimetlerinden, dünyayı öncelemeden faydalanmakta bir sakınca yoktur. Önceliğimizin ahiret olması gerekir. Dünya hayatı, ahiret hayatına tercih edilirse, o zaman dünyevileşme hastalığının baş göstereceğini vurgulamıştım. Müslümanın ebediliği dünyada arama çabası, ilimden irfandan uzak durarak Allah (c.c.)’ ı, ahireti unutma, helâl- harama dikkat etme duygularındaki zayıflama v.b. hasletlerin dünyevileşme olduğunu ifade etmiştim. Âyet-i Kerime ve hadis-i şeriflerin ışığında Yaratılış gayemizin kulluk olduğu, bu dünyaya imtihan için gönderildiğimizin her daim hatırlanılmasının önemini anlatarak dünya ve ahiret dengesini çok iyi kurmamız gerektiğini belirtmiştim. Ayrıca dünya hayatı, ahiret hayatına tercih edilirse, Müslüman canını ve malını Allah (c.c.), rızası için veremezse o zaman dünyevileşme hastalığının baş göstereceğini, kısacası; ahiretin tarlası mesabesinde olan dünyayı, dünyevileşmeden iyi değerlendirip, Rabbimizin rızasını dünya da kazanmamız gerektiğini, dünyanın kalıcı yurt olmadığını özet olarak ifade etmeye çalışmıştım.

İlk gün akşam Ufuk Turu toplantılarının tanışma oturumu gerçekleşirken, Bursa'da olduğumuzu bile Üstad Cengiz Numanoğlu aradılar, oturumun olduğu günler müsait olmazsınız bugün muhabbet edelim diyerek geleceklerini bildirdiler. Tanışma programı devam ederken otelin lobisinde olduğunu haber verdiler. Toplantı salonundan çıkarak Üstadı karşıladım. Toplantı bölümüne beraberce geçtik. Tanışma bölümü tamamlanınca aramızda Bursa'da yaşayan Şuur isimli şiir kitabının şairi Cengiz Numanoğlu’nun bulunduğunu, Bu Şehir Bursa ve Konya Denince şiirlerini okumasının güzel olacağını ifade edip, şiirlerin hikâyesinide kısaca anlattım. Bahse konu şiirlerin hikâyesini ekteki linkten okuyabilirsiniz.

http://www.yenikonya.com.tr/koseyazisi-2770-_Konya_Denince__iirinin_Hikayesi___.html

Akabinde Üstad Cengiz Numanoğlu, Bu Şehir Bursa ve Konya Denince Şiirlerini okuyup, ilk gün toplantımıza bir lezzet kattılar. Rabbimiz, razı olsun.

Toplantılar, Platform üyesi 184 sivil toplum kuruluşunun ev sahipliğinde, Bursa Sivil Toplum Kuruluşları Platformunun desteğiyle, Türkiye’nin yedi bölgesinden 53 şehir ve Konya’dan katılanlarla birlikte toplamda 350 sivil toplum temsilcisi katılmıştır. Ülkemiz, bölgemiz ve dünyamızın çok hızlı ve sancılı biçimde tecrübe etmekte olduğu değişim ve dönüşüm sürecinde, temel değerlerimizden kopmadan, gündelik hayatın akışı içinde herhangi bir duraksamaya mahal vermeden, özellikle yaratılış gayemizden uzaklaşmadan değişimi yönetme konusunda kararlı olmamızın önemi çok büyüktür. 15. Ufuk Turu Bursa Programının bu yıl ki ana konusu ‘Sivil Toplum ve Dünyevileşme’ olmuştur. Alanında son derece saygın akademisyen ve sivil toplum yetkilileri tarafından sunulan tebliğler çerçevesinde, açılış programı sonrasındaki dört ayrı oturum ile gerçekleştirilerek çeşitli yönleriyle ve derinlemesine tartışılmıştır.

‘Din Ve Dünyevileşme’ konu başlıklı ilk oturumun Başkanlığını Prof Dr. Bilal Kuşpınar yapmıştır. ‘Dinin Dünyaya Bakışı’-Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, ‘Dünyevileşmenin Tarihi’ ni - Prof. Dr. Ali Akpınar, ‘Günümüzde Dünyevileşmenin Sebepleri’ ni - Prof. Dr. Abdullah Topcuoğlu, ‘Dünyevileşme Karşısında Değerlerimiz’ i - Prof. Dr. Ejder Okumuş tarafından bütün yönleri ile ele alınarak, tebliğlerini sunmuşlardır.

‘Değerler Ve Dünyevileşme’ konu başlıklı ikinci oturumun Başkanlığını Prof. Dr. Saim Kılavuz yapmıştır. ‘Değerler Eğitimi Ve Dünyevileşme’ - Dr. Öğr. Üyesi M. Esat Altıntaş, ‘Cinsiyet Rollerinin Değişimi Ve Dünyevileşme’ – Sema Maraşlı, ‘Değerler Aşınması Ve Dünyevileşme’- Prof. Dr. B. Ali Çetinkaya, ‘Aile Ve Dünyevileşme’- Prof. Dr. Saffet Köse tarafından bütün yönleri ile ele alınarak, tebliğler sunulmuştur.

“Gündelik Hayat Ve Dünyevileşme” konu başlıklı üçüncü oturumun Başkanlığını Prof. Dr. M. Emin Ay yapmıştır. ‘Toplumsal Değişim, Dünyevileşme Ve Hukuk’- Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Akman, ‘Ekonomik Hayat Ve Dünyevileşme’ – Dr. Öğr. Üyesi Mustafa özel, ‘Sosyal Hayat Ve Dünyevileşme’- Prof. Dr. Tevfik Yücedoğru, ‘Dünyevileşme Ve Münzevileşme Arasında Hayat’- Prof. Dr. Kudret Bülbül tarafından ele alınarak, tebliğlerini sunmuşlardır.

"Sivil Toplum Ve Dünyevileşme " konu başlıklı dördüncü ve son oturumun Başkanlığını Prof. Dr. Birol Akgün yapmıştır. ‘Dünyevileşme karşısında STK’lar’- Prof. Dr. Önder Kutlu, ‘Dünyevileşen STK’lar’- Prof. Dr. Ali Akmaz,  ‘Dünyevileşme Karşısında Din Hizmeti Veren Kurumlar’- Prof.Dr. Mefail Hızlı, ‘Sekülerizmin Hastalıkları Ve Tedavisi’- Prof. Dr. Nevzat Tarhan tarafından ayrıntılı bir şekilde masaya yatırılıp ele alınarak, tebliğler sunulmuştur.

‘Sivil Toplum Ve Dünyevileşme’ ana başlığı altında dört oturum şeklinde gerçekleştirilen toplantılarda toplam 16 adet tebliğ sunulmuştur. Mutat olduğu usulle, sunumlardan hemen sonra gerek soru ve değerlendirmeler yoluyla, gerekse istişarî mahiyette ve yüz yüze görüşmeler aracılığıyla katılımcıların karşılıklı fikir alışverişinde bulunmaları sağlanmıştır. Hakikaten her yönüyle doyurucu, kaliteli güzel bir program gerçekleştirilmiştir.

Ayrıca, “Sivil Toplum İstişare” toplantılarında, ülkemizin farklı bölgelerinden Toplantıya iştirak eden kuruluş temsilcileri sivil toplum ve ülke meselelerini tartışıp, görüş alışverişinde bulunmakla kalmamış, işbirliği imkânları husussunda somut önerilerde bulunulmuştur. Toplantılar tamamlandıktan sonra Kültür gezisi gerçekleştirilmiştir. Bu vesile ile Osman Gazi, Orhan Gazi Türbeleri, Emir Sultan Türbe Ve Camii, Ulu Cami v.b. önemli olan tarihi, kültürel zenginliklerini ziyaret etme imkânına sahip olduk. Sonuç bildirgesinin okunması sonrası program sona ermiştir.

15. UFUK TURU SONUÇ BİLDİRGESİ
            15. Ufuk Turu Toplantıları neticesinde aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir:
  1. İnsanlığı ve toplumumuzu derinden etkileyen dünyevileşme hastalığı insanımızda ebediliği bu dünyada arama ve geçici dünyayı amaç olarak görerek, kalbine yerleştirmek suretiyle dünya-ahiret dengesini yanlış bir düzlemde ele alma sonucunu doğurmaktadır. Böylece, asli sorumlulukların ihmali ile ebedi mutluluk fikrindeki ilahi mesajın yanlış okunması problemi ortaya çıkmaktadır.
  2. Modernleşme ve dünyevileşme bireyselleşmeyi doğurmakta, bu durumda ise anlam kodlarımızdan uzaklaşmamızın önü açılmakta, toplumsal suçların artmasına, şiddetin kurumsallaşmasına, yaratanına ve topluma karşı nankörlüğün yaygınlaşmasına sebebiyet vermektedir. Böylece insanımız ibadetleri ve temel dini ritüelleri dünyevi kelime ve kavramlarla açıklama garabetine düşmektedir. Böylece ihlasın kaybolduğu, gösterişin yaygınlaştığı ve ilahi emre muhatap bireyin silikleştiği bir vasat doğmaktadır.
  3. Kendisini dünyanın merkezinde gören birey dünyevileşmenin sorumlusudur. Ancak bu sorumluluk münferit değil, çok aktörlü bir olaydır. Kendini beğenen, her yaptığının doğru olduğunu düşünen fert değerleri ve geleneği bozmaktadır. Kendi ürettiğinin esiri olan, kendi doğrularını kendi üreten ve kendi dışındakileri yok sayan insan anlayışının değiştirilmesi için toplum olarak planlı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
  4. Dünyevileşme hastalığını da üretmekte olan sekülerleşme, birileri tarafından Batılılaşma ve modernleşme için ön şart olarak sunulmakta, dünyevileşirken sosyal ve siyasi kurumlarımızın dinden ve değerlerimizden uzaklaştırılması sonucunu doğurmaktadır. Sekülerleşme sürecinde medya, eğitim sistemi, ekonomik koşullar, toplum algısının değişmesi ve dini kurumların etkisini yitirmesi gibi faktörle etkili olmaktadır.
  5. Temel ve değişmez metinlerimiz olan Kuran ve Sünnet bizlere hayatımızda ölçülü olmayı, aşırılığa kaçmadan iki dünyaya ait sorumluluklarımızı yerine getirmeyi emretmektedir. Madde-mana ilişkisini kurma aşamasında, hayatımızın tanzimi safhasında ve kamusal süreçlerin düzenlenmesi esnasında bu ilahi ve hassas dengenin mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
  6. Dünyevileşmenin ana sebepleri arasında sayılması gereken materyalistleşme ulusal ve küresel etkenlere dayanmaktadır. Küresel düzeyde haksızlıkların ve soygun düzenin yaygınlaşması yapay tüketim ilişkilerinin belirmesine neden olmaktadır. ‘Tüketim odaklı üretim’ ve ‘üretim merkezli soygun’ sistemi geniş kitlelerin psikolojilerinin bozularak yapay tüketim kalıplarının üremesine yol açmaktadır. Böylece, ekonomik çarpıklıkların giderilmesinde sağlam ilişki seviyelerinin tesisi gerekli hale gelmektedir.
  7. Değerlerimizin ve geleneklerimizin sorgulanır hale gelmesi, toplum nezdinde erozyona uğraması toplum bileşenlerimizi bozmuş, dengelerimiz tersyüz olmuştur. Oysaki toplumsal düzenin bozulması buna bağlı diğer tüm düzenleri mecrasından çıkarmakta, telafisi mümkün olmayan sonuçlara sebebiyet vermektedir. Bu durumda dinini ve değerlerini asgari seviyede pratiğe döken, ‘Minimal Müslüman’ tipi yaygınlaşmaktadır. Dengelerin berhava olduğu bu düzlemde helal-haram duyarlılığı kaybolmakta, meşruiyet çizgisi geçerliliğini yitirmektedir. Böylece, aile içi ilişkiler bozulmakta, fertler ailenin önüne geçmekte, ortak fayda ve payda değersizleştirilmektedir. Bu anlamda geleneksel otoritenin yeniden tesisi ve aile fertlerinin asli ve fıtri sorumluluklarına geri dönmelerinin yolu mutlaka açılmalıdır.
  8. Öte yandan; gelenek ve toplumsal tecrübemizde geniş yer tutan iyi uygulamalarımız bizlere umut ışığı vermekte, özellikle 15 Temmuz şanlı direnişini de doğuran toplumsal ruh hali yeniden gün yüzüne çıkmaktadır. Değişimi ve gelişimi sağlayacak nüve milletimizin derin vicdanında mevcuttur. Her şeye rağmen toplumsal reflekslerimiz ve yardımlaşma kültürümüz varlığını devam ettirmekte, yakın coğrafyamızdaki milletler başta olmak üzere tüm mazlum toplumlara çare olma durumumuz sürmektedir.
  9. Dünyevileşmenin ilacı, içe kapanma değil, doğru alanlara yönelmedir. Bu durumda münzevileşme gibi bir alternatifimiz de bulunmamaktadır; temel anlam kodlarımıza yönelmekten başka çare yoktur. Dönemin ruhuna uygun hareket ve içe kapanan yerine küresel sisteme değer sunan bir medeniyetin ihyası için çaba gerekmektedir.
  10. Sivil Toplum kuruluşlarımız, toplumsal sorumluluk bilinci içinde, çalışmalarını sürdürdüğü durumlarda dünyevileşmeye karşı panzehir oluşturabilirler. Sivil olmak fıtri olana dönmeyi, hak ve adalet temelli çalışma yürütmeyi ve topluma yönelik faydalı işler yapmayı gerektirir. Türkiye’de sivil toplum gelişmekte, sorumluluklarını yerine getirmek için derin bir çaba içerisine girmektedir. Sadece üyeleri için değil, tüm topluma yönelik çalışma yürütmesi sivil toplumu gelişmesi gereken bir alan haline getirmektedir.
  11. Dünyevileşmenin bertaraf edilmesinde dini hizmet veren resmi ve özel kuruluşlara büyük sorumluluklar düşmektedir. Toplumun tüm üyelerine ulaşabilme potansiyeli bulunan bu kişi ve kuruluşlar hâlihazırdaki ilke ve süreçlerini gözden geçirmek durumundadırlar. Din dilinin tehdit içermemesi, sevdirme ve kolaylaştırma yoluyla yaygın etkisini genelleştirme imkânına sahip olması dünyevileşmeye karşı düşünülebilecek adımlar arasındadır.
  12. Yasal mevzuatımızda mevcut bulunan dünyevileşme pratiklerinin acilen ve kökten biçimde gözden geçirilmesi elzemdir. Aile, kadın, genç ve çocuk asli fonksiyonlarına döndürülmeli, bu aktörlerin ‘birlik ve beraberlik içinde uyumu’ acilen sağlanmalıdır. İthal yasa ve düzenlemelerle toplumumuz sulh ve sükûna kavuşamayacağı gibi, aile ve üyeleri sadece yasal düzenlemelerle de korunamaz. İnsanımızın vicdanına ve inancına hak merkezli yaklaşımlar yerleştirilmedikçe sorun çözülemez.
  13. Son dönemlerde Milli Eğitim sistemimizde yürütülen öze dönüş kabilinden yararlı çalışmaların artarak devam etmesi bir zorunluluktur. Üzülerek ifade etmemiz gerekiyor ki, ilk ve orta öğretim müfredatı uzun yıllar boyunca değer-odaklı bir yaklaşımla tespit edilmemiş, toplumumuza ve değerlerimize aykırı uygulamalar, dünyevileşen ve bağlamından uzaklaşan toplum kesimlerinin doğmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Eğitim sisteminde yapılacak köklü bir reform sayesinde mutsuz, yalnız, zevk peşinde koşan, ahlaki erdemlerden yoksun ve bencil birey fikri bertaraf edilebilecektir. İyiliği çoğaltmaya çalışan, maddi ilerlemenin getireceği yükleri bilen ve manevi kalkınmayı hedefleyen bir toplum tasavvuru ana hedefimiz olmalıdır.
     Bu vesile ile, katılımcı sivil toplum kuruluşları ve üyeleri olarak bizler; toplumumuzu ‘dünyevileştirmek’ üzere harekete geçtiğini gördüğümüz birtakım iç ve dış mihrakların oyunlarını bozmak, asli kaynaklarımıza dönmek ve bizlerle inançlarımız arasına engeller koymaya çalışanlara karşı çıkmak ve din ve değerlerimizin hak ettikleri yere gelmeleri için üzerimize düşeni yapmakta kararlı olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz.  
     Sivil Toplum Ve Dünyevileşme’ Bursa 15. Ufuk Turu Toplantılarının düzenlenmesinde emeği geçen, başta Konya STK Platformu Başkanı Muhsin Görgülügil olmak üzere, O’nun şahsın da Yönetim kuruluna, destek veren bütün kamu kurumlarının yetkililerine, katılımcılara, Üstad Cengiz Numanoğlu’na, bizleri yalnız bırakmayan samimi güzel insan Bursa/Yıldırım Kaymakamı hemşehrimiz Mehmet Aydın’a  ve emeği geçen bütün kardeşlerimize kalb-i şükranlarımı sunuyorum. Rabbimiz, Razı olsun. Daha nice uzun yıllar Ufuk Turu Programlarında buluşmak dileği ile sıhhat ve afiyetler dilerim.
     omerlutfiersoz@gmail.com
 

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English