Kıdem tazminatına hak kazanmak için çalışılması gereken sürenin uzatılarak, kazanılan kıdemin düşürülmesi ve bir "Kıdem Tazminatı Fonu" kurulması gerektiğini kaydeden Özdebir, "Bu önerimize sendikaların karşı çıktığını da biliyoruz. Ancak, mevcut kıdem tazminatı uygulamasının çalışanlara yeterli güvenceyi sağlamadığı gibi iş barışını da olumsuz etkilediği açıktır. Buna rağmen işçi sendikaları, daha görüşmeler bile başlamadan kırmızı çizgiler öne sürerek çözümsüzlüğe zemin hazırlamışlardır" diye konuştu.
ASO olarak kıdem tazminatı konusunda her zaman yapıcı bir tutum sergilediklerine dikkati çeken Özdebir, sorunu çözmenin zamanının geldiğini, çünkü istihdamı artırmak için işe almanın ve işten çıkarmanın maliyetlerini düşürmek gerektiğini dile getirdi.
- "Kazanılan kıdemin çok azı alınabiliyor"
Özdebir, kıdem tazminatının reel sektör üzerinde ciddi bir yük oluşturduğunu vurgulayarak, "Kıdem tazminatı uygulaması, hem işgücü maliyetlerini yükselterek rekabet gücümüzü olumsuz etkilemekte hem de yeni işe almaları güçleştirerek işsizlikle mücadeleye engel olmaktadır. Öte yandan işçiye de beklenen faydayı sağlamamakta, birçok nedenle kazanılan kıdemin çok azı alınabilmektedir. İşçi işten ayrıldığında, hatası nedeniyle işten çıkarıldığında, iş yeri kapandığında kıdem tazminatı alamamaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
Konuyla ilgili, 2009 yılında Avusturya Modeli'ni önerdiklerini belirten Özdebir, bu modele göre kıdem tazminatının işçinin kendi adına açılacak bir hesapta toplandığını ve belirli kriterlere göre işçi tarafından çekilebildiğini söyledi. Anılan modelde işçinin, fonda biriken parasını bireysel emeklilikte olduğu gibi kendi belirlediği alanlarda değerlendirebildiğine işaret eden Özdebir, "Bu önerimizi bir kez daha kamuoyunun gündemine getiriyoruz" ifadesini kullandı.
Özdebir, gelinen noktada konunun tüm taraflarından popülizmden uzak ve dünya gerçeklerine uygun bir yaklaşım beklediklerini de sözlerine ekledi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
