Son Dakika Haberler

Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Merkezi tarafından ‘Uzluk Ailesi ve Selçuklu Araştırmaları Merkezi’ isimli panel gerçekleştirildi.

“Konya için 3 aile çok önemli“
Panele Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mehmet Ali Hacıgökmen ve Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Sefer Solmaz’ın, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. 
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Demirci’nin moderatörlüğünü yaptığı panelde Kırıkkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yakup Şafak, Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yaşar Erdemir, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çıpan ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Arş. Gör. Neslihan Çıpan Uzluk ailesi ile ilgili sunumlarını gerçekleştirmek üzere katıldı. 

“UZLUK AİLESİNE VEFA BORCUMUZU ÖDEYEMEYİZ”

Panelin açılış konuşmasını yapan Selçuklu Araştırmaları Merkezi Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Sefer Solmaz, “Merkezimiz 30 küsür yıllık bir geçmişe sahip. Doktoram döneminde Konya’da bulamadığımız eserleri hep merkezin kütüphanesinde bulurduk. Bir süre merkez Mevlana Müze’sinin yanına taşındı. Daha sonra da şimdiki binamızda hizmet vermeye devam ediyor. Merkezimizin ‘Selçuk’ isimli dergisi ise 1986’dan itibaren çıkmaya başlamıştı. Şimdi yeniden yayın hayatına devam etmesi için çalışıyoruz. Selçuklu’nun payitahtı Konya’da Selçuk Üniversitesi’nin Selçuklu mirasına sahip çıkması boynunun borcudur. Dün merkezimizin ilk çalışmasını yaptık. Bugün de Selçuklu araştırmaları ve kütüphanesi dediğimizde aklımıza gelen ‘Uzluk Ailesi ve Selçuklu Araştırmaları Merkezi’ panelimizi gerçekleştireceğiz. Öğretim üyelerimiz bize Uzluk ailesini bütün yönleriyle anlatacaklar. Ailenin yaptığı çalışmaları araştırmacıların hizmetine sunmak bizim en önemli görevlerimizden biridir. Tüm bunları yapsak bile Uzluk ailesine vefa borcumuzu ödeyebileceğimizi düşünmüyorum. Ama en azından bir şükran nişanesi olarak bu çalışmaları yapmak ve sizlere tanıtmak, onların açtığı yoldan gelecekte Selçuklu tarihçilerini ve akademisyenlerini yetiştirmek için yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Selçuklu ile ilgili yapılan her araştırmaya kucak açan bir Rektörümüz olduğu için de kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Bu yüzden kendisine çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. 

 “KONYA İÇİN 3 AİLE ÇOK ÖNEMLİ”

Panelin moderatörlüğünü yapan Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Demirci, panelin açılışında, “İmparatorluk yıkılıp yerine Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zaman harf devrimi yaşanıyor ve tarihi mirasa yönelik de en hafif tabiriyle söylersek bir duyarsızlık, zaman zaman kasta varan bir imha hareketiyle karşı karşıya kalıyoruz. Türkiye’nin değişik yerlerinde biz bunların hikayelerini ve örneklerini biliyoruz. Bu dönemde Konya’da aslına üç tane aile çıktı. Bu aileler Konya için çok önemli. Bunlardan birincisi İbrahim Hakkı Konyalıdır. 18 tane şehir tarihi yazmıştır. Bir o kadar da arşiv ve bilgi toplamıştır. Bu bölgede kaybolmaya yüz tutmuş pek çok kitabenin envanterini çıkardı. Kütüphanesini maalesef Üsküdar Belediyesi’ne bağışladı. Belediye onun adına bir kütüphane kurdu ve çalışıyor şu an. Kütüphaneyi ziyaret ettiğinizde binlerce zarfla karşılaşırsınız ve bu da onun enerjisini size gösterir. Onun ortaya koyduğu belgeler şu an klasik haline gelmiştir. İkincisi İzzettin Koyunoğlu’dur. Koyunoğlu, demiryollarında çalışan bir memurdur aslında ama Türkiye’nin dört bir tarafını gezen bir arşivci bir koleksiyoncu ve bir yazma kitap takipçisidir. Bu insanlar Batılıların Anadolu’da antika kitap topladığı bir dönemde onlarla yarışırcasına pek çok yazmaya pek çok kıymetli esere ve kaybolmaya yüz tutmuş pek çok tarihi hitabeye sahip çıktı ve bu dünyadan göçerken de eserlerini Konya Büyükşehir Belediyesi’ne bağışladı ve şu anda kendi adıyla kurulan İzzettin Koyunoğlu müze ve kütüphanesinde sergileniyor. Üçüncüsü ise Uzluk ailesidir. Aslen Ereğlili olan ailede biri tabip biri mimar olarak iyi şartlarda okudular. İmkanları medeniyetimizin ve kültürümüzün mirasını korumaya, bir sonraki kuşakla tanıştırmayı amaçlamış bir aile. Kendisi tabip olmasına rağmen Feridun Nafiz Uzluk, tıp tarihi araştırmaları yanında Selçuklu tarihiyle ilgili de ciddi bir çabası ve araştırmaları vardır. Bu büyük kültür kurtarıcılarının hamilerinden Uzluk ailesini bugün anlatacağız. Bu merkezin kuruluşuna da dahil olan bir aile. Kendilerine ait bir daireyi bu merkezin hizmetinde kullanılmak üzere bahşetmişlerdir. Uzun yıllar o dairenin gelirleriyle merkezin çalışmaları karşılanmıştır. Bugün bu önemli aileyi panelistlerimizden dinleyeceğiz” dedi. 

Feridun Nafiz Uzluk’un hayat hikayesi ve Selçuk Üniversitesi’ndeki arşivleri hakkında bilgi veren Kırıkkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yakup Şafak, “Tıp camiasının önde gelenlerinden biri olan Prof. Dr. Feridun Nafiz Uzluk, yüksek mimar Şahabeddin Uzluk’un kardeşidir. Anneleri Hz. Mevlana’nın soyundan gelmektedir. Babaları ise Yemen’de şehit düşmüştür. Aldıkları Mevlevi terbiyesinin yanında ülkemizin o yıllarındaki kritik sürecine rağmen idealist memleket sevdalısı gençler olarak yetişmişlerdir. Öğrencilik yıllarında yazın hayatına atılmışlardır. Uzluk kardeşler mesleki çalışmalarının yanı sıra Türk kültürünü ve tarihini, sanatını, Hz. Mevlana ve Mevlevilik konularında pek çok ilmi faaliyette bulunmuşlar, konferanslar vermişler, kurslar düzenlemişlerdir. Tarihi binaların ve eserlerin korunması noktasında gayret göstermişlerdir” diye konuştu. 
Selçuk Üniversitesi’ndeki Uzluk arşivi hakkında da bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Şafak, “Uzluk arşivi Selçuk Üniversitesi’ne kazandırıldı.  Gelenler arasında defterler, müsvetteler, çeşitli evraklar, tarihi belgeler, fotoğraflar ve az sayıda yazma ve matbuu eser bulunuyordu. Valizler ve kolilerdeki karmakarışık toz içerisindeki eserleri elden geçirdik. Daha sonra Selçuklu Araştırmaları Merkezi’nin kampüse taşınmasıyla arşiv de taşındı” dedi.  

‘Şahabeddin Uzluk’un Sanat Tarihi Bakımından Çalışmalarının Değeri’ konusunda bilgi veren Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yaşar Erdemir, “Selçuklu Araştırmaları Merkezi’nin temeli rahmetli Yılmaz Öngel hocamın döneminde atıldı. Altyapısını oluşturdu. 1980 yılında Selçuk Üniversitesi’nde sanat tarihi bölümünün ilk kurucusu olan hocamızdır. İlk asistanı bendim. O zamanlar Konya’da Selçuklu sanatı, mimarisi ve kültürü aşkına Ankara’dan geldik. Hocam ilk defa Uzluklar ile tanışıp merkezin temelini oluşturan fedakar insandır. Feridun Nafiz Uzluk, doktor olmasının yanında özellikle Konya sevdalısı olan bir hocamızdır. Konya Eski Eserler Sevenler Derneği’nin de kurucusuydu. Konya’daki önemli tarihi yapılarla ilgili de kaydadeğer çabaları olmuştur” şeklinde konuştu. 
Daha sonra da Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çıpan ve Arş. Gör. Neslihan Çıpan da sunumlarını gerçekleştirdi. 

Kaynak:

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (0)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English