"Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi tarafından 25 Eylül 2017 tarihinde yapılacak “Bağımsızlık Referandumu” bölgemiz için yeni bir kaos planıdır" diyen Görgülügil, "Başta Türkiye olmak üzere dünya devletleri tarafından karşı çıkılan bu bağımsızlık referandumunda ısrar edilmesi Türkiye’ye ve kadim kardeşliğimize zarar verecektir." açıklamasını yaptı.
Muhsin Görgülügil açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Dünyanın güçlü ülkeleri tarafından cesaretlendirilen bölgesel yönetim lideri, kendi kişisel hırs ve beklentileri uğruna bölgeyi ve İslam toprağını tehlikeye atmaktadır. Musul ve Kerkük yakın tarihte Türkiye’nin vilayeti olup, tapu kayıtları da bizdedir. Kerkük’ün, Musul’un, Süleymaniye’nin Telefer’in Tapu ve Nüfus kayıtlarının değiştirilmesi, göçlerle demografi ve etnisitiyle oynanması ve şimdi de bağımsızlık referandumuna gidilmesi, siyonist bir planla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.
Türkiye Irak’ın toprak bütünlüğünü savunarak, bölgenin uluslararası sömürgeci güçler tarafından parçalanmasına engel olmaya çalışmaktadır. Batılılar birleşirken, ABD birleşik devletken, sözde yeni bir devleti hayali, bir parçalama ve ayrıştırma operasyonudur. Ülkemiz içinde de ayni senaryo, terör örgü tleri tarafından uygulanmak istenmektedir. Türkiye ve İslam dünyası, İsrailvari devlet kurma peşinde olanların her zaman karşısında olacaktır.
İran- Irak savaşı, Körfez Savaşları, Mısır askeri cunta darbesi ve Suriye iç savaşı bölgeyi ve bölge insanlarını derinden sarsmıştır. Coğrafya tarihi ve sosyolojik bir kırılma yaşamaktadır. Bölgedeki tüm etnik ve mezhepten olan insanlar, barış ve refahı beklemektedirler. Bölgesel yönetimin bu şartlarda bir etnik yapı üzerinden kuracağı düzen bir zulüm düzeni olarak doğacaktır.
Adalet ve hakkaniyet prensibi ile hareket etmiş kadim dost ve dünya mazlumlarının ümidi Türkiye’nin sözleri dikkate alınmalıdır. Terör örgütleri ve onun hamisi olan güçlerin tuzağına düşmeden Irak ve Suriye’nin barışı için çalışılmalıdır.
“Arap Baharı”nın yakıp yıktığı İslam ülkelerinin yaraları kanarken, yeni bir sorunla İslam coğrafyasının cehenneme döneceğini göremeyenlerin gafletten uyanmaları için ne kadar daha Müslüman kanı akması gerekmektedir?
Arapların, Türkmenlerin, Farisilerin ve akli selim Kürt halkının kanları ve gözyaşları üzerinde devlet olmaya çalışanların niyetleri de akıbetleri de hayır değildir.
3000(üç bin) tır silah sahibi bir terör örgütü ile ayni safta olanlar, bir gün bu silahlarla esir edildiklerinde kurdukları devletin bayrağına sarılacak bir cenazeleri bile olamayabilir.
Türkiye’de yaşanan 15 Temmuz hain darbe girişimini planlayanlar ile Kuzey Irak’ta bağımsızlık referandumunu planlayanların ayni güçler olduğuna inanıyoruz. Türkiye’yi istikrarsızlaştıramayanlar, çevremizi istikrarsızlaştırarak tekrar Türkiye üzerine hesaplar yapmaktadırlar.
Mesele bölgede yeni bir devlet meselesi değildir. Böl, parçala, yut taktiği ile bölgenin zenginliklerinin bir yüzyıl daha batıya akıtılması meselesidir. Mesele İstanbul’un fethinin, Kudüs’ün fethinin hesabının sorulması ve İslam milletlerinin kardeşliğinin parçalanması meselesidir. Büyük İsrail projesine zemin hazırlanmaktadır.
Konya sivil toplum kuruluşları platformu olarak, Kuzey Irak’ta yapılacak bağımsızlık referandumunun bölgeye ve İslam dünyasına kaos getireceğinin hatırlatılmasını tarihi bir görev olarak görüyoruz. Bölgedeki tüm akli selim sahibi insanları ve sorumluluk makamında olanları bu uluslararası tuzağa düşmemeleri için uyarıyoruz. Türkiye’den gelen ses dost ve kardeş sesidir, dinlenilmesini ve uyulmasını bekliyoruz."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
