Bu nedenle tütün kullanımının tüm dünyada ve Türkiye'de önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu aktaran Cömert, tütün ürünlerinde 4 binden fazla kimyasal madde bulunduğunu ve sigaranın başta akciğer, gırtlak, mide kanserleriyle, KOAH, beyin damarlarında tıkanıklık, felç, kalp ve damar hastalıkları olmak üzere pek çok önemli ve ölümcül hastalığa neden olduğunu ifade etti.
Doç. Dr. Cömert, ayrıca ağız kokusu, ciltte ve dişlerde sararma, sarkma, erken kırışma gibi kozmetik sorunlara da neden olan sigaranın, gebelikte kullanımı sonucunda ise erken doğum ve gelişim bozukluklarına yol açtığını bildirdi.
Sigaranın hem fiziksel hem de psikolojik bağımlılık yaptığını vurgulayan Cömert, şunları kaydetti:
"Her yıl dünyada 6 milyon kişi sigara kaynaklı hastalıklar nedeniyle ölmektedir. Bu sayı her 10 saniyede 1 kişinin sigara nedeniyle hayatını kaybetmesi demektir. Sigaranın yol açtığı ölümler, trafik, terör ve iş kazalarından meydana gelen ölümlerin toplamından beş kat daha fazladır. Kişiler özenti, gösteriş, taklit, özgürlük, macera, sıkıntı, stres, büyüklerle zıtlaşma, güvensizlik, utangaçlık, arkadaş ısrarı, ilişki kurabilmek, eğlence, zevk, kilo almamak gibi nedenlerle sigaraya başlamaktadır. Kararlı bir yaklaşımla ve destekle sigaranın bırakılması mümkündür. Sigara bırakma tedavisinde davranış danışmanlığı ve ilaç tedavisi büyük önem taşır. Tedavi stratejileri içinde ilaç ve psikolojik tedavi yer almaktadır. İlaç tedavisinin amacı, sigaranın bırakılmasını izleyen dönemde ortaya çıkan nikotin yoksunluğunu gidermektir."
- "Ölüm en çok sebep olan kanser, sigaranın neden olduğu akciğer kanseri"
Doç. Dr. Sevda Şener Cömert, sigara bırakmada kullanılan ilaçların doktor tarafından reçeteli olarak verilebildiğini belirterek, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde hizmet veren sigara bırakma polikliniğinde, sigara bırakma konusunda başvuran hastalara düzenli bir destek verildiğini aktardı.
Sigaranın neden olduğu akciğer kanserinin, ölüme en sık sebep olan kanser türü olduğuna işaret eden Cömert, şöyle devam etti:
"Akciğer kanserinin belirtileri arasında öksürük, kanlı balgam, nefes darlığı, kilo kaybı, iştahsızlık ve halsizlik yer almaktadır. Sıklıkla bu belirtiler ortaya çıktığında akciğer kanseri ileri evrelere gelmiş durumda olmakta, bu nedenle akciğer kanserine geç tanı konabilmektedir. Oysa akciğer kanseri tanısının erken konması hayat kurtarıcı olacaktır. Bu da özellikle risk grubundaki kişilerin tetkiklerinin zamanında yapılmasıyla mümkündür. Özellikle 54 yaşın üzerinde, sigara kullanma öyküsü olan, birinci derece akrabaları akciğer kanseri tanısı almış kişiler, daha önce herhangi bir kanser tanısıyla radyoterapi almış kişiler risk grubu içinde yer almaktadır. Tanı için akciğer grafisi, bilgisayarlı toraks tomografisi gibi gerekli tüm yöntemler sırasıyla ve gerekliliklerine göre kullanılmaktadır. Kliniğimiz bünyesinde tüm bu tetkikler kısa süre içerisinde yapılabilmekte, akciğer kanseri tanısı ve evrelemesi hızla ortaya konmaktadır."
Cömert, erken tanı konulabilen akciğer kanseri olgularında günümüzde en uygun tedavi yönteminin cerrahi olduğunu vurgulayarak, "Yani kanser hücreleri taşıyan akciğer dokusunun ve varsa bölgesel lenf bezlerinin ameliyatla çıkartılması gerekmektedir. Bu amaçla, klinik tüm teknik ameliyat imkanıyla hizmet vermektedir." diye konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
