Tutuklu sanıklardan Ali Tokul, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
17-25 Aralık olaylarına kadar, bu yapının bir terör örgütü olduğunun bilinmediğini belirten Tokul, "Nasıl oluyor da 1995-1998 yılları arasında Konya'da yaptığım STV temsilciliği terör örgütü eylemi olarak değerlendiriliyor, anlayamıyorum. Ayrıca 2013'ten sonra yapıyla hiçbir bağlantım olmadığı sayın savcının da belirttiği bir durumdur." ifadelerini kullandı.
Tokul, 2010 yılına kadar yapı içinde zaman zaman özellikle medya kurumlarında çalıştığını, 2010 yılında istifa ederek, kendi şirketini kurduğunu vurgulayarak, örgütle hiçbir bağlantısının kalmadığını öne sürdü.
Yapıdan tamamen kendi isteğiyle ayrıldığını anlatan Tokul, şunları kaydetti:
“2010 yılından sonra bu yapı içinde hiçbir görev, sorumluluk ve fonksiyonum olmamıştır. Zaten buna ilişkin herhangi bir kanıt da yoktur. Hakkımda beyanda bulunan tanıklar, eyalet imamlığı yaptığım iddia edilen 1995-1997 yılları arasında Konya'da bulunmadıklarını, bu ifadelerinin duyumlara dayandığını belirttiler. Ayrıca bu tanıklar kendilerinden örgüt adına burs, kurban, himmet adı altında para istemediğimi, gazetecilik mesleğimi yaparken boş zamanlarımda sadece dini içerikli sohbetler yaptığımı, bu sohbetlerde siyaset yapmadığımı, devlet ve millet aleyhine bir söylemde bulunmadığımı da ifade etmişlerdir."
Tutuksuz sanıklardan Gazi Ö. de vatanını ve milletini seven bir iş adamı olduğunu, hiçbir zaman bir örgütsel faaliyette bulunmadığını öne sürdü.
Yurt dışı gezilerinin örgütsel faaliyet kapsamında olmadığını savunan Gazi Ö, "Bir fabrikamızın Kazakistan’da faaliyet göstermesi dolayısıyla, 18 yıl boyunca en az ayda bir kez Kazakistan'a giderim. Bu ziyaretlerim tamamen yaptığım ticari faaliyetlerle alakalıdır. Ayrıca örgütsel bir faaliyet olabileceği değerlendirilen Yemen gezisi de yasal çerçevede, dönemin önemli bürokratları, milletvekilleri ve iş adamlarının katıldığı bir seyahattir."
Gazi Ö, HTS kayıtlarının da örgütle bağlantılı kişilerle görüşmediğini ortaya koyduğunu ileri sürerek, "Ben hiçbir zaman bir örgüt üyesi olmadım. Zaten bahsi geçen kuruluşlarda görev aldığım 90'lı yıllarda ortada bir örgüt dahi yoktu. Ayrıca aile şirketimizin örgütün eylem faaliyetleri kapsamında kullanıldığına ilişkin suçlamanın hiçbir somut dayanağı yoktur. Şirketimizin örgütle hiçbir bağlantısı yoktur."
Duruşma, yarın devam edecek.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
