Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 Temmuz, nasıl içeride hainler ile vatan aşıklarını ayırmış, ayrıştırmışsa, dışarıda da aynı görevi icra etti. Bu hadise, dostlarımız ve müttefiklerimiz için de turnusol kağıdı oldu. Bunu çok açık, net gördük."dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
"Sinsi bir kanser hücresi gibi içimizde büyüyen, son 25 yıldır dünyayı bir ahtapot gibi saran böyle bir örgütle mücadele muhakkak kolay değildir. Bu mücadele, uzun zaman ve mesai alacaktır ama biz asla pes etmeyecek, rehavete kapılmayacağız."
Tekalan'ın rektör olması
"Sığınma hakkı, Suriyeli masumlardan, Arakanlı mazlumlardan, Afganistanlı, Afrikalı gariplerden esirgenirken Fetocu ve PKK'lı teröristlere altın tepside sunuluyor. Canını kurtarmak için bir tas çorba için kapılarına gelenleri kovanlar, darbecilere ve azılı teröristlere sahip çıkmaktadır. 'Dost' demeye dilim varmıyor ama en azından müttefik bildiğimiz ülkelere yakıştıramadığımız bu tablo karşısında elbette üzülüyoruz. Bakıyorsunuz şu anda ülkemizde kara listede olup kaçan Feto Terör Örgütünün mensubu, Amerika'da bir üniversiteye rektör olarak atanabiliyor. Bu ne menem iştir, bu nasıl bir şeydir? "
"FETÖ'nün manipülasyonlarına ve süreci sulandırma çabalarına karşı daima müteyakkız olacağız. Adalet terazisine halel getirmeden, sapla samanı karıştırmadan, masumla suçluyu iyi ayırt ederek mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz."
"Bir yandan FETÖ ile cebelleşirken diğer yandan da bölücü örgütle, DEAŞ'la ve DHKP-C ile mücadele ediyoruz. Bu terör örgütlerinin amacı, ülkemizi inanç ve etnik köken üzerinden bir çatışmanın içine çekmektir. Toplumumuzun farklı kesimlerini hedef aldıkları saldırılarla bu örgütler, Suriye ve Irak'taki ateşi ülkemize taşımaya çalışıyorlar. Misafirlerimizi hunharca katlederek ülkemizi bilhassa turizm yönünden yaralamak istiyorlar. Tüm gayretlerine rağmen, tüm pervasızlıklarına rağmen, medya, siyaset, akademi içindeki bazı kendini bilmezlerden aldıkları açık desteğe rağmen hamdolsun şimdiye kadar bunu başaramadılar."
"Yurt dışında yaşayan insanımız için ciddi bir güvenlik tehdidine dönüşen 'İslam düşmanlığı' ve 'yabancı karşıtlığı' konularını artık devletimizin öncelikli gündemine almış bulunuyoruz."
"Son dönemde DEAŞ ile mücadele konusunda, maalesef müttefiklerimizin ve koalisyon odaklarının sınıfta kaldıklarını ifade etmek istiyorum. Güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun veya terör örgütlerinin yuvalandığı kurtarılmış bölgelerin oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Milli güvenliğimizi ilgilendiren konularda masada ve sahada olmaya kesinlikle devam edeceğiz. Öte yandan, Irak'taki gelişmelere de kayıtsız kalmadık, kalmıyoruz ve kalmayacağız."
"Rusya ve İran'la Moskova'da düzenlediğimiz toplantı ve diğer görüşmelerle Astana sürecinin zeminini hazırladık. Şu an devam eden ateşkes, kırılgan olmasına, pek çok ihlallerle karşılaşılmasına rağmen, çok önemli bir fırsat penceresidir. Uzun bir dönemden sonra Suriye'de siyasi süreç aracılığıyla barışın sağlanması noktasında bir umut belirmiştir. Bunun heba edilmemesi için çalışmaya devam edeceğiz."
"Dış politikamızı dar, kurumsal ve ideolojik kalıplara, 'bekle gör'lere, 'acaba kim ne der', bunlara mahkum edemeyiz. Stratejik etkinliği hedefleyen, girişimci ve vicdani diplomasi anlayışıyla çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. 'Önce tedbir sonra tevekkül' diyerek önlem almalı, devrede kalmalı, aktif çaba göstermeliyiz."
"Geçtiğimiz yıla, özellikle Suriyeli kardeşlerimizin ölümü göze alarak çıktıkları o tehlikeli yolculukların son bulması için Avrupa Birliği ile yürüttüğümüz çabalar sayesinde olumlu bir havaya gelmiştik. Maalesef bu olumlu havanın devamı gelmedi. Avrupa Birliği'nin artık göç mutabakatı bağlamındaki taahhütlerini yerine getirmesi, ipe un sermekten vazgeçmesi gerekiyor."
"DEAŞ, FETÖ ve bölücü örgütlerden gelen tehditlere karşı müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri'ni kararlı, güçlü ve tereddütsüz bir biçimde yanımızda görmek istiyoruz. Yeni Başkan Trump'ın 20 Ocak'ta görevi almasıyla özellikle birlikte karşılıklı diyaloğu hızlandıracağımıza inanıyorum. Bilhassa bölgesel konularda Sayın Trump ile anlayış birliğine vararak kısa zamanda mesafe kaydedeceğimize inanıyorum."
"Dünya beşten büyüktür. Avrupa da Avrupa Birliği'nden büyüktür. Avrupa Birliği'nin tam üyelik sürecine verdiğimiz öncelik değişmemiştir. Avrupa Birliği halen ülkemiz için stratejik bir tercihtir. Bir taraftan bu hedef doğrultusunda adımlar atarken, Birliğin ülkemize yönelik tutarsızlıklarına, çifte standartlı politikalarına da 'eyvallah' demeyiz. Çabalar ancak karşılıklı olursa, adımlar iki taraflı atılırsa anlamlıdır."
"İslam karşıtlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadelede Türk toplumu yalnız değildir. Aynı sorunla muhatap olan diğer Müslüman toplumlar ve göçmen gruplarla el ele verip, çok geniş bir cephede birlikte mücadele etmeliyiz. Dünyanın her yerinde ülkemize ve vatandaşlarımıza karşı şiddeti, terörü, nefreti teşvik ve tahrik eden mihraklarla kapsamlı bir hukuk, halkla ilişkiler ve sivil toplum mücadelesini yurt dışında yürütmeliyiz."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.