“Mutfağa başladığınızda önce yöreyi, bölgeyi tanıyın. Bölgenin zenginliklerine farklı yorumlar katarak misafirlerinize sunun” diyen Bölük, Yaşayan Mutfağın buradan esinlendiğini dile getirdi.
Patenti kendisinde olan Yaşayan Mutfağı hayatı resmetmek olarak tanımlayan Bölük, yaşayan mutfak kapsamında misafirlerle neler yaptıklarını örneklerle açıkladı. “Saat 8.30’da misafirlerle bir köy kahvaltısı yapıyoruz. Saat 10.30’da Bodrum’un en büyük yöresel pazarına gidip orada misafirlere akşam yemeği için alışveriş yaparken aynı zamanda misafirlere tezgahları ve yöreye özgü ürünleri tanıtıyoruz. Misafirlerin burası çok ilgisini çekiyor burada bir buçuk saat vakit geçiriyoruz. 12.30’da seraya gidip sebze topluyoruz. Serada köylünün evinde yayık ayranı yapılıyor ve misafirlere ikram ediliyor. Orada köylünün yaşantısını görüyorlar. Saat 13.00’te zeytinyağı fabrikasına gidiyoruz. Burada zeytinyağı dalından sofraya gelene kadar hangi aşamalardan geçiyor gösteriyoruz. Fabrikada küçük eski bir evde odun ateşinde gözleme yapılıyor ve semaverde çayla beraber ikram ediliyor. Akşam 19.30’da akşam yemeğini pazardan aldığımız ürünlerle misafirlerle birlikte yapıyoruz.” diyen Bölük, böyle bir gün geçirmekten yabancıların büyük keyif aldığını kaydetti. Yabancı bir misafirinin böyle bir gün geçirdikten sonra “Biz basından bildiğimiz ve çevremizdeki Türklerin yaşantısından gördüğümüz kadarıyla Türkiye’yi biliyorduk. Ama ben Türkiye’yi gerçek anlamıyla bugün tanıdım.” dediğini anlatan Bölük, Türkiye’nin ve Konya gibi pek çok ilin çok zengin mutfağının olduğunu vurguladı.
Program soru-cevap bölümünün ardından sonra erdi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.