TUNUS (AA) - LEİLA THABTİ - Tunus'ta adını ülkenin kurucusu ve ilk devlet başkanı Habib Burgiba'dan alan başkentin ünlü caddesinde seyyar fotoğrafçılık yapan Muhammed Amca, 30 yıldır tarihe tanıklık ediyor.
Habib Burgiba Caddesi'nin simgelerinden biri haline gelen seyyar fotoğrafçıyı çevrede tanımayan yok. "Muhammed Amca" olarak bilinen 70'li yaşlarındaki emektar fotoğrafçı, yıllardır bu tarihi caddede ekmek parasını çıkarmak için çalışıyor.
Turistlerin, gelip geçenlerin fotoğraflarını çeken Muhammed Amca, başkentteki gündelik hayatın yanı sıra içinde yer aldığı toplumsal olayları ve tarihi gelişmeleri de elinden düşürmediği makinesiyle belgeliyor.
Muhammed Amca, ömrünü geçirdiği bu caddede nelere tanık olduğunu AA muhabirine anlatmaya başlarken, önce hafızasını yoklar gibi elindeki fotoğraf makinesini kurcalıyor ve dilinden "Bu caddede nelerin yaşandığını ve yaşanacağını ancak Allah bilir." sözleri dökülüyor.
- Devrimin yaklaştığını gördü
Tunus, bölgede Arap Baharı diye bilinen toplumsal hareketlerin başladığı ülke. Tunus tarihinin dönüm noktalarından altı yıl önceki devrim sürecinde yaşananlar da Muhammed Amca'nın tanıklık ettiği toplumsal olayların başında geliyor.
Yıllardır fotoğrafçılık yaptığı caddede hiçbir ayrıntının gözünden kaçmadığını söyleyen Muhammed Amca, toplumsal hareketliliğin ve öfkenin yükselmesiyle devrimin yaklaştığını da hissettiğini belirtti.
Tarihin tanığı deneyimli fotoğrafçı, devrimden bir gün öncesine dair hatırladıklarını ise şöyle anlattı:
"Rejime karşı sokağa inen insan selini engellemek için 13 Ocak'ta Zeynel Abidin bin Ali yandaşları gösteriler düzenlerken, güvenlik güçleri de öfkeli kalabalıklara karşı göz yaşartıcı gaz kullanıyordu. Hatta gösterilerin önüne geçmek için kararlı olan güvenlik güçleri, gerçek mermi kullanarak halkın üzerine ateş açtı."
Muhammed Amca, devrim sırasında uzun yıllardır süren "zulme" ve "özgürlüklere yönelik ihlallere" karşı öfke dolu gözlere şahit olduğunu ifade ederken 23 yıllık Bin Ali iktidarının yıkıldığı 14 Ocak 2011 tarihine ilişkin bir pişmanlığından söz etti:
"Gösteriler şiddet olaylarına dönüşür endişesiyle o gün yanıma fotoğraf makinemi alamadım. Bu nedenle o anları kayıt altına alamadığımdan dolayı çok üzgünüm."
- Teknoloji gelişti, işler azaldı
Devrimin üzerinden altı yıl geçmesine rağmen birçok Tunuslu gibi Muhammed Amca da ülkede fazla bir değişiklik olmadığı görüşünde. Hatta son dönemde yoksulluğun daha çok arttığını gözlemlediğini kaydeden Muhammed Amca, "Bu caddede artık geceleri kaldırımlarda yatan çok sayıda dilenci görüyorum." dedi.
Geçen zaman yaşlı fotoğrafçı için ayrı bir şikayetçi konusu. Teknolojinin ilerlemesiyle kazancının azaldığını dile getiren Muhammed Amca, şunları söyledi:
"10 yıl önce yani kameralı telefonlar ve dijital makineler piyasaya çıkmadan önce çok iyi iş yapardık, çok sayıda müşterimiz olurdu. Ancak bugünlerde durum tamamen değişti. Günde iki müşteri bulmakta zorlanıyoruz. Ellerindeki akıllı telefonlar sayesinde bize ihtiyaçları kalmadı. Teknolojinin gelişmesiyle müşterilerimizi kaybetmemize rağmen hala 1,5 dolar ücret karşılığında basılı hatıra fotoğrafı çektirmek isteyenler için bu işi sürdürüyoruz."
Habib Burgiba Caddesi'nin seyyar fotoğrafçısı Muhammed Amca, her şeye rağmen yaptığı işten gurur duyduğunu vurguladı.
Uzun yılların deneyimiyle bu işe yeni başlayanlara göre teknik bilgisinin daha çok olduğunu belirten emektar fotoğrafçı, bazı müşterilerinin özel günlerini ebedileştirmek için de kendisini çağırdığını dile getirdi.
Yıllar içinde bazı prensipler edindiğini ve en önemlisinin insanlarla güven ve saygıya dayalı bir ilişki kurmak olduğunu kaydeden Muhammed Amca, sözlerini şöyle tamamladı:
"Müşteriye karşı çok sabırlı oluyorum. Fotoğraf makinemi elimde tutarak herkesi güler yüzle karşılıyorum ve fotoğraf çekmesi için kimseye baskı yapmıyorum. Beni çağıran müşteriye de tebessüm ederek gönlünü almaya çalışıyorum. Bazı insanlar, fotoğraflarının başkasının eline düşmesini istemiyor. Bu nedenle müşteriye fotoğrafını verdikten sonra yanımdakileri siliyorum. Aslında benimle müşterilerim arasında yıllardan beri var olan güvenin kaynağı da budur. Benim sürekli bulunduğum mekan ise İbn-i Haldun heykelinin içinde yer aldığı küçük parktır."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
