"Ey yiğit! Yazgıya bahane bulma, yükleme kendi suçunu başkasına. Suçunu gör; dönüp etrafında kendinin. Kendindendir, gölgenden değil çektiklerin. Ne yaptın da sana dönüşünü görmedin? Ne ektin de ektiğini biçmedin? Eylemlerin ruhundan ve bedeninden doğar. Çocuğun gibi sonra gelip, eteğinden tutar.
”Mevlana
Müsilaj; bu sene telaffuz ettiğimiz, sözcüklerimize giren ve bol bol kullandığımız bir kelime. Deniz salyası olarak bilinen organizmaların Marmara kıyılarını hızla ele geçirişi hepimizi panikletip , üzdü.İnsan evladının doğaya verdiği zararın en üst seviyelere çıktığı , küresel boyutta iklim değişikliklerine sebebiyet verdiği bu yıllar; bizim eserimiz.Trafikte seyir halindeyim; öndeki arabanın camından kocaman bir peçete parçası içinde kuruyemiş kabukları caddeye savruluyor, hatta bir kısmı benim aracımın camına kadar uçuşuyor. Hep merak ediyorum; bu insanlar evlerindeki çöpü de bu şekilde halılarına, odalarına atarak mı yaşıyorlar acaba?.
Piknik; halkımızın en kendine özgü, eğlenceli, doğa ile bütünleştiği, ferahladığı kültürüdür. Seveni de çoktur. Özellikle apartman, site içerisinde bir yaşamınız varsa; bir su kenarı, bir orman içi, bir ağaç altı yorgunluklarınızı azaltma adına bulduğunuz güzel bir kaçıştır. Fakat eğer doğaya hiçbir canlının veremeyeceği kadar büyük bir zarar verip, atık maddelerini , çöplerini sağa sola savurup ayrıldıysan piknikten bu kendine ve insanlığa yaptığın en büyük nankörlük. Doğada milyonlarca yılda ancak kaybolacağını bildiğin halde; denizleri, nefes aldığın atmosferi, yaşadığın karayı plastik ve atık madde cehennemi eylemek insanın marifeti…
İklim değişikliğine bağlı olarak denizlerimizde oluşan durgunluk ve sıcaklığın mevsim normallerinden 2-3 derece yüksek olması müsilaja zaten uygun bir zemin oluşturmuşken; bir de azot ve fosfor seviyesini artıran atık maddeleri denize salmak, atmak nasıl bir akıl tutulması?.Müsilaj ; deniz suyu İle atmosferin bağlantısını kestiği için su altındaki oksijenin azalmasına sebep oluyor. Bu da deniz altındaki onlarca canlı türünün; midyelerin, mercanların, süngerlerin ölümüne…
Acil eylem planı olarak görüldüğü halde; Kağıthane yakınında bulunan Silahtarağa ileri biyolojik arıtma tesisinin yapımını sadece siyasi düşünceleri ile muhalefet olma adına engellemek ve bunu "temel atmama töreni” adı altında, alay ederek basın karşısında sorumlu olduğu şehir halkına açıklamak, maalesef trajedinin son perdesi.
Gereksiz görülen arıtma tesisinin İptali ile Ege denizine doğru plajları kaplayan ve denizciliğe, turizme, çevreye ve en önemlisi yaşama zarar veren Müsilaj…İnsan; günü kurtarma adına anlık zevkleri, siyasi düşünceleri ile geleceğini, neslini ve hayallerini yok edebilen bir varlık . Tüm yapıp ettiklerine rağmen sonuca bakıp” Çevremiz elden gidiyor, küresel kirlilik var, iklim değişikliği oluyor” nutukları atmak da en sık kullandığımız bahane.Hepimiz tek tek tüm bahanelerin sorumluluğunu almalı ve çevremize verebileceği tüm faydaları sunarak, aktif olarak onunla barışmalıyız…