Son Dakika Haberler

Davutoğlu: (4) "Bir hafta içinde İstanbul'da ve Ankara'da eğer engellenmemiş olsa, benzer belki sayısal anlamda demiyorum, farklı olaylar olabilirdi. Onlar engellendi. Engellenen birçok başka olay var. Bu anlamda genel bir zaaftan bahsetmek mümkün değil" "Şu anda yapmamız gereken bir; teröre karşı bir ortak bilinci harekete geçirmek toplumda, bu anlamda yaralarımızı sarmak. İki; bunun arkasında kim olursa olsun, mutlak suretle bunu ortaya çıkarıp hukuka, adalete teslim etmek veya eğer yurt dış

Anadolu Ajansı haberine göre;
ANKARA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bir hafta içinde İstanbul'da ve Ankara'da eğer engellenmemiş olsa, benzer belki sayısal anlamda demiyorum, farklı olaylar olabilirdi. Onlar engellendi. Engellenen birçok başka olay var. Bu anlamda genel bir zaaftan bahsetmek mümkün değil" dedi.

Başbakan Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nden katıldığı NTV canlı yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Ankara'daki saldırıyı şu an itibariyle herhangi bir örgütün yaptığını teyit edebilecek durumda mısınız?" sorusuna, Davutoğlu, "Şu anda elimizdeki verileri, ip ucunu vermek dahi çok doğru değil. Ama şunu söyleyeyim; Bazen bu örgütler birbirleriyle ayrı örgütler gibi görünmekle birlikte, başka bir odak tarafından herhangi bir örgütün bir elemanı, bir başka amaçla kullanılabilir. Yani siz, o örgütün elemanı olarak görürsünüz ama olayın sonuçları itibariyle başka bir örgüte yarayabilecek bir faaliyet, bir odak tarafından yönlendirilebilir. Onun için de bütün bu irtibatları okumak gerekiyor" karşılığını verdi.

"Ankara'da eylemin olduğu gün, KCK 'eylemsizlik kararı' açıkladı. Bu bir tesadüf mü? Buna bakışınız nedir?" sorusu üzerine Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bu zamanlamaları hep dikkati çekmek lazım. Zaten 1 Kasım seçimleri öncesinde, tam da 21 gün kala bir eylem olmuşsa, bunun seçimler üzerindeki... En başta söyledim bu Türkiye'ye bir saldırıdır, halkımıza ve demokrasiye. Bu hangi örgüt tarafından yapılmış olursa olsun, seçimlere bir darbe vurmak ya da Türkiye'de seçimlerin psikolojisini etkilemek üzerinden bir etki oluşturmak niyeti olduğu aşikar. Dolayısıyla KCK'nin açıklamasına ayrıca geliriz fakat böyle bir zamanlama örtüşmesi de tabii dikkate şayan. Ama her ne suretle olursa olsun, nihayetinde bizim şu anda yapmamız gereken bir; teröre karşı bir ortak bilinci harekete geçirmek toplumda, bu anlamda yaralarımızı sarmak. İki; bunun arkasında kim olursa olsun mutlak suretle bunu ortaya çıkarıp hukuka, adalete teslim etmek veya eğer yurt dışında veya daha önceki örneklerde olduğu gibi Suruç olayında bir mihrak tespit edilir, ona gerekli caydırıcı mukabelede bulunmak ve 1 Kasım seçimlerine ülkenin suhuletle gitmesini sağlamak. Bu anlamda hangi örgütün ne planı olmuş olursa olsun, kendimizden emin olmamız, tam bir kendine güven hissiyle toplumsal bütünlüğümüzü, refleksimizi sağlam tutmamız ve bu terör odaklarının, teröristlerin önce kimliklerini ortaya koyarak, arkasından da bu terör odaklarına gerekli mukavelede bulunmamız önem taşır."

"Suruç olayında aradaki bağlantıları biz kamuoyu olarak öğrenemedik. Faile o bombayı kim ulaştırdı, planlamayı kim yaptı? O ara bağlantılarda neden sonuç alınamadı?" sorusuna, Davutoğlu, "O sonuç alındığı için 3 gün sonra IŞİD mevzilerine gerekli operasyon yapıldı. Yani nereye, ne operasyon yapıldığını ve gerekçelerini biz biliyoruz. Onun kamuoyu tarafından bütün detaylarıyla bilinmesi gerekmiyor. Bütün detayları kamuoyuyla paylaşırsanız, o operasyonu yapamaz hale gelirsiniz" karşılığını verdi.

- "Suruç'la ilgili cezalandırıcı operasyon yapıldı"

"Suruç tamamiyle aydınlatıldı mı?" sorusu üzerine Davutoğlu, Suriye'deki IŞİD bağlantıları tespit edildiği için oralara dönük kesin ve mutlak şekilde cezalandırıcı operasyonun yapıldığını söyledi.

Günlerce, haftalarca, aylarca ciddi bir faaliyet yapıp DAEŞ ile ilgili her türlü istihbari bilgiyi topladıklarını anlatan Davutoğlu, "Suruç'tan sonra bu operasyonlar yapıldı çünkü Suruç'ta vatandaşlarımızı katleden bir örgüte karşı, en şiddetli şekilde mukavelede bulunulması gerekiyordu. Ve o irtibatlar tespit edildiği için o operasyon yapıldı" dedi.

"Ankara'daki saldırıyı gerçekleştirenin Suruç'taki failin ağabeyi olabileceği" yönünde haberlerin hatırlatıldığı Davutoğlu, "Soruşturmanın selameti ve arkasındaki odakların tespiti bağlamında, şu anda vereceğimiz her bilgi, soruşturmanın sağlıklı işleyişine, yürümesine engel teşkil eder. Önemli olan burada Türkiye'nin demokratik, hukuk devleti kurallarını işleterek terörle en etkin mücadeleyi vermesi ve bu 97 canımıza kast eden bu yapılara karşı gerekli mukavelede bulunulması. Ve bunun için de bütün emniyet, güvenlik birimlerimiz gerekli çalışmaları yapıyor" karşılığını verdi.

Davutoğlu, "Türkiye'nin IŞİD gerçeğiyle yüzleşmekle geç kaldığı, art arda gelen terör eylemlerinde bunun da önemli bir faktör olduğu yönünde yorumlar var. Buna ne demek istersiniz?" sorusu üzerine, bunun son derece yanlış ve saptırmaya dönük bir kanaat olduğunu, bunu, Türkiye'ye dönük algı operasyonunun bir parçası olarak gördüğünü kaydetti. Davutoğlu, bunu Türkiye'de kim savunursa savunsun, uluslararası algı operasyonunun parçası olacağını vurguladı.

- "DAEŞ'e ilk tepki gösteren ülke olduk"

Türkiye'nin DAEŞ'i daha adı bilinmezken, 2013 Ekiminde "terörist örgüt" ilan ettiğini anımsatan Davutoğlu, daha hiçbir operasyon yapılmazken, 2014 Ocak ayında Türkiye sınırına yaklaşan DAEŞ konvoyuna çok ciddi bir operasyon yapıldığını, örgütün 190 civarında kayıp verdiği bilgisinin yer aldığını anlattı.

Türkiye'nin DEAŞ'a dönük her faaliyetin içinde yer aldığını, her faaliyeti özellikle takip ettiğini belirten Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye, Suriye'ye sınırı olan bir ülke olarak bu tedbirleri alır ama bu tedbirleri alış biçimi, başka bir ülkeninkinden farklı olur. Son olarak da uluslararası koalisyona katıldık. Burada dikkatle takip ettiğimiz bir dönem oldu o da diplomatlarımız DEAŞ tarafından alıkonulduğu dönem. Onun dışında DEAŞ'a karşı Türkiye kadar etkin mücadele etmiş ikinci bir devlet yoktur. Bu tür örgütlere karşı mücadele verilirken, kendi hattınızı da halkınızı da korumak zorundasınız. Birtakım şeyler sizi, bu algı operasyonlarıyla çok ön plana çıkarmak isterler ve hedef haline getirirler. Önemli olan o tehdit karşısında fiili olarak yaptıklarınızın, alandaki karşılığı. Bu konuda Türkiye hiçbir zaman ne yanlış bir kanaate sahip oldu ne herhangi bir şekilde DEAŞ'a müsamaha gösterdi ne de DEAŞ'a mukavele konusunda geç kaldı. O bu anlamda bütün ülkeler, zaten uluslararası alanda bunları sürekli konuşuyoruz; DEAŞ tehdidi ilk çıktığı andan itibaren ilk tepki gösteren ülkelerden biri biz olduk."

- "İstihbarat zaafı ya da eksikliği yok"

Başbakan Davutoğlu, "saldırılardan sonra istihbarat zafiyeti olduğu" yönünde eleştirilerin hatırlatılması üzerine de "Varsa rapor esnasında, yani soruşturma yürütülüyor olayın oluş seyri, o konuda bir şey varsa gereğini yapacağız. Şu anda Türkiye'nin istihbarat kapasitesi itibariyle herhangi bir zaafı ya da eksikliği yok. Münferit olaylarda tek tek varsa bir zaaf onlar çıkartılır, onların üzerinde konuşulur" karşılığını verdi.

Hangi istihbaratla ne kadar olayı engellediklerini kamuoyunun bilmediğini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Kamuoyumuzun huzursuz olmaması bağlamında bunları paylaşmıyoruz. Bir hafta içinde İstanbul'da ve Ankara'da eğer engellenmemiş olsa, benzer belki sayısal anlamda demiyorum, 'şu kadar vatandaş' her bir vatandaşın canı kıymetli bizim için, farklı olaylar olabilirdi. Onlar engellendi. Engellenen birçok başka olay var. Bu anlamda genel bir zaaftan bahsetmek mümkün değil. Türkiye'nin istihbaratı 10 yıl öncesine göre teknik altyapı, insan istihbaratı bağlamında olağanüstü bir güç ve kabiliyet kazanmıştır. Ama münferit olaylar konusunda işte Fransız istihbaratı Charlie Hebdo olayında ne kadar tartışılabilirse ya da 11 Eylül de tartışılır. Tabii bizde de bunlar gündeme getirilebilir, onun değerledirmesine karşı çıkmam ama 'Türkiye'de diğer ülkelerde, çağdaş ülkelerde olduğundan daha zayıf bir istihbarat yapısı vardır' demek doğru değil, aksine şu şartlarda bakın 4 yıldır, 5'nci yılına giriyoruz çevremizde iki ülke iç savaş yaşıyor. Hemen yanımızda Suriye ve Irak, genel çevreyi söylüyorum, 6 ülkede iç savaş var Ukrayna, Yemen, Libya, Lübnan, Mısır'da."

Davutoğlu, "Türkiye bunun içinde şu istikrarı sağlamışsa ve bir yılda dördüncü kez seçime gidiyorsa suhuletle bu saldırılar, seçime gidiş şartlarını etkilemiştir ama nihayet seçime gidiyoruz, yapacağız seçimi her ne suretle olursa olsun. Dördüncü kez gidebiliyorsa, burada Türkiye'nin emniyetinin, dayandığı istihbaratın, siyasi iradenin hakkını herkesin vermesi lazım. Çok kolay geriden böyle bir takım yorumlarda bulunmak. Çok kolay bazı küçük bilgiler üzerinden büyük teoriler inşa etmek" diye konuştu.

Ne kadar olayın, nasıl engellendiğini sorumluluk makamındakilerin bildiğini belirten Davutoğlu, ateş çemberinden Türkiye gemisini yürütmeye çalıştıklarını, bundan herkesin farkında olması gerektiğini söyledi.

(Sürecek)


Kaynak:

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (0)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English