Son Dakika Haberler

Bu haberi daha sonra okumak için kaydedebilir ve sağ üst köşedeki butona basarak haberi okuyabilirsiniz!

Başbakan Yıldırım: 16 Nisan rahat 'evet' ile sonuçlanır

Başbakan Binali Yıldırım, "16 Nisan rahat 'evet' ile sonuçlanır" dedi.

Başbakan Yıldırım: 16 Nisan rahat ’evet’ ile sonuçlanır
Çankaya Köşkü'nde televizyonların genel yayın yönetmenleriyle bir araya gelen Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Halk oylamasına ilişkin kamuoyu araştırmalarında "evet" ve "hayır" oylarının birbirine yakın olduğunun hatırlatılması üzerine Yıldırım, "20 günlük bir süre var. 20 gün içerisinde mutlaka vatandaşın kararında, kararsızların kararında kesin bir sonuç ortaya çıkacak. Biz kampanya yapıyoruz, anketlerle ilgilenmiyoruz. Vatandaşla mümkün mertebe daha fazla bir araya gelmeye çalışıyoruz, getirdiğimiz bu değişikliği anlatıyoruz. 'Hayır' grubundakilerin yanlışlarını, bunların doğrusunun ne olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Doğrusunu isterseniz ben, öyle kritik bir durum falan görmüyorum. Rahat bir şekilde evetle sonuçlanacağına inanıyorum." karşılığını verdi.


Amaçlarının daha fazla vatandaşın desteğini almak olduğunu belirten Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Niye 550 kişi yerine, bir kişinin iradesine teslim olalım?" dediğini aktardı. "Yani şu anda 550 kişi mi yönetiyor ülkeyi? Mevcut sistemde Meclisin icra yetkisi mi var?" diye soran Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun Meclis ile hükümeti karıştırdığını söyledi.

Değişiklikle, Meclisin kimseye teslim olmayacağını, milletvekillerinin inisiyatiflerinin daha da artacağını anlatan Yıldırım, milletvekillerinin kanun teklifi verebileceğini, sadece bütçe kanununda bir istisnanın olduğunu, bunu hükümet adına cumhurbaşkanının vereceğini ifade etti. Yıldırım, bu kapsamda milletvekillerinin öneminin daha da arttığını, Kılıçdaroğlu'nun bunu gözardı ettiğini kaydetti.

Yıldırım, anaya değişikliğinde Meclisin bütün denetim yetkilerinin olduğunu, güven oyunu da millet sandıkta verdiği için buna ihtiyacın olmadığını vurguladı.

Başbakan Yıldırım, mevcut sistemde cumhurbaşkanının sadece "vatana ihanet" suçundan yargılanabildiğini hatırlatarak, bunun da Türk hukuk sisteminde yer almayan "muğlak" bir suç olduğunu belirtti. Yeni sistemde cumhurbaşkanı için güvencenin azaltıldığını, suçlamalarla ilgili herhangi bir kısıtlama olmadığını bildiren Yıldırım "Bu konuda bir kişiye teslim olma falan yok." ifadelerini kullandı.

- "Birbirinden ayırt etmek gerekir"

Yeni modelde 15 günde cevaplama mecburiyeti olan "soru önergesi"nin de bulunduğunu hatırlatan Yıldırım, "Yeni modelde bakanlar milletvekili olmayacak, doğru. Bu, bilerek yapılıyor. Bakan milletvekili olunca aynı zamanda zaten yasama, yürütme birbiriyle çok iç içe oluyor. Kuvvetler ayrılığı bakımından da doğru değil. Bakan bölgesinde siyaset de yapıyor, icraatın da içinde. Dolayısıyla hem milletvekilliği tarafı hem icraat tarafı, hangisine önem verecek? Burada mutlaka seçmen üzerinde bir denge kurmaya çalışıyor." dedi.

- "Kafamızda modeller var"

"Kafanızda bir model var mı? Dar bölge sistemi oturup tartışacağınız bir şey mi?" sorusuna Yıldırım, "Var kafamızda modeller. Bunları muhataplarıyla konuşmadan bizim açıklamamız bir nezaketsizlik, dayatma olur. Bunun için oturup konuşuruz, her türlüsünü konuşuruz, açığız konuşmaya." yanıtını verdi.

Sistem değişikliğiyle ilgili "Yeni düzende kuralları başkan koyuyor, kim vali, kim müftü, kim doktor olacak bir kişi belirleyecek." eleştirilerini hatırlatan Yıldırım, "Sanki şimdi farklı? 'Bir kişi' diye bir şey yok ki, bir mekanizma var. Şu anda ne oluyor? Kimin doktor olacağına da mı cumhurbaşkanı karar verir? Tıp fakülteleri var, tıp fakültesine giden doktor oluyor zaten. Laf olsun, torba dolsun başka hiçbir şey yok." dedi.

Yıldırım, yeni sistemin özelliğinin hızlı işlemesi, bürokratik kayıpların önüne geçmesi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"O yüzden 5 yıl boyunca çalışacağı ekibi seçme hakkı veriyor, işin özü bu. Siz bir yere bir yönetici atandınız, ekibinizi kendiniz kurmazsanız bu sefer başarısızlık olursa ne diyeceksiniz? 'Ben buraya atandım, bu sorumluluk verildi ama ekip kurmama izin verilmedi. Onun için de sonuç böyle oldu.' Bir mazeret alanı oluşuyor. Burada da onu ortadan kaldırıyoruz. Diyoruz ki 'Tamam kardeşim, bu görevi millet sana verdi, istediğini bakan, istediğini müsteşar, istediğini üst düzey yönetici yap ama sonunda mazeretle gelme. 'Bürokrasi böyleydi, şu şöyleydi, bu böyleydi' diye mazeret üretme, iş üret. Sistemin özü, esası mazeretlere sığınmayı ortadan kaldırıyor ve 5 yıl boyunca kesintisiz hizmet etmeyi, icraat yapmayı, vaat edilen şeyleri yerine getirmeyi öngörüyor. Bu gayet doğal. Bunu da neyle yapıyor? Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapıyor. Cumhurbaşkanlığı kararnamesini, Bakanlar Kurulu Kararına benzetebilirsiniz. Birkaç farkı var. Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, adının değiştirilmesi kanunla oluyor, bu kararnameyle oluyor. Bu da lazım, icraat için lazım."

- "Anayasa'da değiştirilemez maddeler var..."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun anayasa değişikliğine yönelik söylemlerini anımsatan Yıldırım, korku, ümitsizlik vermekle, karamsarlık pompalamakla ülkeye hizmet edilemeyeceğini vurguladı. Bu söylemlerin ana muhalefet partisinin genel başkanına yakışmadığını dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tamam tenkit et ama oku ne getiriyor, ne götürüyor. Kanun var, anayasa var. Muhtarlıkların kapatılması kanun işi bile değil, anayasa işidir. Anayasa'nın 127. maddesinde açıkça yazılı, burada bir değişiklik yok. 'Başkent, Ankara'dan İstanbul'a gidecek.' Değiştirilemez maddeler var, orada yazıyor. Bu kadar da artık ölçü, izan kaybolmuş vaziyette, ben hangi tarafını düzelteyim?"

GALATASARAY'DAKİ KARARLAR

Başbakan Yıldırım, Arif Erdem ve Hakan Şükür'ün Galatasaray üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin, "Her camiada yanlış adamlar olabilir. Galatasaray camiası yıllarca yüzümüzü ağartmış bir kulüptür. Dolayısıyla buradaki birtakım kişilerin, birtakım marjinal, muhalif grupların yaptığı yanlışları, çiğlikleri kulübe, 100 yıllık mazisi olan kulübe mal etmek haksızlık olur." dedi.

İSVİÇRE'DEKİ SKANDAL PANKART

Başbakan Yıldırım,  İsviçre'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef gösteren pankarta ilişkin, "Kabul edilebilir bir şey değil. Bu, tamamen suçtur. Türkiye, diplomatik yollardan yapılması gerekeni yapmıştır. Zannediyorum onlar da soruşturma başlattılar" dedi.

MHP'Lİ MUHALİFLERİN TOPLANTILARINDAKİ OLAYLAR

MHP'li muhaliflerin toplantılarında çıkan olaylara ilişkin de konuşan Yıldırım, "Tabii orada MHP'nin kendi bünyesinde olan bir sorun. Olmamasını tercih ederiz ama bu da bir sonuç, bir vaka. Biz İçişleri Bakanlığımıza kesin talimat verdik. Her türlü programı kim yapmak istiyorsa, muhalif, müzahir, kim olursa olsun, yer temini konusunda herhangi bir kısıtlama olmayacak. Ayrıca toplantının genel asayişini, toplantının yapılmasını engelleyici faaliyetlere de müsamaha gösterilmeyecek. Bunlar çok net bir şekilde söylendi."dedi.

Başbakan Yıldırım: "Avrupa'yı toptancı usulle değerlendirmek yanlış olur. Bazı ülkeler daha makul, bazı ülkeler ise maalesef olumsuz bir tutum içerisindeler. 'Bütün Avrupa bize karşı' şeklinde değerlendirmek hata olur." dedi.

Yıldırım, "Halk oylamasının sonucunun 'evet' çıkması halinde partiler arasında bir birleşme olabilir mi?" yönündeki soruya "Hayır. Herkes işine bakar." yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AB ile ilgili "Müzakereler için de bir referandum yapma yoluna gidebiliriz ve milletimiz ne karar verirse o karara da uyarız." yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine Yıldırım, "Şu anda Türkiye kamuoyunda Avrupa Birliğine olan destek dibe vurmuş durumda. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği şey odur. Mutlaka 16 Nisan'dan sonra Avrupa Birliği ile ilişkiler masaya yatırılacak. Kampanya döneminde yaşadıklarımızı da dikkate alırsak bir değerlendirme ihtiyacı olduğu muhakkak." diye konuştu.

AB ile ilgili referandumun, üyeliğe kabul aşamasında planlanan bir şey olduğunu dile getiren Yıldırım, "Referandum her konuda yapılabilir. Kamuoyunda bir kafa karışıklığı varsa, önemli bir adım atılacaksa referandum yapılabilir. Sadece bununla sınırlı değil başka konularda da belki ihtiyaç olacak. Vatandaşa soracağız. Siyasetin karar veremediği konularda imdada vatandaş yetişiyor." ifadelerini kullandı.

İdam konusunda da halk oylamasına gidilmesinin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Yıldırım, "İdam konusu da bugünlerde gündeme getiriliyor. Bütün dikkatimizi 16 Nisan'a vermemiz gerektiğini düşünüyorum. İdam da toplumun bir talebidir. Bütün siyasi partilerle bunun değerlendirmesi yapılır, ona göre adım atılır. İdam konusunda CHP 'Varız' diyor ama çok samimi olduğunu düşünmüyorum. Bu süreç geçsin göreceğiz. Eğer CHP de varsa biz de varız. Herkes varsa biz de varız. Mutlak bir mutabakat varsa bizim görevimiz onu yerine getirmek. HDP hariç. HDP'nin ne istediğinin önemi yok. Üç parti bunu konuşur." yanıtını verdi.

- "Avrupa ülkelerinde PKK'nın, FETÖ'nün çok ciddi imtiyazları var"

Bazı Avrupa ülkelerinin 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasına çeşitli uygulamalarla müdahil olduğunun hatırlatılması üzerine Yıldırım, şunları söyledi:

"Avrupa Birliğinde bazı ülkeler, seçim yapılan ülkeler bu anayasa değişikliğinin tarafı oldular. Bu asla kabul edebileceğimiz bir şey değil. Bizim neyi değiştirip neyi değiştirmeyeceğimize, nasıl hareket edeceğimize bir başka ülke karar veremez. Hayır kampanyasında bir şekilde yer alıyorlar ve buna taraf oluyorlar. Bu, kabul edilemez bir şey. Bunun da en sert şekilde cevabını veriyoruz. Avrupa'yı toptancı usulle değerlendirmek yanlış olur. Bazı ülkeler daha makul, bazı ülkeler ise maalesef olumsuz bir tutum içerisindeler. Bütün Avrupa bize karşı şeklinde değerlendirmek de hata olur. Toplumun küçük bir kesimi bizim anayasa değişikliğinin aleyhinde aktif kampanya yürütüyor. Irkçı ve milliyetçi söylemlere sahip partilerin öncülüğünde hayır kampanyası yürütülüyor. Bunu bütün Avrupa kamuoyunun fikridir diye kabul edersek burada hata etmiş oluruz."

Yıldırım, halk oylamasının ardından bazı Avrupa ülkeleriyle ilişkilerin normalleşebileceğini dile getirerek, "Normalleşme kısmen olur ama Avrupa'nın geleceğini tehdit eden aşırı milliyetçi söylem, İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı üzerine kurulu bir akım gelişiyor. Bu akım her zaman bir tehdittir, bir tehlikedir, bu Avrupa için de bir tehlikedir. Şu anda Avrupa ülkelerinde PKK'nın, FETÖ'nün ve Türkiye aleyhine faaliyet gösteren yapıların çok ciddi imtiyazları var. Bunlara ses çıkartılmıyor ama Türkiye'nin tezleri dikkate alınmıyor. Bunlar bizim dikkatimizden kaçmıyor. Bunlar ilerideki ilişkilerimizi de belirleyecek önemli gelişmeler." değerlendirmesinde bulundu.

- "Ayın 30'unda ABD Dışişleri Bakanı geliyor. Bakalım ne getiriyor, götürüyor"

ABD ve Rusya'nın Suriye'deki faaliyetlerinin anımsatılıp, son gelişmelerin ne yönde olduğunun sorulmasının ardından Yıldırım, şunları kaydetti:

"Orada çok ani değişiklikler oluyor. Her gün yeni bir gelişme oluyor. Esas itibarıyla olay şu; şimdi Rusya'nın rejimle bir dayanışması, bir mutabakatı var. Rusya bu vesileyle Suriye'deki varlığını artırdı. Dolayısıyla Akdeniz'de üslerinin bulunduğu bölgeyi emniyet altına almak istiyor. Kuzeyde PYD, YPG unsurları var, onlarla birlikte hareket ediyor. Diğer taraftan ABD'nin PYD, YPG ile iş yapması yeni değil. Obama yönetiminden bu tarafa devam eden bir çalışma. Ancak yeni yönetim göreve geldiğinde, 'Bu iş doğru değil. Obama yönetimine bunu anlatamadık. Siz bu yanlıştan dönün. Burada bir iş yapacaksanız Özgür Suriye Ordusu ile bizim Fırat Kalkanı'nda yaptığımız gibi yapabiliriz', bu konuda teklifler gitti, bize henüz net bir geri dönüş olmadı ama sahada bir taraftan faaliyetler yürüyor. Ayın 30'unda ABD Dışişleri Bakanı geliyor. O bakalım ne getiriyor, götürüyor, göreceğiz."

Yıldırım, Rusya Türkiye ile Türkiye'nin de Rusya ile ilişkilerini geliştirme niyetinde olduğunu ifade ederek, "Bizim terörist gördüğümüz grupları alenen destekleyecek ülke hangisi olursa olsun, 'Aman ne olacak' diyecek halimiz yok. Bizim mücadelemiz yıllardan beri belli." dedi.

- "İki ayrı bloku bir araya getirme ve çözüm üretme gayretindeyiz"

Rakka'nın yüzde 95'inin Arap, Münbiç'in sadece yüzde 4'ünün Kürt nüfusa sahip olduğuna dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:

"Fırat'ın doğusundan Irak sınırına kadar gidildiğinde nüfus ağırlıklı olarak Arap. Kürt değil. Kürtlerle de bir sorun yok. Sorun, YPG ve PYD. Bunlar PKK'nın uzantıları. PKK ile iç içe geçmiş şeyler. Bunlar burada bir devlet kurmak istiyor. Bu açık. Suriye'yi parçalamak mı yoksa Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak mı istiyorlar? ABD ve Rusya'nın bunu söylemesi lazım. Bu kararı vermeleri lazım. Orada YPG ve PYD'nin faaliyetlerine müsamaha göstermek bizi rahatsız ediyor.

Burada söylemler ile uygulamalar birbirine uymuyor. Orada ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar, önemli olan Türkiye'ye tehdit nereden gelirse gelsin, ister Suriye'den ister Irak'tan, o tehdidi bertaraf etmek bizim vazgeçilmez görevimizdir. Bir yandan Astana'da ateşkes görüşmeleri başladı. Burada Türkiye, Rusya, İran inisiyatif aldı. Daha sonra bu Birleşmiş Milletlere taşındı. Cenevre'de görüşmeler başladı ama rejim Cenevre görüşmelerini kesintiye uğratmak için her türlü gayreti gösteriyor. Muhalefet buna rağmen yapıcı davranıyor fakat ateşkes ihlallerine bakıyoruz hep rejim tarafından."

Yıldırım, Amerika ve Rusya'nın Suriye konusunda daha fazla yapıcı olması, kalıcı barışa yönelik adımlar atması ve bölgede birbirlerine üstünlük sağlayacak tutumdan uzak durması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Eğer gerçekten barış ve huzur istiyorsak bu işin yolu bu. Biz hem Rusya'ya hem Amerika'ya bunu anlatıyoruz. Suriye'deki bütün etnik gruplar işin parçası olsun, ülkenin sahibi olsun, terör grupları barış sürecine dahil olmasın, Suriye'nin toprak bütünlüğü muhafaza edilsin, küçük küçük devletçiklere bölünmesin. Bölünürse bu iş bugünkünden daha beter olur. Buna izin verilmemesi gerektiğini söylüyoruz. Bir yandan Rusya ile bir yandan koalisyon güçleri ve Amerika ile diyalogumuzu sürdürüyoruz. İki ayrı bloku bir araya getirme ve çözüm üretme gayretindeyiz."

Kaynak:

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (0)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English