Son Dakika Haberler

Bu haberi daha sonra okumak için kaydedebilir ve sağ üst köşedeki butona basarak haberi okuyabilirsiniz!

"Hizbullah'ın Devrim Muhafızları ya da Haşdi Şabi'ye dönüşmesinden korkuyoruz"

-Lübnanlı uzmanlar, son günlerde yeniden tartışma konusu olan Hizbullah'ın silahlı gücünün meşrulaştırılmasının, grubu İran'daki devrim muhafızları ya da Irak'taki Haşdi Şabi'ye benzer bir örgüte dönüştürebileceği endişesini taşıyor

Anadolu Ajansı haberine göre;
BEYRUT (AA) - FURKAN GÜLDEMİR/ENES KANLI - Lübnanlı uzmanlar, son günlerde yeniden tartışma konusu olan Hizbullah'ın silahlı gücünün meşrulaştırılmasının grubu İran'daki devrim muhafızları ya da Irak'taki Haşdi Şabi'ye benzer bir örgüte dönüştürebileceği endişesini taşıyor.

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın bir televizyon kanalına verdiği mülakatta Hizbullah'ın silahlarına sahip çıkması ve örgütün silahlarının Lübnan'a tehdit oluşturmadığını söylemesi ülkede hareketin askeri yapısı ve Suriye'deki varlığıyla ilgili tartışmayı yeniden alevlendirdi.

Başbakan Saad Hariri ise iki gün önceki konuşmasında Hizbullah'ın silahlarının meşruiyetini sorgulayarak, bu silahların ve Hizbullah'ın askeri varlığının Lübnan'a tehdit oluşturduğunu söyledi.

Ülkede "Hizbullah'ın askeri gücü ve siyaseti bu güçle dizayn etmesi" tartışmalarına Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Özel Temsilcisi Sigrid Kaag'da dahil oldu. Kaag, "BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 nolu kararında Lübnan'daki bütün grupların silahtan arındırılması çağrısını" yaptığı açıklamayla tekrar hatırlattı.

AA muhabirine konuyla ilgili konuşan Lübnan'daki Değişim Hareketi Lideri Elie Mahfuz, Hizbullah'ın silahları mevzusunun Lübnan'da sadece bir gün değil uzun süredir tartışma konusu olduğunu belirterek, "Diyalog görüşmeleri, (Lübnan'daki siyasi partiler arasında bir süredir devam eden ve siyasilerin bir masada toplanmasını amaçlayan diyalog görüşmeleri) başladığında esas mesele devlet kontrolü dışında kalan silahlar (Hizbullah'ın silahları) meselesiydi. Bu masada yer alan Hizbullah temsilcileri ve müttefikleri bu silahların da getirdiği baskıyla karşı grubu (14 Mart Bloğu) birden fazla taviz vermeye zorladı. Bugün Hizbullah'ın silahlarını savunanlara şunu hatırlatmak isterim ki bu grubun 5 üyesi uluslararası mahkeme önünde Refik Hariri suikastında sanık sandalyesinde." değerlendirmesinde bulundu.

Mahfuz, "Hizbullah'ın silahlarının meşrulaştırılmasıyla grubun İran'daki devrim muhafızları ya da Irak'taki Haşdi Şabi'ye dönüşmesinden endişe duyuyorum. Bunun için yapılması gereken 14 Mart Hareketi içindeki grupların bir araya gelerek saflarını sıklaştırması. Çünkü idari boşluk doğduğunda Hizbullah bunu derhal suistimal ediyor." ifadelerini kullandı.

Çözümün sürekli olarak Hizbullah karşıtı tarafın tavizleri ve Hizbullah'ın masadan istediğini alarak kalkmasıyla sağlandığına değinen Mahfuz, "Lübnanlı liderler egemenlik rollerinden vazgeçtiğinde uluslararası toplumdan Lübnan'a bu konuda yardım etmesini beklemek hata olur. İçeride ortak bir tavır sergilendiği zaman uluslararası toplumdan yardım isteyebiliriz." dedi.

Siyasi uzman ve yazar Johnny Munir ise "Hizbullah'ın silahlarının her zaman tartışma konusu olduğunu" hatırlatarak, "Bu sefer farklı olan ilk defa bir Lübnan Cumhurbaşkanı'nın (Mişel Avn) Hizbullah'ın silahlarına açıklamalarıyla onay vermesidir. Ancak uluslararası toplum ise bu açıklamalara başından beri geleneksel tavrıyla cevap vermiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Avn'ın Hizbullah açıklamalarını değerlendiren Munir, "ABD'nin, Hizbullah'ın silahlarına ilişkin önce Suriye ve sonrasında Lübnan'da bir baskı oluşturma niyeti olduğunu varsayan Avn, buna önlem olarak bu beyanlarda bulunmuş olabilir. Dışarıdan bakıldığında, Rusya, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov aracılığıyla, Suriye'de Beşşar Esed rejiminin Hizbullah'ın silahlarına ihtiyaç duyduğunu dile getiriyor. İçeride ise Avn aynı şekilde ABD'nin bu adımına karşı önlem olarak Hizbullah'ın silahlarına meşruiyet sağlıyor." şeklinde konuştu.

1982 yılında başkent Beyrut'a kadar uzanan işgalinin ardından İsrail, kademeli olarak ülkenin güneyine doğru çekildi. Hizbullah, 1990 yılında iç savaşı sonlandıran Taif Anlaşması'ndaki "tüm silahlı milis grupların silah bırakması" şartından, ülkenin güneyinde İsrail'e karşı verdiği direniş nedeniyle muaf tutuldu.

İsrail'in 2000 yılında tek taraflı olarak ülkenin güneyinden çekilme kararı, Hizbullah'ın askeri başarısını teyit ederken, gruba Arap ve İslam dünyasında da meşruiyet kazandırdı.

Ancak Tel Aviv'in, Lübnan-Suriye-İsrail sınırındaki Golan Tepeleri yakınındaki sınır bölgesinde Şebaa Çiftlikleri'ni elinde tutma kararı, Hizbullah tarafından "işgalin sonlanmadığı" şeklinde yorumlandı ve silahtan vazgeçmemek için gerekçe olarak kullanıldı.

Ülkenin yakın tarihinde 2008 yılında "7 Mayıs" ve 2011 yılındaki "Siyah Gömlekliler" diye bilinen iki olayda Hizbullah baş roldeydi. İki olayda da silahlarını siyasi çıkarları için kullanmakla eleştirilen Hizbullah, Suriye'deki iç savaşta rejim güçlerinin yanında savaşıyor.


Kaynak:

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (0)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English