Son Dakika Haberler

Bu haberi daha sonra okumak için kaydedebilir ve sağ üst köşedeki butona basarak haberi okuyabilirsiniz!

15 Temmuz'da Albay Ertürk'ün şehit edilmesine ilişkin dava

FETÖ'nün, 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda yapılan toplantı ile kalkışma günü tugayda yaşananlar ve burada darbecilerle çatışan Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk'ün de aralarında bulunduğu 4 kişinin şehit edilmesine ilişkin davanın görülmesine başlandı

Anadolu Ajansı haberine göre;
İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi öncesinde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda yapılan toplantı ile kalkışma günü tugayda yaşananlar ve burada darbecilerle çatışan Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk'ün de aralarında bulunduğu 4 kişinin şehit edilmesine ilişkin davanın ilk duruşması başladı.

Bakırköy Adliyesi'nde oluşturulan salonda, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan ilk duruşmada, 66 tutuklu ve 31 tutuksuz sanık ile taraf avukatları hazır bulundu.

Sanıkların kimlik tespitinin ardından iddianame okundu. Verilen aradan sonra sanıkların ifadelerinin alınmasına geçildi.

Sanık eski uzman erbaş Semih Yavuz Yılmaz, kışla garajında görevli olduğunu, 15 Temmuz 2016'da da normal mesaiye geldiğini söyledi.

Yılmaz, 30 Ağustos törenleri için tankları hazırladıklarını anlatarak, "Kışlada silah kaybolduğu için ikinci bir emre kadar mesailer uzatılmıştı. 3. Kolordu Komutanlığından 15-16-17 Temmuz'da terör saldırısı ihbarı alındığına dair mesaj geldi. Bunun için hazırlık yapılması emri verildi." dedi.

Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne terör saldırısı olduğu, destek için hazırlandıklarını dile getiren Yılmaz, şunları anlattı:

"22.30'da eşim aradı. Nerede olduğumu sordu. Nöbet tuttuğumu, polise terör saldırısı olduğunu, destek için gidileceğini söyledim. Eşim, 'Darbe girişimi varmış.' dedi. İnternetten Başbakanın 'kalkışma' açıklamalarını öğrendim. Durumu askerlere anlattım, onlar da tedirgin oldu. 23.30'da bizi nizamiyede topladılar. Halk, kışlaya geldi. Onlara da bizim bilgimiz olmadığını, sakin olmaları gerektiğini söyledik. Geri çekilmelerini istedik. Kalkışmayı öğrendikten sonra bana ulaşılmaması için, herhangi bir emir altında kalmamak için 00.30'da telefonumu ve telsizimi kapattım. 01.30'da iki servisle askeri öğrenciler geldi. Havaya ateş ettiler. Halk kaçışmaya başladı. Ben askerlere silah kullanmamaları emrini verdim. Askeri öğrenciye ne yaptıklarını sordum. Komutanlardan emir aldıklarını söylediler. Askeri öğrenciler, kışladan ayrıldıktan sonra biz bölgeyi terk etmedik. saat 03.00'da şehit Albay Sait Ertürk dışarıya çıktı. Halka sakin olmalarını, olaya el koyduklarını söyledi. Saat 05.00 civarı 12 polis geldi. Üsteğmen Burak Uluçınar onları karşıladı. Albayın yanına çıktılar. Polisler 10 dakika sonra geri geldi, bizim silahlarımızı istedi. Bir süre sonra tabur tarafından ateş açılmaya başladı. Albayın olduğu binaya doğru hedef gözetmeksizin ateş ediliyordu. Polis silahlarımızı aldı. Polise, 'Biz de çatışalım' dedik, 'Çıkmayın, vurulursunuz.' dedi. 16 Temmuz'da öğlen saatlerinde polis tarafından ifademiz alınmak üzere Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne götürüldük."

Sanık eski uzman erbaş Muharrem Aktaş, 15 Temmuz günü yeni er ve erbaşlara atış eğitimi verildiğini, rutin bir gün olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

"Saat 17.00'da terör eylemi istihbaratı olduğu mesajı geldi. 16.00'da kışlada silah kaybolduğu için mesailer uzamıştı. Akşam atışı için tekrar atış alanına gittik, 21.00'da bölüğe döndük. 22.00'da tabur içtimasına çıktık. Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne terör saldırısı olduğu, desteğe gideceğimiz emri verildi. Biz araçlarla nizamiyeden çıkarken çevrede kimse yoktu. Bir süre gittikten sonra arkamızdaki araç vatandaşlar tarafından durduruldu. Araç komutanımızın emriyle geri geri diğer aracın yanına gittim. Bir amca, 'Siz kime hizmet ediyorsunuz' dedi. Araç şoförü bendim, 'Polise saldırı oldu, desteğe gidiyoruz.' dedi. Amca, 'Darbe girişimi var, kışlanıza dönün.' dedi. Kışlaya döndük. Üzerimizden ilk şoku atlattık. Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarını öğrendik. Askerleri yatırdık. Hiçbir olaya karışmamamız, polisin talimatıyla hareket etmemiz söylendi. Öğlen polisler bizi emniyete götürdü."

Sanık uzman erbaş Hasan Can da 15 Temmz günü yaşadıklarını anlatırken bir an duraksadı ve "Kusura bakmayın biraz heyecanlanıyorum.' dedi. Mahkeme başkanı da "Sen rahat ol Murat." ifadesinden sonra sanık Can, "Efendim, burada hayatım söz konusu. Kusura bakmayın, heyecanlıyım." diye konuştu.

- Hakimden sanığa, "Burada tiyatromu çeviriyoruz"

Sanık eski uzman erbaş Murat Tepecik de 14 yıldır görev yaptığını, bunun 9 yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çalıştığını dile getirdi.

Hakimin, "Orası da bizim memleketimiz. Biz de gittik, görev yaptık. Ortaklar karakolunda mı görev yaptın. Ben Şemdinli'de çalıştım." ifadesi üzerine sanık Tepecik, "Evet." dedi.

Sanık, garajda araçların bakımıyla görevli olduğunu, saat 18.30'da Atatürk Havalimanı'na terör eylemi ihbarı üzerine hazırlık emri verildiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Araçlar hazırlanırken, sandıklarla silah getirildi. Başçavuş Sadık İpek, bu sandıkların araçlara yüklenmesini söyledi, sonra komutanların odasına gitti. 22 askerle garajda kaldım. Yönetmelik gereği açıkta yanıcı, patlayıcı madde bulunması yasaktır. Ben de askerlerin de silahlarını alarak odaya kilitledim. 21.30'da içtima alanına gittik. Üsteğmen Gökhan Sevinç, dışarı çıkabilecek araç olup olmadığını sordu. Üsteğmen Lütfü Demirhan araçları istedi, Sadık başçavuş da sandıkların da araçlara yüklenmesini söyledi. İçtima alanında bir saat bekledik. 23.00'da eşimin mesajıyla olaylardan haberdar oldum. Televizyondan Başbakan'ın açıklamalarını gördüm. Lütfü üsteğmen, 23.15'te Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nü sordu. Ben olaylardan haberdar olduğum için kimseye güvenemedim. Telefonumu uçak moduna aldım, kendimi odaya kilitledim. Araçlar çıktı 40 dakika sonra döndüler. İfademize başvuracaklar diye sabaha kadar polisi bekledik ve onlarla emniyete gittik."

Sanık Lütfü Demirhan, sanık Tepecik'e sorusunda, "Sana amirin dışında emir veren oluyor muydu?" demesi üzerine hakim, "Emirleri amirler verir. FETÖ'de 'abiler' veriyor, hepimiz biliyoruz. Tiyatro mu çeviriyoruz." ifadelerini kullandı.

Savunmaların alınmasına devam eden mahkeme, duruşmayı yarına erteledi.

- İddianameden

Soruşturma sonucunda hazırlanan 600 sayfalık iddianamede, aralarında subayların da bulunduğu tamamı rütbeli 55'i tutuklu, 4'ü firari 132 sanık yer alırken, haklarında "darbeye teşebbüs" suçundan daha önce dava açılan 14 şüpheli hakkında "kasten öldürmek" ve "kasten öldürmeye teşebbüs" suçlarından bu dosya üzerinden soruşturma yapıldığı belirtiliyor.

İddianamede, görev yapan ve kalkışmaya destek için bölgeye giden 55'i tutuklu, 4'ü firari 118 rütbeli sanığın, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs'', ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs'' ve ''silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve on beşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

Darbe girişiminin karşısında durmak ve kışla güvenliğini sağlamak amacıyla hareket eden Albay Sait Ertürk ve müşteki Albay Davut Ala'nın, emniyet güçleri ile koordine sağlanarak, kışladaki darbeci askerleri teslim almak için zırhlı araçların korumasında Topkule Kışlası'na girdikleri anlatılan iddianamede, kışladaki darbeci askerlerin, "teslim olun" çağrıları ve emniyet güçlerinin üzerine yoğun şekilde ateş etmeye başlaması üzerine çıkan çatışmada polis memuru Serdar Gökbayrak ve Albay Sait Ertürk'ün vurularak şehit olduğu, polis memurları Ferdi Akyün, Veysel Akdağ, Muslahattin Murat Birlik, Kemal Cavit Alpdemir ve Yaşar Demiral'ın ise yaralandığı anlatılıyor.

Topkule Kışlası'ndan darbecilere destek olmak için hareket eden ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Yerleşkesi'nin içerisine inmeye çalışan helikoptere, emniyet güçlerince ateş açıldığı belirtilen iddianamede, inmek için uygun bir alan arayan helikopterden, alçalma esnasında kalabalığın üzerine ateş edildiği ve açılan ateş sonucu darbe girişimini engellemeye çalışan Mehmet Güder'in şehit olduğu kaydediliyor.

66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndan A Haber televizyon kanalının işgali için hareket eden şüphelilerin önünün, TEM Otoyolu'nda Fatih Sultan Mehmet Köprüsü istikametinde Gaziosmanpaşa tır garajı mevkisine geldiklerinde, polisler ve vatandaşlar tarafından kesildiği belirtilen iddianamede, şüphelilerin polislerle ve vatandaşlarla yolun açılması hususunda girdikleri tartışma sırasında şüphelilerce ateş edilmesi üzerine olay yerinde bulunan ve darbe girişimini engellemek amacıyla sokağa çıkan Servet Asmaz'ın yaralandığı ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği aktarılıyor.

İddianamede, 4 kişinin şehit edilmesi ile polis ve vatandaşların yaralanmasına ilişkin 36 şüpheli hakkında "kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan da müebbet hapis cezası istenirken, 23 şüphelinin "kamu malına zarar vermek" suçundan hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

- Avrupa Yakası'na ilişkin toplantı

İstanbul Avrupa Yakası'nda yer alan 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda darbe teşebbüsünü planlayan grup tarafından toplantı yapıldığı belirtilen iddianamede, darbecilerin tugayı kalkışma sırasında Avrupa Yakası'ndaki hedeflerin işgal edilmesinde en kilit rolü oynayacak şekilde konumlandırdıkları bildiriliyor.

İddianamede, darbe teşebbüsünden günler önce tugayda yapılacak faaliyetle alakalı çalışmalara başlanıldığı, elde edilen verilere göre, en geç 14 Temmuz'da tugaydaki üst rütbeli subayların toplandığı kaydediliyor.

Darbe teşebbüsü sırasında tugay içerisinde emir komuta zincirinin düzgün çalışması için bazı görevlendirmelerde değişikliğe gidildiğinin tespit edildiği anlatılan iddianamede, buna göre 15 Temmuz 2016'da Tugay Nöbetçi Amirliği nöbetinin Üsteğmen Alper Karacaoğlu'ndan alınarak, Harekat ve Eğitim Şube Müdürü Binbaşı Ahmet Baykal'a verildiği, bu görevlendirmenin Tugay Kurmay Başkanı Yarbay Osman Akkaya tarafından yapıldığı ifade ediliyor.

- "Darbeciler, tankları 30 Ağustos için yürütmüş"

İddianamede, İstanbul'daki ana darbe davasının sanığı dönemin Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit ve Tugay Komutan Yardımcısı Yusuf Sarı'nın koordinesinde verilen söz konusu emirlerin akabinde, normalde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na tayini çıkan, bu nedenle 13 Temmuz 2016'da görevini şüpheli Yarbay Fatih Sönmez'e devreden Tank Tabur Komutanı Serbülent Eken'in, Tugay Komutanı Yiğit ile Yusuf Sarı tarafından darbe girişimi kapsamında kendisine verilen görevleri yerine getirmek için kışlada eski görevinde bırakıldığı anlatılıyor.

Sanık Kurmay Yarbay Fatih Sönmez'in Tank Tabur Komutanı olarak atandığı halde Lojistik Destek Komutanlığı'na görevlendirildiği, Serbülent Eken'in 14 Temmuz'da bu kapsamda Yusuf Sarı, Kadir Yıldız ve Ahmet Baykal ile koordineli olarak araç ve personel değişimi konusunda faaliyet yürüttükleri belirtilen iddianamede, bu kapsamda hangi tankların hangi personel ile darbe girişimine katılacağının isim isim belirlendiği, şüpheliler Eken, Yıldız ve Enver Muratoğlu'nun araçların bakımını yaptırdığı, yakıt ikmallerini tamamlattığı ve mühimmatları hazırlattırdığı ifade ediliyor.

Tank Tabur Komutanı Serbülent Eken'in, tanklara üçer tank mermisi dağıttırdığı, ayrıca tank taburuna 12 bin MG-3 mühimmatı ve 19 bin 200 Hk-33 mühimmatı getirilmesini sağladığı, aynı şekilde Piyade Tabur Komutanı Kadir Yıldız'ın, personelinin itirazlarına rağmen, Zırhlı Personel Taşıyıcı araçlara kule silahlarını yüklettiği belirtilen iddianamede, verilen emirler doğrultusunda hazırlanan tankların, 30 Ağustos törenlerine yaklaşık 1,5 ay olmasına rağmen, kışla içerisinde hazırlık amacı ile yürütüldüğüne dikkati çekiliyor.


Kaynak:

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (0)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English