İri bir kütüğü sabır, alın teri ve göz nuruyla bir sanat eserine dönüştüren Çiller usta, unutulmaya yüz tutan bu sanat dalını ölümsüzleştirenlerden biri olarak tarihe geçti.
Yaşamı boyunca, insanın doğar doğmaz beşiğinde ağaçla tanıştığını, ölümünde de yine ağaç bir tabut içinde dünyaya veda ettiğini hatıratında anlatan Çiller, 15 yaşında merak üzerine başladığı sanat dalında ürettiği yüzlerce eser bıraktı.
Unutulan ve yaşayan ustası bulunmayan bu sanatı yeniden dirilten merhum sanatçı, Konya'daki tarihi Alaaddin Camisi'nin içindeki örneklere bakarak bu sanatı yeniden ayağa kaldırdı.
Konya'daki Sahipata Camisi’nin kündekari kapısını ve Alaaddin Camisi minberini batı kısmındaki ufak kapısını nasıl yapıldığını günlerce inceledi.
Sanatı iyice hazmettikten sonra ilk kündekari eserini 1982'de Konya Cihanbeyli ilçesi Kütükkuşağı Köyü Camisi'nde uygulama imkanı buldu.
Çiller usta, geometrik şekiller halindeki ahşap parçalarının çivi ya da tutkal gibi malzemeler kullanmadan iç içe geçirilmesiyle yapılan bu sanatı yeniden canlandırmak için büyük emek verdi.
Kündekari tekniğiyle yaptığı eserler arasında, Ankara Kocatepe Camisi'nin kapıları, Tokyo Camisi'nin kapı başta olmak üzere çeşitli ahşap malzemeleri bulunuyor. Ayrıca, Amman'da, Ürdün Krallığı'nın Mescid-i Aksa'nın yanan minberinin yerine yine kündekari tekniğiyle yeniden bir başka minberin yapılması için yürüttüğü projede görev aldı.
Büyük usta, yapımı sabır gerektiren kündekari oldukça masraflı bir uğraş olmasına karşın mücadelesinden hiç vazgeçmedi ve insanlığa yüzlerce eseri kazandırdı.
Vefatıyla sanatı devam ettirecek önemli sayıda usta yetiştiren Çiller usta, kündekari sanatının devamına imkan sağladı.
Memleketi Konya'da 27 Ağustos'ta geçirdiği mide rahatsızlığı sonucu vefat eden Çiller usta için Tokyo Camisi, Berlin Camisi ve Amerika Diyanet Merkezi'nde eserlerinin bulunduğu üç kıtada mevlit okutuldu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
