Son Dakika Haberler

Ali Günaydın

Ali Günaydın

​Allah sabredenlerle beraberdir

18 Mayıs 2018
Yüce Rabbimizin lütfu-keremiyle yeni bir Kur’ân ve rahmet ayı ramazanı şerif içinde bulunuyoruz. Ramazan aynı zamanda sabır ayıdır. Sabır ise olaylara karşı bilinçli direnç göstermektir.
Kutlu Nebî (AS)’ın bildirdiğine göre: Oruç  sabrın yarısıdır. (Tirmizî, Deavât, 86)
Müslümanlar Kur’ân ve sünnete tam manasıyla uymayıp, birbirleriyle uğraşmalarının sonucu olarak zayıfladılar, parçalandılar ve kafirin küfrüne, zalimin zulmüne maruz kaldılar. Netice hep gözyaşı, feryadü figanlar hayatımızın bir parçası oldu.
Allâh’ın lanetlediği millet olan İsrailoğulları başta olmak üzere kafirler topluluğu özellikle Müslüman aleminin inandığı mübarek gün ve zaman dilimlerinde saldırılarda bulunmakta, masumların kanına girmektedirler.
Siyonist ve Haçlı saldırılarının sonucu katledilen, sakat kalan, yerinden yurdundan olan mazlumların feryatlarına bakarak hiçbir şer yapamamanın verdiği sıkıntı ile kahroluyoruz. Şimdilik elimizden gelen dua etmek ve maddi yardımda bulunmak. Böylece aç ölmek yerine hiç değilse tok ölürler diye de teselli bulmaya çalışıyoruz. Esasen kalplerimiz katılaştı. Çünkü lüks hayata alıştık. Samimi değiliz. Herkes kendi fırkasını din kabul etmiş, birbirini yok etme çabasında. Tam da kafirin arzuladığı şekilde birbirimizle uğraşıyoruz. Katliamlar karşısında da hamasetten başka bir şey yapamıyoruz.
Yine ramazan ayı ve Siyonist İsrail katliamı. Karşılığında hiçbir şey yapamayan İslam alemi. Gerçi bir şeyi çok iyi yapıyor Siyonizm’in itleri. O da Müslümanların zihinlerini bulandırmak. Neymiş efendim? Hilal görülmemiş de… İşte ancak bu fitneleri üretir kişiliksiz karaktersiz kukla yönetici krallar-emirler vs. Halbuki Astronomik hesaplar hiç şüphe bırakmayacak derecede kesindir. Ay-Güneş tutulmaları aylarca hatta senelerce öncesinden haber veriliyor ve tam zamanında olay gerçekleşiyor. Rü’yet meselesi artık mesele olmaktan çıkıp sıradanlaşmıştır. Ancak Müslümana hiçbir hayrı dokunmayanların bu tür fesatlarına karşı koymak da ehli ilmin görevidir. Şer üretmekten başka özelliği olmayanlara fırsat verilmemelidir. İbadeti kabul edecek olan Allâh’tır. Mü’mine düşen tam bir teslimiyetle ona yönelmektir.
Kur’ân’ın hükümleri doğrultusunda hiçbir şey yapmayıp kafirleri kahretmesini Allâh’tan beklemek ahmaklıktan başka bir şey değildir. Çünkü Allâh’ın (CC) böyle bir kuralı yoktur. Tedbirsiz tevekkülün sadece züğürt tesellisi olduğunu yaşayarak görüyoruz. Sabır anlayışımızı da zilletimize yakışır şekilde “KATLANMAK” diye geçiştiriyoruz. Halbuki dinimizin talim buyurduğu sabır belalara karşı bilinç ve şuurla karşı koymak, direnmektir. Allâh’ın (CC) kendileriyle beraber olduğını zikrettiği sabır da budur.
“Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allâh’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allâh sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 2/153)
Sabırla birlikte namazın zikredilmiş olması çok önemlidir. Çünkü namaz, nefsi emmâre ve şeytana karşı direnç göstererek Allâh’a kulluğu öncelemektir. Tam samimiyetle kılınan namaz kişiyi kötülüklerden alıkoyacağı için o kişi şeytana fırsat vermez. Gönül huzuru içersinde başarılı işler çıkarır. Belki farkında olmadan Allâh’ın yardımıyla başkalarının gıpta ettiği kamil mü’min olur.
Sabır, peygamberlerin yolu olduğu için mü’minlere muazzam bir rehberliği teşkil eder. Peygamberler tebliğlerinde hep sabırla başarıya ulaşmışlardır.
Ümmet olarak zamanımızda İsrail başta olmak üzere bütün zalimlere kahhâriyeler  düzerken, onların silahlarıyla hatta daha üstün güç elde etmek için de sabırla çalışmak ve üretmek gerekir. Hem bu husus Allâh’ın (CC) Müslümanlara mutlak emridir. Yoksa dualarımız hep eksik kalacak demektir.
“(Ey Muhammed! Bizim adımıza de ki, Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar için, (âhirette) bir iyilik vardır. Allâh’ın yeryüzü geniştir. Sabredenlere mükafatlarıelbette hesapsız olarak verilecektir.” (Zümer, 39/10)
Sabırla ilim tahsili, ibadet etmek, çalışmak-üretmek mü’mini her zaman güçlü kılacaktır. Bütün kötülüklerin temelinde cehalet ve aceleciliğin olduğu düşünüldüğünde, sabrın sonunun selamet olduğu çok daha iyi anlaşılmaktadır.
Sabır, olgunluğun-kemalata ermenin de hayatta yer bulmasıdır.
Sabır, her daim insanı huzurlu kılarken, acelecilik sürekli sıkıntıyı beslemektedir.
Allâh (cc) cümlemiz ve tüm ehli İslam’a, kendileriyle beraber olacağı          “SABÛR” kullarından olmayı ihsan eylesin.

 

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English